|
YIL 17 SAYI 199 25-Eylül-2015
|
|
ÇORUM SAAT KULESİ |
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Aşağıdaki dizinler ile tıklayarak üye
olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1 |
|
|
|
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
|
-
Mahmut Selim GÜRSEL GELDİ
GEÇTİ BANA DÜŞEN GÖREVİ YAPTIM!
-
Mahfi EĞİLMEZ
TARİHE
SAYGISIZLIK 2
-
Selma GÜRSEL PİRZOLA HAŞLAMA
-
Üzeyir Lokman ÇAYCI DESEN
-
Adile TÜRKMEN GÜNEŞ MİSİN SEN?
-
Ahmet CANBABA AKLANDILAR
-
Mehmet KARADAĞ POPÇULARA DEĞER VERMEM
|
|
|
|
|
|
01 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahmut Selim GÜRSEL |
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi |
-
GELDİ
GEÇTİ BANA DÜŞEN GÖREVİ YAPTIM!
-
Dile kolay. Yıl 2002 Yılının Şubat ayları.
Dergiciliğe soyundum. Maddi imkanlarımız kısıtlı değil tükendi.
-
1 Temmuz 1998 de büyük bir heves ile yayımını yapmaya
başladığım Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve edebiyat
dergisinin ilk sayısı Ankara’da basılarak geldi. Dergi maceramız böyle
başladı.
-
Çorumlu 2000 dergisini önce tam kuşe ve 4 renk olan
dergimi ancak 12 sayı yayımlayabildim. Dergi dizgi ve mizanpaj (sayfa
düzenini) kendim yapıyorum birkaç lira kazancımız olsun dileğindeyim.
Amacım 1938 yılında Tek Parti Döneminin yayın organı olan Çorumlu
Dergisinin 61 sayı basılarak yayımlanmış sayıların ekarte ederek
basılı olarak Çorumlu 2000 yayımlamak. Amacım Çorum’da fazla rağbet
görmedi.
-
Ayrıca artık Çorumlu 2000 dergimiz 6. Sayıdan itibaren
bir ay önceki dergi sanal olarak http://corumlu2000.dergisi.info subdomaini ile yayımını da yapıyorum.
-
28. Sayıya kadar da 1. Hamur kâğıt siyah beyaz yayımına
devam ettim. Tanıtım yok, abone parası ile durumu idare etmeye ve
maaştan dergiye katkı vermeye çalışıyorum. 28. Sayıdan sonra ise
dergimiz artık 3. Hamur kâğıda basılıyor. 36 sayıda sermaye bitti.
Artık birkaç dönmesi için tanıtım verenlerde usandı. Enflasyon aldı
başını gitti. Evin parası gitti ufak tefek borçlarda yığılmaya
başladı.
-
Yeni kentte bulunan yegâne evimi dergiye kapital olarak
sattım.
-
Dergiyi artık sadece bastırabiliyor kâğıt parasını
karşılayabiliyorum. Formaları evde eşimle katlayarak tel zımbayı asker
arkadaşımdan getirip dikiyor ve asker arkadaşıma derginin kenarlarını
giyotin ile kestirip dağıtıyorum.
-
Birkaç şair arkadaşımız devamlı Çorumlu 2000 de
yayımlamam için şiirlerini getiriyorlar. Şair ve Âşıkların şiirlerini
yayımlamak istiyorum Çorumlu 2000 3. Cilt 4. Yılı içinde 36. Sayıyı
hazırlıyorum.
-
İşte bu sıkıntılı günler arasında şiirler birikti. Ne
yapmalıyım? Arkadaşlara yayımlayacağım diye çalışmalarını
getiriyorlar. Almazsan olmuyor. Uğraşmış dizelerini yazmış, kafa
patlatmış. Bir sürü hayaller kurmuş. Arkadaş ben şiirler çoğaldı ben
yayımlayamam diyemem ki.
-
Gelen şiirleri toparladım bilgisayarda
yazdım. 16 şiir var ertesi gün iş yerinde bir toplantı yapılacak
yazarlarımın Çorum’da bulunanları davet edip çok az olsa da davete
icabet edenler oldu. İsimlerini yazmama gerek yok. Bu yazıyı okuyanlar
hatırlarlar.
