ŞAİRLER
ALFABETİK SOYADI DİZİNİNDE BUNMAKTADIR! |
YIL 1 SAYI 04 10-Şubat-2016
|
AKÖZ Mustafa |
AKTAŞ
Muhsin |
CANBABA
Ahmet |
ÇAVDAR
Necati |
ÇAYCI
Üzeyir Lokman |
ÇETİN
Ahmet |
DUYGUN
Erol |
GÜRSEL
Mahmut Selim |
HARDAL
Rıza |
İNCE
Nihat |
KAYMAK
Güner |
PASLANMAZ
Ayşe |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
AKÖZ Mustafa 1956 Şair
- 1956 yılında Çorum Mecitözü İlçesi Bayındır
Köyünde dünyaya geldi.
- İlk ve orta tahsilini Mecitözü ve Çorum’da tamamladı.
- Aşıklık ve şiir denemelerine,halen yaşamış olduğu
hayatın tatlı ve acı gerçekliğinden etkilenerek başlamıştır.
Şiirlerinde mertlik ve duygusallık üzerine yazmaktadır.
- Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır.
2000 tarihinde yayınlanmış “Sitem” isimli bir şiir kitabı vardır.
-
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde
http://saricigdem.dergisi.info
yayınlandı
|
|
- Mustafa AKÖZ
- MÜSLÜMAN
TÜRK’ÜM
- Benim aslımı, neslimi soruyorlar,
- Ben Müslüman bir Türk’üm
- Aslımı söyleyince bir tuhaf
bakıyorlar
- Şükür; Müslüman bir Türk’üm
-
- Ben topraktan geldim toprağım,
- Dünya dalında sadece bir yaprağım
- Ne ölüyüm, ne de hortlağım.
- Ben Müslüman bir Türk’üm
-
- Kimi ayıdanım der,kimi maymundan,
- Bunların haberi yok ki kendi
soyundan
- Nasibini almamışlar İslâm
payından
- Ben Müslüman bir Türk’üm
- Âdem Aleyhisselamın
zürriyetindenim.
- İbrahim Aleyhisselamın
milletindenim.
- Türkiye Cumhuriyeti
hüviyetindeyim
- Ben Müslüman bir Türk’üm
-
- Çorum Mecitözü Bayındır
Köyündenim
- Âdetim, törem dini İslâm
soyundanım
- Fatih’ler, Alpaslan’lar
soyundanım
- Ben Müslüman bir Türk’üm
-
- Kitabım Kur’an Bayrağım Ay Yıldız
- Bayrak, Sancak ecdat yadigarımız,
- İsmimi sorarsanız Mustafa AKÖZ.
- Ben Müslüman bir Türk’üm
 |
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
02
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
AKTAŞ
Muhsin 1966 <Şair>
-
1966 yılında Giresun’un
Espiye ilçesinin Akkaya köyünde doğdu, İlkokulu
köyünde okudu, Orta ve Lise’yi güç şartlar altında
Bursa İHL de bitirdi. Bir Süre Açık Öğretime devam
etti. Öğrenimini yarıda bırakıp, satış ve
pazarlama sektörüne girdi.
-
On yıla yakın bir süre
İzmir’de yaşadı, Şu an Bursa’da, bir fabrikada üst
düzey yöneticisi olarak yaşamını devam
ettirmektedir.
-
Şair ve yazar evli
olup, dünya güzeli 3 kız çocuğu babasıdır.
-
Daha çok serbest
şiirler yazmakla beraber, halk şiiri ve hece
tarzında şiirlerde yazmaktadır.
