YIL 17  SAYI 194    24-Nisan-2015

Hazýrlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazýþma adresi  corumlu2000@gmail.com

DÝKKAT ; BU BÝLGÝLER TELÝF ESERÝ OLUP YAZARI VE YAYINEVÝMDEN  ÝZÝN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!

YAZARLARIMIZIN HAYAT HÝKAYELERÝNE GÝTMEK ÝÇÝN TIKLAYARAK GÝDÝNÝZ!

Aþaðýdaki dizinler ile týklayarak üye olmadan sayfalara girebilir ve inceleyebilirsiniz!1

 

BÝLGÝ PAYLAÞILDIKÇA KIYMETÝ ARTAR!

 
Mahmut Selim GÜRSEL NELER OLUYOR ÜLKEMDE!
Mahfi EÐÝLMEZ HÝTÝT YASALARI
Mustafa Neruz SINACI BÜYÜK AYIP VE AKP’NÝN YÜZKARASI
Selma GÜRSEL KIRMIZI MERCÝMEK ÇORBASI
Üzeyir Lokman ÇAYCI DESENLER
Yaþar KILIÇ EY GÖNLÜMÜN NURU
Ahmet CANBABA MUTLU OL SEN
Mehmet KARADAÐ CEFA ÇEKER HEP AÞIKLAR
 
 
 
 
 01

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Mahmut Selim GÜRSEL
Mahmut Selim GÜRSEL Hayat Hikayesi
NELER OLUYOR ÜLKEMDE!
Bu günlerin pek çok þeye gebe olarak karþýmýzda bulunmakta olduðunu görüyoruz.
Birkaç oy uðruna soysuzluk ve Vatansýzlýk kokan bir günlerin içinde sessizce hiç tepkisiz olmazsa da tepki verenlerin sesinin de kesildiði bir düzenin çarklarý içinde kaldýk.
Yaklaþan seçimin ve 100 yýllarýn kutlandýðý bir düzen ile bilgi ve gördüklerimizi alabora edecek bir girdabýn baþlangýcýnda olduðumuzu görüyorum.
BANA NE diyemiyorum.
Belki benim bu tepki veya tespitimi okuyan birkaç kiþinin bana hak vermesi ile benim önerimin de katýlanlarýný göremesem de onlara bilgi verdiðimin rahatlýðýný hissetmem gerekir diye düþünüyorum!
Neden banan ne diyemememin sebebi benim bundan sonra arkamda bu ülke için kalacak ve kalan için de üzülecek bir mirasçým bulunmayýþý.
Yaþamým ise Allah C.C. müsaade eder ise Çorum’un tabiri ile bir koyun ömrü kadar ömrümün olmasý.
Bana ne diyemememin sebebi ise; bu Güzel Ülkemin içimizdeki ve çevremizdeki düþmanlarýnýn bir mantar gibi türemesi ve bu mantarlarýn Ülkemizin tamamýný kaplamasýnýn üzüntüsü ile için için kahroluyorum.
Bu yazýnýn yazýldýðý zaman idilimi içerisinde neleri anacak nelerden konuþacaðýz?
A:
ATATÜRK’ÜN GENÇLÝÐE HÝTABESÝNDEKÝ:
Türk ve Türkiye için en önemli bulgulardan ve Ülkemin ne hale geldiðini çok uzun yýllar önce gören ATATÜRK’ÜN GENÇLÝÐE HÝTABESÝNDEKÝ:
“Ey Türk Gençliði!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.”
Bu hitabedeki binici paragrafýndaki emirini ne yazýk ki pek çok gencimiz uykuda olduðu için duymamýþ veya görmemiþ gibi davranmaktalar. En büyük hata ise gençlerin kim olduðunu anlayamamasýndan olsa gerek. Gençlik sadece belli bir yaþ grubu olmayýp kendisini bu grubun içinde görebilen, hissedebilen bütün TÜRK VATANDAÞLARININ olmasý gerektiðini anlamaz gözükerek elimizdekilerin gideceðinden korkarak Cumhuriyetin muhafýzýndan ve cumhuriyeti savunmaktan uzak durmamýzdýr! Yine ATATÜRK Ayný hitabede:
“Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.”
TÜRK’ÜN mevcudiyet ve istikbalinin temelinin cumhuriyet olduðunu, baþka bir idare þekli ile yönetilince TÜRK’ÜN yok olacaðýný iþaret ederek;
Bu temel, senin, en kýymetli hazinendir.
Demiþ ve Cumhuriyet idaresini muhafaza ve müdafaa etmez isek bu kýymetli hazinenin baþýna gelecekleri de þöyle izah ederek UYARMAKTADIR!
“Ýstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahlarýn olacaktýr.” 
Bu günlerin açýk ve net görünüþünün izahý olarak algýlayamadýðýmýzý ve
“Bir gün, Ýstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düþersen, vazifeye atýlmak için, içinde bulunacaðýn vaziyetin imkân ve þerâitini düþünmeyeceksin!”
Bu günlerin þimdiki yaþadýðýmýz zaman diliminin içinde aynen meydana geldiðini ve Türk Gençlerine hitabesinin neleri gördüðünü ve ne yapýlmasýný önerdiðini anlamamýzý istemektedir devam ile;
“Bu imkân ve þerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. “
Bir gün olaylarýn durumu uygun olmayan durum ortaya çýkabilir.
 Ýstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düþmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiþ bir galibiyetin mümessili olabilirler. “
Özgürlük ve Cumhuriyetimize kast edenler bütün dünyada görülmemiþ bir çoðunluk (galibiyet) tensil edebilirler!
“Cebren ve hile ile aziz vatanýn, bütün kaleleri zaptedilmiþ, bütün tersanelerine girilmiþ, bütün ordularý daðýtýlmýþ ve memleketin her köþesi bilfiil iþgal edilmiþ olabilir.”
Zorla ve HÝLE ile vatanýn bütün kaleleri zapt edilmiþ, tersanelerine girilmiþ, ordularý daðýtýlmýþ ve memleketin her köþesi bizzat iþgal edilmiþtir.
“Bütün bu þerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hýyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri þahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”
Dýþ düþmanlardan daha tehlikeli ve vahimi olarak da Ülke dâhilinde Ýktidar sahibi olanlarýn dikkatsiz, boþ bulunma, dalgýnlýk içinde olabilirler ve hatta; ihanet, hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kendi çýkarlarý için, þahsi çýkarlarý için, iþgal ettikleri yönettikleri yerleri siyasi emellerine kullanabilirler ve hatta “TEVHÝT” tek olduðunu söyeyebilirler
“Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düþmüþ olabilir.”
Millet olarak sizler Ýhtiyaç, fakirlik ve yoksulluk içinde yorgun ve bezgin duruma düþmüþ muhtaç kalmýþ olabilirsiniz diyor ve
Ey Türk istikbalinin evlâdý! Ýþte, bu ahval ve þerâit içinde dahi, vazifen; Türk Ýstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktýr! Muhtaç olduðun kudret, damarlarýndaki asil kanda mevcuttur!
Demektedir! 
23 Nisan ve bu günler
Neler oluyor?
B:
BÝDAT VE KUTLU DOÐUM HAFTASI ÝLE REGAÝP KANDÝLÝ
BÝDAT
Ýnsanlara bidati iyi, güzel bidat diye anlatmalarý da onlarýn Müslümanlýkta bidatin ne olduðunu bilmemelerinden deðil Müslümanlara; Kur’an ve Peygamberimizin yapmamýþ olduðu sünnetlerine BÝLEREK ek ve ilaveler ekleyerek Müslümanlýðý yozlaþtýrma, ibadetleri bozma giriþimi olarak gözükmektedir.
Bid’atçiler için Ehl-i bid’at; yani bid’atçiler karþýlýðýnda bazen Sahibu’l-bida’, Ehlü’l-ehva, Mübtedia, Ehlü’d-dalale gibi tanýmlamalarý kitaplarda görebilirsiniz.
Bid’at, Peygamber efendimizin Müslümanlara gösterdiði ibadet ve hareketlerinde olmayan ve sonradan çýkarýlan dindeki yeniliktir. Yaný; Peygamber Efendimizin söylediði ya da uyguladýðý sünnete aykýrý ek ve ilave þeyleri ortaya koymaktýr.
 Müslümanlýk ile ilgisinin olmayan ve atalarýmýz yapýyordu diyerek veya sadece gönlümüz istedi diye sonradan çýkan iþleri Müslümanlýkla ilgili diye yapmamalýyýz.
Sözün en hayýrlýsý Allah’ýn kitabýdýr. Yollarýn en hayýrlýsý Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in yoludur. Ýþlerin en kötüsü, sonradan ortaya çýkarýlmýþ olan bidatlardýr.
Her bid’at dalâlettir, sapýklýktýr.
Bidatin iyisi – kötüsü- faydalýsý- faydasýzý olmaz!
Bismillâhirrahmânirrahîm 41:25. Biz onlara birtakým arkadaþlar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarýnda ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiþ olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuþtur. Kuþkusuz onlar hüsrana düþenlerdi.
Bismillâhirrahmânirrahîm 45:23. Hevâ ve hevesini tanrý edinen ve Allah'ýn (kendi katýndaki) bir bilgiye göre saptýrdýðý, kulaðýný ve kalbini mühürlediði, gözünün üstüne de perde çektiði kimseyi gördün mü? Þimdi onu Allah'tan baþka kim doðru yola eriþtirebilir? Hâla ibret almayacak mýsýnýz?
 