-
Konu Derginin durumu: Fikirler ve öneriler
dinlendi. Olumlu fakat somut bir adım yok! Şiirlerden bahsettim 12
sayı aylık şiir defteri için ISSN alma müracaatım ve Savcılık
müracaatımı söyledim. Sevindiler. Her halde Mahmut kazanıyor ikinci
dergi girişiminde bulundu diye düşünmüş olsa gerek.
-
1 Mart 2002 de İkinci dergim basılarak
yayıma girdi. Dağıtım ve Çorum dergi potansiyeli olarak 500 sayı ile
başladık. İkinci sayı, üçüncü sayı Abone sayım 25. 3 tane kütüphaneye
derleme için Savcılığa 2 adet 5 adet arşiv 500 gerisi elde kalıyor.
-
Masraf ve abone sayısı ortada dağıtılan dergilerden
sadece tanıtım ücreti aldığımız kişilerin verdiği ücret ile baskı
parası anca çıkmış. Yeni bir deneme girişiminde bulundum. Yazıcıdan
Sarı Çiğdemi dergimi 50 adet basacağım. 15. Sayıya kadar yazıcıdan
çoğaltarak dağıtım yaptım 1. Sayıdan itibaren sanal olan dergiyi
sanala çektim.
-
Yıl 2015 Ağustos’u. 162. Sayı sanal olarak yayımda. 160
sayı katılanları ile yayımını yaptım. Sadece masraf olarak kesemize
işledi. Pişman mıyım? Hayır. Artık 160 sayı şairlerle yayımladığım
sanal dergimizi artık sadece her sayı 1 şaire hasredeceğim. Merak
edenler http://saricigdem.dergisi.info İncelerler. 161, 162 ve 163 kendi şiirlerimi yayımladım.
Allah C.C. Ömür verirse katılan olursa yayımlarım. Katılım olmaz ise
yazdığım ve arşivimde ki şiirlerimle dergiyi devam ettiririm.
-
Bu uzun anlatımdan sonra konumuz 160 sayı
arkadaşlarımızın yazdıkları şimdi ne olacak? Ben ancak yaşadığım ve
imkanımın verdiği müsaade içinde arşiv yeni sayılarımı yayımlamaya
devam edeceğim!
-
http://saricigdem.dergisi.info sitemde kapakları ve şairlerin
şiirleri isimleri ile yayımda. Peyder pey fırsat buldukta da
belirttiğim gibi arşivi siteme yüklemeye devam ediyorum.
-
Şu an yaşıyorum. Bir gün Ulu Yerden gel
diyecekler. Bu birikim ne olacak? Çalışmalar uçup gidecek. Uğraşımı
hazırlaya bilir isem 160 sayılık bir cd yapmaya çalışacağım. İsterim ki bu CD de Çorumluların
tanıtımlarının da bulunması. Teklif benden. İsteyenler isten 1 sayıya
ister 160 sayıya katkı ile tanıtımlarını CD de bulunmasını talep
edebilirler. CD çalışmaları devam etmekte ve yavaş yavaş siteme
yüklenmektedir
-
Benden bu kadar!
Her şeyin sahibi bizden daha iyi bilen Allah'ıma şükürler olsun!
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mahfi EĞİLMEZ |
Mahfi EĞİLMEZ
Hayat Hikayesine tıklayarak gidiniz! |
-
Geç Hitit kent krallıkları
döneminden kalan ve yaklaşık olarak M.Ö. 730'lara tarihlenen İvriz Kaya
Anıtı 4.20 m.x2.40 m. boyutlarındadır. Kaya zemin üzerine kabartma
tekniğiyle yapılmış anıtta Kral Warpalavas'a Tanrı Tarhundas tarafından üzüm
salkımı ve buğday başağı verilişi gösterilmektedir. Tanrı Tarhundas'ın Kral
Warpalavas'a verdiği üzüm ve buğday bereketi simgeler. Tanrının yüz kısmının
önünde ve kralın arkasında Hitit hiyeroglif yazısıyla şunlar yazılı: "Ben
egemen ve kahraman Kral Warpalavas, sarayda bir prens iken bu asmaları
diktim, Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin."
Anadolu Ajansı'nın 7 Ocak tarihli haberinde Hititlerden kalma İvriz Kaya
Anıtı'nın bakımsızlık ve ilgisizlikten yok olma tehlikesi yaşadığı yer
alıyordu. İvriz Kaya Anıtı'nın çevresi birinci derece doğal sit alanı, yakın
çevresi de İvriz Çayı boyunca ikinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş.