-
Internet’te Yazarımız
http://corumlu.com , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde
http://saricigdem.dergisi.info ve Aylık Şiir
Antoloji Dergisi’nde şiirlerim yayınlanma devam
etmektedir
|
|

-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Muhsin
AKTAŞ
-
ANADOLU’M
-
Binlerce yiğidin bağrında gizli
-
Sıralanmış dağlar nazlımı nazlı
-
Âşıklar ozanlar elleri sazlı
-
Yanlarına beni sal Anadolu’m
-
-
Pir
Sultan Abdallar Yunus’u veli
-
Özünü
dokumuş erenler eli
-
Tevazuu görsen sanırsın deli
-
Dergâhına beni al Anadolu’m
-
-
Mevlana’dan edep öğrendi yurdum
-
Karacaoğlan’dan cesaret gördüm
-
Gece
gündüz senle hayaller kurdum
-
Sorma
yüreğime dal Anadolu’m
-
-
Tarlanda çalışır gelini kızı
-
Yaylada meleşir koyun ve kuzu
-
Gurbet
elde hasret yürekte sızı
-
Gururla gönlümde kal Anadolu’m
-
Al
bayrak gönünde asılı dursun
-
Gözü
olan hain bakıp kudursun
-
Bir
yanda memolar bir yanda Dursun
-
Cümlemize vatan ol Anadolu’m
-
-
Türk,
Türkmen, Yörükler, bir tarafta Laz
-
Kürt,
Arap, Arnavut diğeri Çerkez
-
Kardeşçe yaşarız kimlik fark etmez
-
Kalplerde tutuştuk gel Anadolu’m
-
-
Halkın
kurban olur dağ ve taşına
-
Mevla’m dert vermesin vakur başına
-
MİZABİ
can verir damla yaşına
-
Asma
nur yüzünü gül Anadolu’m
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
03
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
CANBABA Ahmet
1941- <Ressam-Şair>
1941-Kalecik doğumluyum. 7 yaşında Ankara’ya geldim. İlk
orta ve liseden sonra 1960 senesinde yedek subay öğretmen
olarak askerliğimi Merzifon’un Bulak köyünde öğretmen olarak
yaptım. Sonra teknik eleman olarak Önce Devlet sular
idaresi, Antalya Ferrokrom ve Karpit Fabrikası, Ankara da Na-Ce
mak sanayi, Özmak, Alaçam müşavirlik, Tüstaş, Tümaş, UBM, ve
En son Güriş makine sanayinde Kostürüktör Ressam ve Dizaynır
olarak çalıştım.
1983 senesinde emekli oldum. İlk şiire Öğrencilik dönemimde
Sanat okulu son sınıfta iken başladım. Sene 1960 ilk şiirim
Ajans Türk Antolojisinde ve İsa Kayacan’ın çıkardığı Ece
dergisinde yayınlandı. Öğretmenlik devresi şiiri geliştirmem
açısında bana çok büyük imkanlar verdi. İlk şiir kitabımı da
1967 senesinde “Sarhoş Dünya” olarak yayınladım.
Emekli olduktan sonra mesleğimle ilgili
olarak proje bürosu açtım. Daha sonra Konur Sokakta önce
lokanta daha sonra da kitap üzerine iş yeri açarak 1989 'a
kadar işletmecilik yaptım. 1989'dan Sonra ailecek İstanbul’a
yerleştik. İstanbul’da 1994 senesine kadar kaldık. 1993
senesinde büyük kızım evlenerek Almanya’ya yerleşti. Küçük
kızımın da tayini tekrar Ankara’ya çıkınca 1994 senesinde tekrar Ankara’da yaşamımızı
sürdürdük.1999 senesinde “Yeşilin Gözyazşları” şiir kitabı, 2003
senesi “Cennette Seninleyim” Hikaye Kitabı, 2005 senesi “Yaratanla
Sohbet” şiir kitabımıedebiyat dünyasına kazandırdım. 2003
senesinde öğretmen olan ikici kızımı da evlendirdikten sonra kendimi
kültüre adadım. Halen kültürle iç içe emekliliğimin tadını çıkarmaya
çalışıyorum.Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve
Edebiyat Dergisi yazar ailesindenim.
|
|
-

-
Ahmet
CANBABA
-
BAYRAĞIM.