C:
KUTLU DOÐUM HAFTASI
Müslümanlýðý parçalamak ve bunun gibi kutlamalar ile sadece kutlanan bilgiyi bir güne veya bir hafta ile sýnýrlayarak insanlara ibadetlerini sýnýrlama giriþiminden ve en yeni BÝDAT yaný SAPKINLIK olarak Kutlu Doðum Haftasý saçmalýðýný görmekteyiz!
Türkiye’de Said-i Kürdi cemaatinin Müslümanlýðý Diyanet iþleri Vakfý ile 1989 yýlýnda baþlatýlan ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý bu güne kadar desteklenerek sadece Türkiye'de kutlanan en yeni BÝDAT olarak resmiyet kazandýrýlarak her yýl farklý tarihlerde ve günlerde Sadece Türkiye’de kutlana geldi.
Kutlu Doðum Haftasý’ný, Hýristiyanlýktaki gibi yortularý bulunmayan Müslümanlýðý Protestanlaþmasý süreci ve Büyük Ortadoðu Projesi çerçevesinde Amerika'nýn yeþil kuþak projesinin günümüze uyarlanmýþ hali olan ýlýmlý Ýslam projesi kapsamýnda bir çalýþma olduðu, (Haksöz Dergisi - Sayý: 158/159 - Mayýs/Haziran 04  http://www.haksozhaber.net/okul/article_print.php?id=4037)
Doðum kutlamasýnýn Müslümanlýkta yerinin olmadýðý, bunun Ýsa'nýn doðumu ile baðlantýlý bir gelenek olduðu bilinmekte olduðunu buradan yazmama da gerek var mý?
Peygamber Efendimizin doðum gününün miladi takvime göre 20 Nisan kabul edilerek kutlandýðý bir etkinlik haftasýdýr. Aþaðýda yýllara göre yapýlan bidatin çizelgesi verilmiþtir.
1          12 Eylül-17 Ekim 1989
2          1 Eylül-7 Ekim 1990
3          20 Eylül-26 Eylül 1991
4          9 Eylül-15 Eylül 1992
5          30 Aðustos-5 Eylül 1993
6          20 Nisan -26 Nisan 1994
7          20 Nisan-26 Nisan 1995
8          20 Nisan-26 Nisan 1996
9          20 Nisan-26 Nisan 1997
10        20 Nisan-26 Nisan 1998
11        20 Nisan-26 Nisan 1999
12        20 Nisan-26 Nisan 2000
13        20 Nisan-26 Nisan 2001
14        20-26 Nisan 2002
15        20-26 Nisan 2003
16        20-26 Nisan 2004
17        20-26 Nisan 2005
18        20-26 Nisan 2006
19        20-26 Nisan 2007
20        14-20 Nisan 2008
21        14-20 Nisan 2009
22        14-20 Nisan 2010
23        14-20 Nisan 2011
24        14-20 Nisan 2012
25        14-20 Nisan 2013
26        14-20 Nisan 2014
27        14-20 Nisan 2015
D:
REGAÝP KANDÝLÝ VE KANDÝLER
Regâib kelimesi Arapça kelimedir. Kökü "Reða-be", olan kelime; istemek, arzulamak,  meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir.
Regâib kelimesi Kur an da geçmemektedir. Yoktur!
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa S.A.V. Efendimizin hadisleri arasýnda da REGAÝP GECESÝ ile ilgili hiç bir Hadis-i Kutsi yoktur.
Peygamberimiz Recep-Þaban-Ramazan aylarý hakkýnda bilgi vermiþtir.
Kur'an-ý Kerim ve Peygamber efendimizin bu konu ile bahsetmemesi REGAÝP GECESÝ (KANDÝLÝ) sonradan yapýldýðýnýn emaresidir ki bu da BÝDAT olduðunu yani sonradan icat olduðunun delilidir. Peygamber efendimizin Regaip Kandilini övdüðünü söylenerek bu gecenin kutsilerinden bahsetmek ise Peygamber efendimizin:
“Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim yalan olduðunu bildiði halde benden bir hadis anlatýrsa iki yalancýdan biri kendisidir.” (Müslim, Mukaddime: 17; Ýbn Mâce, Mukaddime: 27)”
Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bana ait imiþ gibi, bir sözde yalan söylemeyin kim benden olmayan bir þeyi bendenmiþ gibi yalan olarak söylerse Cehenneme girer.” (Buhârî, Ýlim: 27; Ýbn Mâce, Mukaddime: 17)
ž Bu konuda Ebû Bekir, Ömer Osman, Zübeyr, Saîd b. Zeyd, Abdullah b. Amr, Enes, Câbir, Ýbn Abbâs, Ebû Saîd, Amr b. Abese, Ukbe b. Âmir, Muaviye, Büreyde, Ebû Musa el Gafýkî, Ebû Umâme, Abdullah b. Amr, el Mukanna’ ve Evs es Sekafî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.
Tirmizî: Ali hadisi hasen sahihtir.”
Dikkate almadýðýnýn eseridir.
Bismillâhirrahmânirrahîm 45:7. Vay haline, her yalancý ve günahkâr kiþinin!
Günümüzde birçok bidat ve hurafenin yaygýn bir þekilde hayata aktarýldýðýný görmekteyiz. Bizden öncekilerin yaptýklarýný incelemeden uygulamamýz ise bizim bilgiyi kulaktan duymamýz, olur olmaz kiþilerin sözlerine kulak vermemizden dolayýdýr. Olmayan Regaip kutlamak Müslümanlarýn ibadetlerini belirli gecelerin yeterli olacaðýný ima etmek için yapýlan bidat deðil mi? 
 