2700 yıllık bu olağanüstü kaya kabartması anıtta doğal tahribat nedeniyle
derin çatlaklar oluşmaya başladığı haberin en önemli ayrıntılarından
birisiydi. Yağmur ve kar sularının biriktiği bu çatlaklar, donan suyun
erimesiyle giderek genişlemeye başlamış.
Ereğli Müze Müdürlüğü'nün uyardığı
Konya Kültür Müdürlüğü önlem almak için harekete geçmiş. Anıtlar ve Röleve
Müdürlüğü mimarlarının incelediği anıtın, kar, yağmur suları ve dış
etkenlerden korunması için bir beton şemsiye ile kapatılması ve çevre
düzenlemesi ile anıtın tabanına akan gölet sularının izolasyonunun
yapılmasına karar verilmiş. Ne var ki yine haberden anlaşıldığı kadarıyla
kabartmanın yer aldığı arazinin mülkiyetinin ait olduğu TEAŞ, anıtın
korunması için yapılan işbirliği çağrılarına yanıt vermemiş.
Aramlar ve Fenikelilerin güneyden gelip Kuzey Mezopotamya'ya yayılmaları
sonucu, Hitit sanatına bu kavimlerin sanatına ilişkin öğeler de egemen
olmaya başlamış. İvriz Kaya Kabartması, Geç Hitit döneminin, Aram ve Fenike
etkisi altında yapılmış en önemli eserleri arasında sayılıyor. Her yıl
yüzlerce turist anıtı görmek için geliyor.
Anadolu Ajansı'nın haberinden sonra İvriz Kaya Anıtı ile ilgili başka bazı
haberler de yer aldı gazetelerde. Yayımlanan fotoğraflardan anlaşıldığı
kadarıyla kabartmadaki figürler hedef olarak kullanılmak suretiyle
kurşunlanmış. Figürlerin burunları, kulakları tabanca kurşunlarıyla
parçalanmış. Yani yalnızca doğa değil anıtı yıpratan. Tarihe karşı
ilgisizliğimiz bilinen bir şey. Buna fazlaca diyecek bir şeyim yok. Ama
tarihe karşı saygısızlığımız çok can sıkıcı. 2700 yıllık bu esere sahip
çıkamıyoruz. Sahip çıkmak ne kelime onu nişan tahtası haline getiriyoruz.
Ondan sonra da kalkmış Berlin'den iade edilmeyen Hitit Aslanı'nı geri
istiyoruz. Ne yapacağız o aslanı? İvriz Kaya Kabartması'nı hedef olarak
kullanmaktan bıktık da şimdi o aslanı mı kurşunlayacağız?
Milyonlarca dolarlık turizm gelirinin temel dayanağını oluşturan tarihsel
mirasına sahip çıkamayan bir ülkenin alacaklarına sahip çıkamaması, bırakın
sahip çıkmayı bu alacağın var olup olmadığını merak etmemesi şaşırtıcı
olmamalı aslında.
Not: Hahfi EĞİLMEZ'DEN Tabibimiz üzerine sitesinden alınarak dergimizde
yayınlanmıştır!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
02 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Selma GÜRSEL |
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi |
- PİRZOLA HAŞLAMA
- Kasaptan koyun
kaburgasının bir tarafını alır.
- Kasapta kaburgaların
göğüs tarafına gelen kısmın kemiklerden kırdırılır. Sırt ile kalan yer
pirzolalık denilen bölüm olup burası 2 şer kalemlik böldürülür.
- Eve getirilen
pirzolalıklar güzelce yıkanır. Bir tencereye az bir yağ konularak
pirzolalıklar hafifçe kızartılır. Üzerine sıcak su konularak kısık
ateşte kaynamaya bırakılır.
- Bir kaşık domates
salçası konulur ve büyük bir domates doğranarak et kısık ateşte
pişmeye bırakılır. Su azalırsa sıcak su ilave edilerek et pişirilir.
- Et piştikten
sonra
istenildiği kadar tuz biraz et piştikten sonra konulur. Biraz
kaynatılan yemek birkaç dakika dinlenmeye bırakılır.
- Pişen et servis
edilerek yenilir.
|
|
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
03 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki
Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Üzeyir Lokman ÇAYCI |
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi |
|
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
04 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Adile TÜRKMEN |
Adile TÜRKMEN Hayat Hikayesi |
-
GÜNEŞ MİSİN SEN ?