-
Bayrak bir
devletin madalyasıdır
-
Burçlarda
yükselir dalgalanarak
-
Özgürlüğe
kanat açın der gibi
-
Ulusa
seslenir dalgalanarak
-
-
Mavi
gökyüzünün süsüdür gülen
-
Onunla
diklenir düşmana kalen
-
Işıktır
yoluma, yürekten gelen
-
Duyguyla
beslenir dalgalanarak
-
-
Bir
bakarsın sessiz, sakince kalır
-
Bir
bakarsın halktan gücünü alır
-
Silkinir
can bulup kendine gelir
-
Barışı
üslenir dalgalanarak
-
Kendini
sevene ömrünü verip
-
Son örtüsü
olur sessizce sarıp
-
Yarıya
inip de selama durup
-
Hüzünle
ıslanır dalgalanarak
-
-
Uygun adım
ile başlar arşlar la
-
Bayram
kutlar ana, baba eşlerle
-
Bayrak
taşıyanın, milli marşlarla
-
Bağrına
yaslanır dalgalanarak
 |
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
04
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
-
ÇAVADAR Nacati
- 09 Eylül 1955
Çorum, Alaca doğumlu İlkokulu; Alaca'nın Küçük Hırka Köyünde,
- Ortaokulu;
Alacada okudu. Lise Eğitimi: Ankara Muhabere Okulun daki Elektronik
Astsubay Hazırlama ok. Lisans eğitimi:Anadolu Üniversitesi Halkla
İlişkiler Bölümü Yazıları, araştırmaları, röportajları ve şiirleri
Akit,Yeni Dönem, Tutanak, Vakit, Anayurt gazeteleri ile Cuma ve Anadolu
Gençlik,Ses, Nida, İzlenimlerle Anadolu gibi bir çok dergilerle yurt
içinde ve dışında bir çok Internet sitelerinde
yayınlandı-yayınlanıyor..Ayrıca bir çok makalesi yurt içinde ve dışında
yayınlanan gazete ve dergilerde konuk yazar olarak yayınlandı. 1999 dan
bu yana sürekli olarak Anayurt (Eski ismi Vakit) gazetesinde köşe
yazarlığı yapmakta. Avustralya da yayın yapan bir radyoda canlı olarak
haftalık Türkiye gündemi ile ilgili yorumları verilmekte. "
- Internet’te Yazarımız
http://corumlu2000.dergisi.info
, Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde
http://saricigdem.dergisi.info
ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde
şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
|
|
- Necati ÇAVDAR
-
ŞAH
İDİM.. OLDUM MAT..!
-
“Süleyman Şah Türbesi” taşındı
-
Fırat kenarında uyur, bir Şah idim
Güç kazanır millet, bitecek zillet
Beklerdim gelecek; Yavuz, yiğidim
Uyanır millet, uyandırır Devlet..
Avrupa’da kırılan kol, Asya’daki bacak
Afrika’da sararan gül, yeniden çiçek açacak
Baş gövdeyle tekrar buluşup, kucaklaşacak
Umardım yine sedamızı duyan, inine kaçacak
Beklerdim “Beyaz atlı” bir yiğit;
gelecek
Eyup’da kılıç kuşanıp kanatlanıp uçacak
Destursuzca bir çırpıda Fırat’ı geçecek
Ceddini SELAMlayıp, ümranları aşacak
Beyaz kefenle Şam’da Cuma kılacak
Kavimler bir bir gelip selam duracak
Adaleti; huzur.. Celadeti; korku salacak
Derebeyler; dizi dizi Divan duracak
Umardım ki esir illerde, bayram olacak
Selahatdin olup, Kudüs; salah bulacak
Dağılan/dağıtılan halk, yeniden millet olacak
“Hadimül Harameyn” şerefini alacak
Zalime korku, mazlum güven duyacak
Arkadan gelen Süleymanlara yollar
açacak
Dicle ve Fırat’a vurulan zincirleri çözecek
Önündeki engelleri aşıp, Nil’e katacak
Ölümü öldüren iki nehir, bir olup coşacak
Fırat ve Nil korku bilmeden yaşayacak
Tunalar, Araslar, Niller, Dicleler,Fıratlar..
Kişneyecek bir uçtan bir uca kıratlar
Cevelan edecek yağız delikanlılar
Tuna’da da abdest alır Nil’de yıkanır
Salih amel işler, kötülükten sakınır
“Selam” taşıyacak cevval elçiler
Huzura susamış âlemde yankılar
İkbal; kanatlanıp, duran Asır;
coşacak.