E:
ERMENÝ SOY KIRIMI YOKTUR!
            Yüz yýl önce olan olaylarýn bu günlere taþýnan büyük bir iftira ve Türkiye’ye karþý düzenlenmiþ ve bu Nisan ayýnda kutlanan bir komplonun içerisinde bulunmaktayýz!
            Ne yazýk ki bu günleri ve bu kutlamalarý Ermeni Diasporasýnýn giriþimleri ile her ülkede “ERMENÝ SOYKIRIMI” kýnamalarý ve hatta son günlerde AParlementosu tarafýndan da bu doðrultuda karar alýndýðýný ve bizi idare edenlere de teþekkür edildiðini basýndan öðrenmiþ bulunmaktayým.
FACEBOOK da “Ermeni Soykirimi Yoktur 100 Yýlýn Yalaný topluluðu açtým.” Ocak ayýnýn 27’sinde açtým
            https://www.facebook.com/pages/Ermeni-Soykirimi-Yoktur-100-Y%C4%B1l%C4%B1n-Yalan%C4%B1/891288524238385
FÝLÝSTÝN 100 YIL ERMENÝ ANMA PULU
1915-2015 100 th Anniversary of the Armenian genocide
NE diyor
1915-2015 Ermeni soykýrýmý 100. Yýldönümü
Kim diyor FÝLÝSTÝN PULU
Sayfamda : Ermenistanlý dediklerim SOYKIRIM YAPIP sonra soykýrým yapýlan TÜRK insanlarýný suçlayanlardýr! Ermenistanda Soykýrým abideleri vardýr, Müzeleri vardýr! Ýspat edecek delilleri yoktur!Sayfamda paylaþtýðým fotoðraflar
BUGÜNE KADAR ERMENÝ SOYKIRIMI’NI RESMEN TANIYAN ÜLKELER:
1Uruguay – (1965)
2.Kýbrýs-(1982)
3.Rusya-(1995)
4.Yunanistan – (1996)
5.Kanada- (1996)
6.Fransa – (1998)
7.Arjantin-(1998)
8.Belçika- (1998)
9.Lübnan- (2000)
10.Ýtalya – (2000)
11.Vatikan- (2000)
12.Ýsviçre- (2003)
13.Holandia- (2004)
14.Slovakya- (2004)
15.Almanya- (2005)
16.Litvanya- (2005)
17.Venezuela – (2005)
18.Polonya- (2005)
19.Þili – (2007)
20.Güney Avustralya – (2009)
21.Ýsveç- (2010)
 
Ýsviçre, Slovakya, Yunanistan ve Kýbrýs ise Soykýrýmý inkar edenleri cezalandýran yasa tasarýsý kabul etti.
 