-
Kömür gözlüm ! Gün gelip,gün
gibi batıp da,
-
Kaybolur,kaybolur gidersem
bir gün,
-
Üzülme sakın,ağlama dayanamam
ben,
-
Işığın dünyamda ışı gene
güneşimsin sen.
-
-
Unuttum desem de,inanma
hasretin yakar içimi.
-
Özledim ilk günkü gün gibi
gözlerin aklımda dün gibi
-
Unutamadığımda o anki halin
sen varsın ya gün gibi,
-
Derinden gözlerime baktığın o
muhteşem mutlu gün gibi.
-
-
Sarsılırım,titrerim
yalnızlığımda hazanlar çekerim,
-
Şiirler yazarım aklıma
geldiğinde hüzünden,
-
Uykularım geç kalır sehere
doğru maziye geçerim
-
Işırken rüyalarıma gelirsen
deva bulur dertlerim.
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız
|
|
|
|
05 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Ahmet CANBABA |
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi |
-
AKLANDILAR
-
Milletin gözünün içine bakıp
-
Sözüm ona aklandılar yüzsüzce
-
Ne yapsak ta halkımız bizi
seçer
-
Diyerek çok beklendiler
yüzsüzce
-
-
Yeniler seçildi eskiden bıkıp
-
İnsan sandılar yüzlerine
bakıp
-
Eskinin özünden yeniden çıkıp
-
Eskilere eklendiler yüzsüzce
-
-
Öyle bir düzen ki avanta
yeyip
-
Nasılda geldiler sıra
bekleyip
-
Seçmezseniz vebali sizin
deyip
-
Seçmenlere diklendiler
yüzsüzce
-
-
Suç ararlar konuşulan lehçede
-
Koca çiftlik gezindiler
bahçede
-
Her iktidar değiştikçe
bütçede
-
Açıklarla denklendiler
yüzsüzce
-
-
Ne evlatlar doğuruyormuş ana
-
Dokuzu kendinin biri halkına
-
Birde kıyak emeklilikten yana
-
Haklı çıkıp haklandılar
yüzsüzce
-
-
Teker teker bulundular
izlenip
-
Bile, bile aklandılar
sızlanıp
-
Hırsızlarla hırsız olup
gizlenip
-
Yolsuzlarla saklandılar
yüzsüzce
-
-
Kucaklayıp okşadılar gelerek
-
Oy aldılar sinsi sinsi
gülerek
-
Daha çok halkın üstüne
bilerek
-
Yüklendikçe yüklendiler
yüzsüzce
|
Telif Eseridir izinsiz
kullanmayınız |
|
|
|
|
06 |
Bu sayının
içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
Bir önceki Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız! |
Bir sonraki Sayfaya Gitmek için
Tıklayınız! |
|
Mehmet KARADAĞ |
Mehmet KARADAĞ Hayat Hikayesi
|
POPÇULARA DEĞER VERMEM
Hasret, yokluk bende yaşar
Popçulara değer vermem
Bir gün olur sabır taşar
Popçulara değer vermem
Şehit bende, yiğit bende
Doğru sözlü ozan bende
Daha nice sevda bende
Popçulara değer vermem
Alın terim helal benim
Asla bozuk değil genim
Halka büyük iman sevgim
Popçulara değer vermem
Çapa vurur nasır elim
Halkın gerçek dostu benim
Daim doğru söyler dilim
Popçulara değer vermem
KARADAĞ’IM duyun beyler
Popçularda koyun heyler
Yoz kültüre hizmet eyler
Popçulara değer vermem
10 08 2008 |
YAZARLARIMIZIN HAYAT HİKAYELERİNE GİTMEK
İÇİN TIKLAYARAK GİDİNİZ! |
Bu
sayının içindekiler bölümüne dönmek için tıklayınız |
|
|
|
|
DİKKAT ; BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMDEN
İZİN ALINMADAN KULLANMAYINIZ! |
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTİSİ ALTINDADIR! |
1 |
Hazırlayan
Mahmut Selim GÜRSEL
yazışma adresi corumlu2000@gmail.com |
|
Hukuka, Yasalara,
Telif ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. |
1 |
Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL
adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM |
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR! |
200 SAYI 25 Ekim
2015 SAYIYA Gitmek İçin Tıklayınız! |