Kükreyecek gençlik bentler yıkacak
Dalgalanacak muştular, köşe bucak
Davullar çalınıp, kınalar yakılacak
Sevinçten Tuna’nın gözü yaşaracak
Irmaklar, mecrasını bulup akacak
Yarım kalan hesapları bir bir soracak
Her ektiğini bin bir başakla biçecek
Milletin kör talihini kara bahtını açacak
Karadan ermez ise havadan varacak
Kovalayıp füzeyle fezada bulacak
Medeniyette yeni yeni çığır açacak
Karanlığı delip “Ak çağları” açacak
Ovaları, çölleri geçip, dağlar delecek
Setler yıkıp Irmakları denizleri açacak
Gerekirse armadayı karadan sürecek
Çok uzak ummanlara yelken açacak
…………….
Duyulacak cihanda adı Yezdan’ın
Anılacak her mecliste yâdı Osman’ın
Vurulacak fermanlara “mührü Süleynan”
………..
Aslını unutmayacak ŞAH, beklerdim..
Gölgelerden korkup MAT, ettiler
Kırılan kol bacak, sarılır derdim
Birde imha ederek çekip, gittiler
Vakar, asalet, hüner vardı şanlı
soyunda
Kükrese de bilinmiyor hangi oyunda
Belli değil hangi yosma yatar koynunda
Geziyor; “Siyon yıldızlı” tasma boynunda
Ne zillet ki dans ediyor “Haçlı” kolunda
Bir işaret, iz bırakmıyor Kudüs yolunda
Kaçar mı? Hangi Hakan, hangi Sultan
Kaçırdılar; Şah’ın ismiyle sembolleşen
Söküldü tapular; ne iz kaldı ne nişan
Örtmüyor hiçbir kılıf, de; ne desen
Dayanmaz yürek, kabul etmiyor vicdan
Eyvah.! Nedir bu felaket, çektiklerim
Kaçırdılar, “alameti”, hani Sancağım..?
Sevinçten sarhoş olup mâlamat ettiler
Mahşerde de olsa hesabını soracağım
Zilleti, millete “Zafer” diye ikram ettiler…
Hani nerde dikilen o çil çil kubbeler..?
Yıkıp hanemi, “seyyar türbe” icat ettiler
“Kaçırdık” diye sevinçle secdeye gittiler
…………….
Vatanın her taşı bir, hangisi büyük..?
Yakındı bizim diyar, oldu uzak
Sırtında yük.. Kurulmuş tuzak
Kurtulmak mı?.. İmha et ve yık
Topla tası tarağı, tez elden çık
Çekilmeyi acizler; şeref sayar
Kendine anlatır, kendi kanar
Göremez.. Başını kuma gömer
Zafer çengisi söyler, kendi oynar
Şu hale; aşıklar yanar da yanar
Analar parçalanır, atalar ağlar
Zalimler kaçmayı saysa da zafer
Sandukaları gezdirse diyar diyar
Kirlenir yüz, ne şeref kalır ne ar
Kaçmayı/yıkmayı sayar da fazilet
Vatan, hatıra; vermez bir kıymet
Arar; aczinde, korkaklıkta izzet
Unutmaz; tarih, kayda geçer zillet
Üstü örtülse de an olur, hatırlar millet
….
Diyorlar; “Başarıyla terk ettik” toprağı
Hem de yıktık, yerle bir ettik kutlu otağı
Ne zannedersin, kırdığın mezar taşını
Unuttun mu, sildiğin onca gözyaşını
Hülyalara salan, mahzun çeşme başını
Hâkimiyeti terk edip başarı aldık
Vaveyla ile getirdikleri üç sandık
Kimimiz yandı, kimimiz kandık
Ervah ağladı, yağmurdan sandık
…………
Gerekçesi uyduruk, tam kara mizah
Sandılar gün doğmaz, olmaz sabah
DEAŞ vahşetiymiş bütün korktukları
“ Kobani Kantonu” da muhatapları
Kimlere teslim etti, koca teşkilat
Pes edip çekiliyor, güçlü devlet
…………..