SOYKIRIM OLARAK TANIMLAYAN ABD EYALETLERÝ
Alaska
Arizona
Arkansas
Kaliforniya
Colorado
Connecticut
Delaware
Florida
Georgia
Güney Karolina
Idaho
Illinois
Kansas
Kentucky
Kuzey Dakota
Kuzey Karolina
Louisiana
Maine
Maryland
Massachusetts
Michigan
Minnesota
Missouri
Montana
Nebraska
Nevada
New Hampshire
New Jersey
New Mexico
New York
Ohio
Oklahoma
Oregon
Pensilvanya
Rhode Island
Tennessee
Utah
Vaþington
Vermont
Virjinya 
Wisconsin
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 
 
 
 
 

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Mahfi EÐÝLMEZ
Mahfi EÐÝLMEZ Hayat Hikayesine týklayarak gidiniz!
 
HÝTÝT YASALARI 13/05/2001)

Hititler, imparatorluk döneminde, devlet yönetimini doruða çýkarmýþlardý. Kral ile soylular meclisi Panku'nun iliþkileri, kale komutaný adýný taþýyan bugünkü vali ve belediye baþkanýnýn ortak yetkileriyle donatýlmýþ yöneticiye verilen yönetmelikler, komþu ülkelerle yaptýklarý antlaþmalar, o dönem için olaðanüstü düzenlemeler. Dönemine göre oluþan bu yüksek devlet düzeni, hukuk düzenini de oldukça üst düzeye taþýmýþ.

Ýtalyan Hititolog Fiorella Ýmparati'nin 'Hitit Yasalarý' adlý kitabýný, Türkçe çevirisini yapan Profesör Erendiz Özbayoðlu bana hediye etti. Ýlk bakýþta müthiþ bir kitapla karþý karþýya olduðumu anladým. Hitit yasalarýnýn bir bölümünü baþka kaynaklardan inceleyebildiðim kadarýyla biliyordum, ama bu kadar derli toplu olarak bir arada bulamamýþtým.

Hitit yasalarý, okudukça insaný þaþkýna çeviren metinler. Aþaðý yukarý 3 bin 500 yýl önce yazýlmýþ olan yasalarý okudukça gerçek bir hukuk devletiyle karþý karþýya olduðunuzu görüyorsunuz. Birkaç örnek vermekte yarar var:

"Eðer genç bir kadýn, bir adama baðlanmýþsa ve adam onun için baþlýk ödemiþse ve sonra babasý ve annesi buna karþý çýkýp kýzlarýný adamdan ayýrýrsa, o zaman baþlýðýn iki katý tazminat verirler.""Eðer bir kimse bir temelden bazý taþlarý çalarsa iki taþ için on taþ versin."

Saraya karþý iþlenen suçlar için oldukça aðýr cezalar öngörülmüþ:

"Eðer bir kimse, sarayýn kapýsýndan bir bronz mýzraðý çalarsa, o ölsün."

Mülkiyete yönelik suçlar için baþlangýçta öngörülen ölüm cezalarý zaman içinde tazminat biçiminde cezaya dönüþtürülmüþ:

"Eðer bir tohum üzerine bir baþkasý tohum atarsa (baþkasýnýn tarlasýna tecavüz eylemi) bu kiþi saban üzerine koþulsun, iki koþum öküzü baðlansýn. Birinin yüzü bu tarafa öbürünün yüzü o tarafa çevrilsin adam ölsün, öküzler ölsün ve tarla eski sahibine verilsin." Bu hüküm zaman içinde deðiþmiþ ve þu biçimi almýþ: "... eskiden böyle yapýlýyordu. Ve þimdi bir koyun adam yerine, iki koyun da öküzlerin yerine konsun. (Suçu iþleyen) otuz ekmek, üç kap iyi cins bira versin. Tarla eski sahibine verilsin."

"Eðer bir kimse bir erkek kölenin elini ya da ayaðýný kýrarsa ve eðer o topal kalýrsa, o zaman ona on þekel gümüþ versin, ama eðer topal kalmazsa, o zaman ona beþ þekel gümüþ versin." Köle haklarýnýn da korunduðunu bu maddeden anlýyoruz. Ne var ki bu koruma özgür insana göre sýnýrlýydý. Örneðin, maddedeki eylem özgür bir adama karþý yapýlýrsa cezasý, köleye verilen tazminatýn iki katýydý.

Hitit yasalarýnýn bir özelliði de geliþmeleri izleyerek revize edilmesiydi. Bu deðiþikliði göstermek için eski cezaya da (eskiden) ifadesiyle yer veriliyordu:

"Eðer biri, (baþkasýna ait) bir kovanda yaþayan arý topluluðunu çalarsa, eskiden 3 þekel ceza veriyordu, þimdi 5 þekel ceza versin."

Burada geçen þekel, hem aðýrlýk ölçüsü, hem de para birimidir. Para birimi olarak kullanýlan 1 þekel, 8.4 gram aðýrlýðýnda gümüþ çubuk ya da halka biçimindeydi.

Hititler, zaman içinde yasalarýný revize edip düzeltmiþler. Kýsas hukukundan tazminat hukukuna geçerken, ekonomik suça ekonomik cezayý öngörebilmiþler. 3 bin 500 yýl önce yapmýþlar bu düzenlemeleri.

Not: Hahfi EÐÝLMEZ'DEN Tabibimiz üzerine sitesinden alýnarak dergimizde yayýnlanmýþtýr!

 
 
 
 
 
 
 
 
 02

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Mustafa Nevruz SINACI
Mustafa Nevruz SINACI Hayat Hikayesi

BÜYÜK AYIP VE AKP’NÝN YÜZKARASI

Mart ayýnýn son Cuma’sý, bütün hüküm ve ilkeleri ile yürürlükte olmasý gereken ve bu ‘yürürlük’ þartýndan bilumum muhalefet partilerinin müteselsilen sorumlu ve yükümlü olduðu 1982 Anayasasýna büyük bir darbe vuruldu. Elektronik, yazýlý ve görsel medya’ya “Meclis'te son dakika” anonsu ile düþen habere göre: “Cumhurbaþkanýna da örtülü ödenek getirildi!..”