Unutulmaz elbette söken bayrağı
Geceler gebe. Bekle; söken şafağı
Gelecektir Caber’e çeken bayrağı
Fetret de biter. Gitti; çoğu. Kaldı; azı
Geçer elbet sonbahar kışın ayazı
Yaşarsın çiçekli baharı hasatlı yazı
Söylenir türkün, dinler çalınan sazı
Boşuna mı bu mazlum milletin niyazı
Tuna’ın daveti, Dicle’nin çığlığı Nil’in avazı
………..
Sinesinde barındırır yiğit ahfadı
Sona erecektir mutlak feryadı
Düğümleri çözüp, açan kapıyı
Yıkan tuzakları, sakat yapıyı
Sahteleri yırtıp, sağlam tapuyu
Gelecektir, kuracak kutlu yapıyı
Divane; çekme yeter bu gam.!
Bu gün değilse de gelecek o an
Tarih şahittir, bekliyor atan
İstiyor, umuyor kefensiz yatan
Şafak; söker..Ağarır; yeniden tan
Bir yiğit gelir, Neslimizden
Geçmişi bilen geleceği gören
Bileği çok güçlü, aklı eren
Görülür; hesaplar, yeniden
Ayrılır; aklar, karalardan
Dirilir; millet.. Bütünlenir, vatan..!
…
Yine Ab-ı hayat verir, kutlu pınar
Kurudu sanma, dalları kırılan çınar
Mutlak yeşerir, sararsa da yaprak
Zannetme; unutulur, sökülen Bayrak
Caber’e Caber’e yeniden dikilir Bayrak
Necati Çavdar
Ahimesut/Alsancak -24 Şubat 2015
-

- Necati ÇAVDAR
- GÖKBAYRAK; SENİ
ÖZLER
- Gök bayrak;
- Seni, özler; Al bayrak, seni,
gözler
- Yurduma dikilmiş hain gözler
- Vahşet ki; anlatamaz, sözler
- Nerde güller açan bağı
- Kan çağlıyor ovası dağı
- Yad ellerde dağlanır bağrı
- Silen yok gözünün yaşı
- Mecal yok, başlar ezik
- Mektup yok, teller kesik
- Turnalardan haber(!) bekler
- Uçar, geri döner mi ola
- Yüzyıllardır yüreği yaralı
- Altaylar gibi dertleri sıralı
- Yanar hasretine, garbın
- Şark içinde yad avcı vuralı
- Baş gitmiş, dağılmış kervan
- Hükümdar yok. Veremez ferman
- Bekler haber, vermezler aman
- Yolar tutuk. ,Gitmez kurtarıcı
Selam
- Düştü yiğitlerim, soldu gülüm
- Türkü oldun, söyler dilim
- Çaresiz; insaf, çaresiz; ilim
- Dayan bahtı karalı yârim vay
benim nazlı, elim
- Rus elinde esir millet, o
dayanmış kapıya
- Kiril; elinde asa, çıkıyor ta
Çankaya’ya
- Haçlı el sütünde.. Hilal olunca
“irtica”
- Şarkı boş verdik,” batıl”a
kapılanınca
- Neden Haçlı köyler bile bağımsız,
devlet(!)
- Bizim koca yurtlar işgalde..
Esir! Yüce millet
- Medeniyetler kuran halk..
Çaresiz, rezil ümmet
- Dünün teröristi, bu gün devlet!..
- Esir; medeniyet inşa eden millet
- En ufak ilgi, sayılıyor zalime
ihanet
- Eline taş alana füze ile
saldırıyorlar
- Her bahane ile Müslüman
kırdırıyorlar
- Seyahatleri bahane Gül ve Devlet
- Başlıyor katliam, Kopuyor kıyamet
- Kafa tutuyor âleme
- Kimse ses çıkarmıyor zalime
- Cevap hazır: çünkü; nükleer güç
- BM’de temsilci yok, zalime sözcü
çok
- Esir,
- Kırım
- Kazan
- Kafkasya
- Bütün Türkistan
- Trakya, Balkan
- İngiliz ipi ile sağlam bağlanmış.