Þüphesiz bu, vahim bir hukuk skandalýdýr. Hadisenin gazeteci, yazar - çizer takýmýnca algýlanýp, akýl-ahlâk, adalet ve hukuk baðlamýnda iþlenip, kamuoyunun aydýnlatýlabileceði 30 Mart Pazartesi günü, akla hayale gelmeyecek þeamette olaylar yaþandý. Van hariç olmak üzere bütün Türkiye’de elektrikler kesildi. Ýnternet bitti, iletiþim kapandý, çoðu cep ve ev telefonlarý stop etti, iþlemedi. Ýstanbul Çaðlayan Adalet Sarayýnda Savcý Mehmet Selim Kiraz, iki terörist tarafýndan rehin alýndý. Akabinde balyoz davasý beraatle sonuçlandý. 236 kiþi için “sanýklarýn yüklenen suçlarý iþledikleri sabit olmadýðýndan" serbest býrakýlmalarýna karar veren mahkeme; buna ilâveten “dijital delillerde sahtecilik iddiasýna iliþkin ‘suç duyurusunda’ bulunulmasýný” istedi. Ýþte günün ve hattâ son on yýlýn en önemli vakýasý bu idi. Esas bu nedenle iletiþim, ilân ve duyuru vasýtalarý maskelendi, karartýldý, perdelendi. Dolayýsýyla “örtülü ödenek” þaibesi de karambole getirilerek unutturulmak istendi.

Hani þu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hesabý bir tek Þehit Baþvekil Adnan Menderes tarafýndan verilen; 1960 paçavrasý ile büsbütün örtülerek gizlenen (sözde Baþ Bakanlarýn iffet, namus ve faziletlerine emanet) saklý, þaibeli, haram ve menfur para! (Bu doðru bir taným. Zira vergi mükellefi, devletin ve yetim hakkýnýn sahibi halkýn; Bilgi, rýza ve muvafakati haricinde sarf edilen her kuruþ, harcayana haram, harcatana günah, suç, boynuna borç, vebal ve hesabýný mutlaka vermek zorunda olduðu hukuki, ahlâki ve vicdani bir mükellefiyettir.) Gerçekte belirli makam ve memuriyetler için iyi niyetle tahsis edilen örtülü tahsisatýn (tahsisat-ý mesture’nin) asýl amacý: “Sadece, makamla mükellef memurun maddi imkân ve ödeme gücünü aþan” aðýrlama yani temsil giderlerini temin-yerine göre ‘kimsesizlerin kimsesi sýfatýyla’ olaðanüstü maðduriyetleri karþýlamaya yöneliktir. Yalnýz Türkiye de deðil despotluk ve diktatörlükle malûl olmayan bütün medeni ülkelerde durum böyledir. Kaldý ki “özel temsil ve hatýra binaen yapýlan aðýrlamalar dýþýnda” bütün resmikabul masraflarý resmi ödenekler çerçevesinde yapýlýr. TC Anayasasý ve kanunun öngördüðü usul ve esas da budur.

Hali hazýr yürürlükteki ‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24. maddesinde ‘örtülü ödenek’ Anayasa'nýn 104. maddesinde ise ayrýntýlý olarak Cumhurbaþkanýnýn görev ve yetkileri tanýmlanmýþtýr. Buna göre: 104. madde deðiþtirilmeden, ‘yasa’ ile Cumhurbaþkanýnýn yürütme yetkilerini geniþletmek mümkün deðildir. Dolayýsýyla uygulanmasý halinde, anayasa deðiþtirilmiþ gibi gözükecek olan bu yasa; Baþta Anayasa olmak üzere adalet, hukuk, gelenek ve ahlâka aykýrýdýr. Þu haliyle þaibe, hukuku dolanma ve apaçýk bir sahtekârlýk sayýlýr.

Zira Anayasa ile sorumsuz Cumhurbaþkanýna verilmemiþ bir görev veya yetki yasa ile hiçbir þekil ve surette verilemez. Yürütme / icra organý, hak, yetki ve görevini Cumhurbaþkaný ile paylaþamaz!.. Kaldýn ki “Örtülü ödenek”, özellik arz eden, yüksek nitelikli güvenlik sahasý ve konularýnda harcanacak paradýr. “Kapalý istihbarat” ve “kapalý savunma” hizmetleri olarak tanýmlanan bu konular, devletin milli güvenliðini ilgilendirir.

Hal bu ki; Yürütmeye ait olan “örtülü ödenek” kullanma yetkisinin Cumhurbaþkanýna verilmesi, fiilen, cebren ve hileyle “Baþkanlýk Sistemi”ne geçildiðini gösterir. Mevcut hukuk düzeni ve ceza mevzuatýna göre bu, aðýr bir Anayasayý ihlâl ve anayasal düzeni deðiþtirmeye teþebbüs suçudur. Þu hale nazaran mevcut Cumhurbaþkaný, Anayasa’da belirlenmiþ görev ve yetkilerinin dýþýna çýkamaz. Cumhurbaþkanýnýn görev ve yetkileri Anayasa ile belirlenmiþtir. Belirlenen yetkilerin tamamý açýk, net, kati surette gizliliði gerektirmeyen saydamlýkta olup; Zaten Cumhurbaþkanlýðý makamý ile örtülü, saklý, gizli-kapaklý iþler baðdaþmaz. Kaldý ki, bu görevler arasýnda “örtülü ödenek” kullanmayý gerektirecek bir yükümlülük bulunmamaktadýr.

Böyle bir icabýn hâsýl olmasý halinde, gereðinin Baþbakanlýða sevki kabildir.

GÝZLÝLÝK MELÂNETTÝR

Ama bütün bu tuhaf, akýl-mantýk, hukuk ve ahlâk dýþý iþler, bizdeki (31’i seçime girme hakkýna sahip, toplam:100 küsur) iþbirlikçi-iþtirakçi-çýkarcý, onursuz ve sorumsuz muhalefetin uyurluktan gelmesi gaflet-dalalet ve hýyaneti sayesinde vuku bulur, olup biter. Usulen yapýlan bazý itirazlar dýþýnda senaryo ayný. Tasarý Anayasa Mahkemesinden dönmezse oyun sürer!..

ÖNERGE ÜÇ AYLIK BAKANDAN

Muhtemelen tembihli, ýsmarlamalý veya emrivaki önerge, en olmayacak yerden; Seçim dönemi bakaný olarak atanan Sebahattin Öztürk’ten geldi. Torba kanunu’nun ‘örtülü ödenek’ maddesi deðiþtirilerek; Baþbakandan sonra Cumhurbaþkanýna da örtülü ödenek imkâný getiren tasarýya:, “Kapalý istihbarat ve kapalý savunma hizmetleri, devletin milli güvenliði ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarýnýn gerekleri, siyasi-sosyal, kültürel amaçlar, olaðanüstü hizmet ile ilgili devlet icaplarý için kullanýlmak üzere Cumhurbaþkanlýðý bütçesine de örtülü ödenek konulmasý” gerekçesi konuldu. (Anadolu tabiriyle, çalýnan minareye kýlýf hazýrlandý)

PARLAMENTER SÝSTEM BEKLEME ODASINA ALINIYOR

Samimiyet ve ciddiyet derecesi ancak Anayasa Mahkemesi itiraz sürecinde anlaþýlacak olan tek itiraz ve tepki; CHP Grup Baþkanvekili Akif Hamzaçebi den geldi. Akif Hamza Çebi, “Aslýnda önergenin ‘anayasaya aykýrýlýk’ nedeniyle iþleme konulmasýnýn mümkün olmadýðýný, ileri sürüp Cumhurbaþkanýnýn tarafsýzlýðýný anýmsatarak: “Anayasa gereði sorumsuz Cumhur Baþkanýna istihbarat hizmetleri, doðrudan yürütme, devletin gizli istihbarat faaliyeti ile ilgili görev vermek mümkün deðil. Önergeyle parlamenter sistem akamete uðrar. Bu anayasal bir darbedir. Örtülü ödenek, bugüne kadar Baþbakanlarýn namusuna emanet edilmiþtir. Sisteme göre oradan yapýlan tüm harcamalar Baþbakan, Maliye Bakaný ve ilgili tarafýndan imzalanan kararname esaslarýna göre yapýlýr; burada 3’lü bir sistem vardý. Þimdi hükümet önergesiyle bu sistem terk ediliyor; Bunun nereye harcanýp, kime verileceði konusunda C. Baþkaný kimseye hesap vermeyecek. Türkiye’de artýk gizli kapaklý operasyonlar bu düzenlemeden sonra Erdoðan’ýn talimatýyla çok daha rahat yapýlýyor olacak. Bu parlamenter sistem ve Baþbakan’a ihanettir.”

DAVUTOÐLU’NUN HABERÝ VAR MI YOK MU?

CHP Grup Baþkanvekili Engin Altay ise, “Davutoðlu’nun bundan haberi var mý yok mu? Olduðunu zannetmiyorum. Cumhurbaþkaný’nýn siyasi amacý olur mu? Cumhurbaþkaný kendisine verilen görevleri yapar; yasama, yürütme ve yargýyla ilgili. Sarayda býldýrcýn çiftliði kurabilir ama istihbarat timi kullanamaz. Madem o kadar emin, ‘400 verin’ diyor, beklesin iki ay sonra 400’ü alýp sistemi deðiþtirince yapsýn. Devletin kabuðunu, özünü deðiþtiriyorsunuz. Anayasayý ayaklarýnýzýn altýna alýp çiðnemeye çalýþýyorsunuz. Anayasa’nýn özünü ve ruhunu iðfal ettiniz” tepkisini verdi. MHP Grup Baþkanvekili Oktay Vural ise, “Önergeyle kendinizi inkâr ediyorsunuz. Bu hukuki deðil, fiili durumdur. Fiili durumlarla devlet yönetilmez. Millet Vekili yetkisini haiz olmayan, “geçici görevli/Hükümeti temsil etmeyen” biri önerge veremez. Yetkisiz temsil olur. Bu tamamen darbe anlayýþýyla getirilmiþtir” dedi.

SEBEB-Ý HÝKMETÝ NE OLABÝLÝR?

Eðer bu muvazaalý istemin muhteviyatýný analiz edecek olursak, akýl-mantýk ve hukuk dâhilinde bir sebep ve makul bir gerekçe bulmamýz mümkün deðil. Hükümeti by-pass ederek, sadece Cumhurbaþkanýnýn yürütebileceði ne gibi iþler olabilir? Örneðin, Suudi Arabistan'ýn bazý Arap ülkelerini yanýna alarak Yemen'e karþý baþlattýðý saldýrýyý hükümet desteklemez ve fakat Cumhurbaþkaný desteklerse ne olacak? Böyle bir durumda Cumhurbaþkanýnýn emrine tahsis edilen “örtülü ödenek”ten, taraflardan birine lojistik destek vermesini hangi güç önler, engeller veya denetleyebilir? Devlette, denetimsiz ve keyfi bir tahsisat niçin istenebilir?..

MÝLLETE KAYGI VEREN KUÞKULU ÖRNEKLER VAR!..

Cumhurbaþkanýnýn yönetim alaný, görev-yetki, sorumluluk sýnýrý ve tarafsýzlýðý ile asla baðdaþmayacak þekilde, her gün bir yerde, bir bahane ile Erdoðan'ýn halktan 400 parlamenter istemesi örneði önümüzde duruyor. Dahasý, mevcut Anayasa ve mevzuatta hükümetin görev, yetki ve sorumluluk alanýnda bulunan iþlere dahletmesi; Adeta AKP’nin yetkili baþkaný gibi, seçimlerin kaderine müessir fiil ve beyanlarda bulunmasý çok aykýrý, sakýncalý ve bu kertede örtülü ödenek talebinde bulunmasý çok tuhaf ve anlaþýlýr gibi deðildir. Hal böyle iken, vaki itirazlara cevap veren ve seçim konularýnda en yetkili kurul olan YSK, “Cumhurbaþkanýnýn icraatlarýný denetleme, karar verme yetkimiz yok” diyor! Erdoðan'ýn “Yeni Türkiye” veya “TC gidecek AÞ gelecek” dediði baþýbozuk bir devlet olursa, Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Yemen gibi Müslüman ülkelerin baþý beladan kurtulamayacak demektir!..

ENDÝÞELER VE ÞÜPHELER

Dýþ politikada kalýcý barýþ, istikrar, itibar ve “komþularla sýfýr sorun” öngören sözde Adalet (?) ve Kalkýnma (!) partisi.; Baþta Ýsrail, Filistin/Gazze, Kuzey Irak, Suriye ve özellikle de Libya olmak üzere ABD ve batý lânetlileri tarafýndan yaratýlan krizlerde baþarýlý bir politika izleyememiþ, Türk ve Ýslâm âleminin aleyhine siyaset üretememiþ ve uygulama yapamamýþtýr. Bakýnýz, Merkezi Londra'da bulunan Kürt Araþtýrmalar Merkezi'nde konuþan Ýngiliz Dr David L. Philips, 25 yýldýr Kürtler üzerinde çalýþtýðýný söyleyerek: “Ýlk kez, IÞÝD örgütü sayesinde Kürdistan'ýn dört parçasý bir araya gelebilirdi” diyerek, oynanan oyuna ve düzene iliþkin korkunç gerçeði aðzýndan kaçýrýverdi... Þimdi, ABD ve vahþi batý destekli Kuzey Irak üssünü kullanan terör ve tedhiþ örgütleri ile iktidar partisinin aleni iþtirak ve iþbirliðine bakarak, IÞÝD konusunda dünya basýnýnda yer alan iddialarý göz önüne almak gerekir.

Esasýnda, ülkemizde yaþayan muhtelif etnik kök, din ve ana dil mensuplarýný bireysel baðlamda (varsa) ele alýnýp sorunlarýnýn çözüme kavuþturmasý gereken çözüm süreci siyaseti mide bulandýrmakta ve bu sürecin mimarý olarak da Tayip gösterilmektedir. Bütün bu güven sarsan olaylara nazaran denilebilir ki, IÞÝD Kürdistan'ý kurmak için el altýndan örgütlenmiþ El Kaide gibi bir örgüttür. Dolayýsýyla ülkemiz, devletimiz ve milletimizin selâmeti için halktan hiçbir þeyin gizlenmemesi, her türlü siyasetin açýk, net, þeffaf ve mertçe yapýlmak zorundadýr.

ÝTÝRAF VE ÝLÂN EDÝLEN SUÇLAR

Hükümet Sözcüsü Bülent Arýnç; ”Gökçek seçimlerde oy isterken bu yapýnýn (Cemaat) kucaðýnda oturmuþtur. Bu yapýya Ankara'yý parsel parsel satmýþ, yurt yerleri vermiþtir. Zengin iþ adamlarýna okullar, imar planlarýnda deðiþiklik yaptýrmýþtýr.” diyerek Ý Melih Gökçek'in suç iþlediðini itiraf etmiþ ve onu yetkili makamlara bildirmeyerek de kayýrmýþtýr. Arýnç'ýn bu ilân, beyan ve itirafýna raðmen harekete geçmeyen makamlar görevlerini ihmal ve kötüye kullanma suçunu iþlemektedir. Buna raðmen, hepsi kaygýlý, kuþkulu ve þaibeli vakýalarýn, fiil ve faillerin üstüne gidilememekte ve devlette çok büyük sýkýntýlarýn yaþandýðý þüphesi yayýlmaktadýr.Ama ne var ki, mevcutta veya ufukta hesap sorabilecek medeni cesareti haiz, iktidara talip ve milli davalarý takibe ehil, “namuslu, dürüst ve demokrat” bir parti gözükmemektedir!

Bütün bu sorular, kaygýlar, þaibeli giriþim ve sorunlar bir yana; Gerçekte 31 Mart 2015 günlü “gizemli” elektrik kesintisi, ayný gün vaki Adliye baskýný ile menfur baskýnda illâ öne çýkan yada çýkartýlan baro yöneticileri ile en uzun günün “kamufle edilen büyük olayý” balyoz davasýnýn hitamý!

Bu toz-duman, gizem ve kargaþadan, en küçüðünden en büyüðü olan CHP ve MHP’ye kadar bütün muhalefet partileri, memur ve sahipleri sorumludur.

Yetkisiz birinin önergesi ile torbaya giren “örtülü ödenek” yasasýndan da..

NETÝCE OLARAK:

CHP ve MHP bu hukuk dýþý, dayatma ve ýsmarlama ‘Cumhurbaþkanýna örtülü ödenek’ yasasýný Anayasa Mahkemesine götürüp, var güçleriyle arkasýnda durarak iptal ettiremezlerse, halkýn önüne çýkmasýnlar, seçime de girmesinler. Veya: Bu istemin hakiki/samimi taraftarlarý, usul, ahlâk, adalet ve hukuka uygun olarak ya Anayasa deðiþikliði yapsýnlar ya da, 7 Haziran seçimlerini müteakip, muktedir olmalarý halinde yeni Anayasa ile (bu defa) Devlet Baþkanýna ait görev, yetki ve sorumluluklarýn tadat ederken “örtülü ödenek” hususunu tertip etsinler!

Þimdilik, “Anayasa Mahkemesi bakalým ne yapacak?”

Takip edin lütfen!

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 
 03

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Selma GÜRSEL
Selma GÜRSEL Hayat Hikayesi
KIRMIZI MERCÝMEK ÇORBASI
250 gram mercemek
1 su bardaðý un
4 yemek kaþýðý tereyaðý veya margarin
1 küçük baþ soðan
1 kaþýk salça
Pul biber
Ýstenildiði kadar tuz
            Mercimekler güzelce ayýklanarak, ayýklanan mercimekler iyice yýkanarak süzgeçten süzülür.
Yýkanan ve süzdürülen mercimek bir tencereye konarak mercimeklerin konulduðu tencereye mercimekleri kapatan sudan biraz fazla su konularak haþlanmak için ateþe konulur küçükbaþ soðan soyularak içine bütünce konulur istenildiði kadar tuz ilave yapýlýr.
Mercimekler haþlanýr iken iki yemek kaþýðý yað tencerede eritilir kýzgýn yaðýn üzerine un konularak karýþtýra karýþtýra helva unu gibi hafif kokana kadar kavrulur.
 Kavrulan un soðuyunca az bir su konarak kaþýkla karýþtýrýlarak topaklanmadan su katýlarak cývýtýlýr. Bu sývýlaþtýrýlmýþ un haþladýðýmýz sýcak mercimeðin içine katýlarak ocaða konulur ve karýþtýrýlarak kaynayana kadar piþirilir karýþtýrýlmaz ise un topaklanýr . kaynayan mercimek çorbasý ocaktan alýnýr.
Ýki yemek kaþýðý yað ateþe küçük bir kap ile eritilerek içerisine bir kaþýk salça ve kýrmýzýbiber konularak karýþtýrýlýr, aðýz tadýna göre istenilen baharatlardan ve kuru nane de kavrularak tabaklara konulan çorbanýn üzerine kaþýkla konularak servis yapýlýr. Artan yað artan tencereye akýtýlýr.

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 
 
 04

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Üzeyir Lokman ÇAYCI
Üzeyir Lokman ÇAYCI Hayat Hikayesi

DESENLER

ÞÝDDETE HAYIR!

UMUT

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 05

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Yaþar KILIÇ
Yaþar KILIÇ Hayat Hikayesi
EY GÖZÜMÜN NURU
Ey gözümün nuru ya Resul
Seni gören serden geçermiþ Billah
Aþkýna yananlar bulurmuþ felah
Ne olur Sultaným gel desen yeter!
 
Gider ücralara baðrým döverim
Suçuyum bilirim boynum eðerim
Feryadý figünü yanar ciðerim
Ne olur Sultanýn kül desen yeter!
 
Düþtüm günahlara yüzüm yok sana
Göz ucuyla baksan minnettir cana
Merhametin ümit gönlüm fýrtýna
Ne olur Sultaným çöl desen yeter!
 
Uzanýp ellerin gel deyiversen
Aþkýn þerbetinden katre içirsen
Açýlýp diyardan diyara sürsen
Ne olur Sultaným yal desen yeter!
 
Her þeyim veririm tebessüm etsen
Bu asi mücrime ümmetim desen
YAÞAR’IM gelirim ölmemi istesen
Ne olur Sultaným öl desen yeter!

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 06

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Ahmet CANBABA
Ahmet CANBABA Hayat Hikayesi
MUTLU OL SEN
Saðlýklý ve mutlu yaþam 
Diliyorum mutlu ol sen
Dilemiþsin beni candan
Geliyorum mutlu ol sen
 
Arzularýn varsa þayet
Rahatlarsýn dostla payet
Varsa küslük bir art niyet
Siliyorum mutlu ol sen
 
Çaresin aðrýsa baþým
Dert ortaðýmsýn sýrdaþým
Seninle candan kardeþim
Gülüyorum mutlu ol sen
 
Dað bayýr gezsem ovayý
Dostlara açsam yuvayý
Seninle ayný havayý
Soluyorum mutlu ol sen
 
Kötü söze deme evet
Þer kiþiyi etme davet
Merak etme dosttan kuvvet
Alýyorum mutlu ol sen
 
Lafla adam dövdüðünü
Doðruya baþ eðdiðini
Beni candan sevdiðini
Biliyorum mutlu ol sen
03-12-2010  saat 10.10 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayýnýz

 
 
 
 
 07

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

Bir önceki Sayfaya Gitmek Ýçin Týklayýnýz!

Bir sonraki Sayfaya Gitmek için Týklayýnýz!

Mehmet KARADAÐ
Mehmet KARADAÐ Hayat Hikayesi
CEFA ÇEKER HEP AÞIKLAR
Ecazlar dolu vermiþ biz
Ýlham gelir dilimize
Çeþitli dertler içimize
Cefa çeker biz aþýklar
 
Kimimizi aþka salmýþ
Hangi aþk murat almýþ
Dünya kile baki kalmýþ
Konup geçer biz aþýklar
 
Yalan dünya bize kalmaz
Kimse bize derdin yanmaz
Her insan ummana dalmaz
Ummanda yüzer dost aþýklar.
 
Kimi daðlar çöller aþar
Kimi taze gülün özler
Ýlham gelir bitmez sözler
Bülbül gibi dost aþýklar
 
Bahar gelir içten coþar
Doðru sözü sever coþar
KARADAÐ’IM durmaz koþar
Yaþam boyu biz aþýklar
10-06-2005   

 

YAZARLARIMIZIN HAYAT HÝKAYELERÝNE GÝTMEK ÝÇÝN TIKLAYARAK GÝDÝNÝZ!

Bu sayýnýn içindekiler bölümüne dönmek için týklayýnýz

DÝKKAT ; BU BÝLGÝLER TELÝF ESERÝ OLUP YAZARI VE YAYINEVÝMDEN  ÝZÝN ALINMADAN KULLANMAYINIZ!
YAPTIKLARIM YAPACAKLARIMIN GARANTÝSÝ ALTINDADIR!

1

Hazýrlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazýþma adresi  corumlu2000@gmail.com

 Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kiþilik Haklarýna saygýlý olmayý amaç edinmiþtir.

1

Gizlilik þartlarý ve Telif Hakký © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adýna tüm haklarý saklýdýr. M.S.G. ÇORUM

BÝLGÝ PAYLAÞILDIKÇA KIYMETÝ ARTAR!

195 SAYI 25 Mayýs 2015 SAYIYA Gitmek Ýçin Týklayýnýz!