- Bütün cihana çökse, âleme yeten
- Çilekeş Anadolu(!) hepsine kalkan
- Gökbayrak, Albayrak kıskaç da
- Tümüyle hedef; Hilal
- Avrupa - Afrika – Asya
- Kan çağlıyor bizim coğrafya
- Dalgalansın, kan kırmızısı
Albayrak
- Birleşsin Yürekler
- Sönmesin Semalar rengi Gök bayrak
- Varlığın sende, sırtında ağır
yükler
- Bu gün benim efkârım var
- Bu gün sokaklarda çağlayan kanım
var
- Babasına ağlayan anne karnında
canım var
- İleriye bakan ümitlerim var
- Bu gün efganım var, var
- Yarına bakan ümidim var
- Serhatlarda dalgalanan Albayrak
- Gönüllerde Gökbayrak var
- “Marip maşrık” az gelir
- Sarsa da Çin ve Maçin
- Ne gurkalar,haçlılar gördük
- “Sed” bilen“yecüç mecüç” az gelir
- Urumçi’de, bilge Kaşgar’da kan
- İki yüz binlik kızıl orduyu ezen
- Yiğitlik abidesi; Turfanda “Alev
Vakası” var
- Milyarlara dayansa da
- Unutmaz.. Yecüç- Mecüç
- Aktuğ’da “Berin İnkilabı” var
- Zalim dinsiz, acımasız, pek
- Sabır dağı sana yük! Sen; çek
- Hotan’da kaza ören ipek
- Mazlum ahı kalmaz. Zaman..
Geçecek
- Çağ ne getirir, ne gösterir? Anlı
gelecek
- Bizim eller yanıyor
- Bizim yürekler kanıyor
- Zalim duymuyor, seyrediyor
- Bir damla petrole, bedel
- Varillerle Müslüman kanı içiyor
- Darağacı kuracakmış!
- Kime kurulur darağacı?
- Kurutuluyor Türkün soy ağacı
- Sökülüyor; İslam’ın medeniyet
tacı
- Otağı; Saltuk Buğra Han
- Kan kusuyor, Türk’e Filistin
- İslam’a aydınlık Bağdad
- Bu gün; baba yurt Türkistan..
- Yerkent, Yili, Kaşgar, Aksu..
Hotan
- Urumçi, sarılmış ondan da beter
- İnsanlığın derdi, Türkistan
- Kaleler kapalı, kime ne
- Ses veren yok, mazlumun sesine
- Kurarlar güçten yana siyasetini
- Kimi korkar zalimden
- Kimi öne alır ticaretini
- Kan kokusu sarar dünyayı
- Git turnam. Bu gün çaresizim
- Hem yaralı, hem öksüzüm
- Ben çağlara ışık yayan közüm
- Kurtarıcı güneş, barışı kuracak
sözüm
- İnsanlık; kurtarıcı habere gebe
- Hak; er-geç galebe çalar zalime
- Bitmem, dayanırım gitsem de ölüme
- Sabır, korku ve en büyük ilaç
zulüme
- Yaratan boş mu bırakır alemi
- Vardır yaralar saran merhemi
- Sarınca kâinatı, Mevlamın Selam’ı
- İnşallah kurtarır. “Gül” kokusu,
dünyayı
- 10 Haziran 2009- Cuma
- Şairin yeri- Emiryaman -Ankara
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
05
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
ÇAYCI
Üzeyir Lokman 1949 <İç Mimar-Ressam-Yazar-Şair>
Üzeyir Lokman ÇAYCI 1949 yılında Türkiye'nin yeşilliği ile meşhur Bor
ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı ilçede tamamladı.
Sonra, üniversite giriş sınavı yanında ikinci bir sınav daha kazanarak
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek
Okulu'na girdi. Bu okuldan 1975 yılında iç mimar ve endüstri
tasarımcısı olarak mezun oldu.
Bunun haricinde Fransa'da da bir çok mesleki ve sosyal alanda eğitim
gördü, çeşitli diplomalar ve sertifikalar almaya hak kazandı.
Yaptığı özgün çalışmalar bilenlerin dikkâtini çekmekte gecikmemiş sergi,
dergi ve mecmualarda kabul gördü. Mezuniyetinden sonra Koç Holding Demir
Döküm Fabrikaları Araştırma-Geliştirme bölümünde çalıştı.
Deniz - Asteğmen olarak yaptığı askerlik hizmeti süresince, arkadaşları
ile birlikte, çeşitli tarihi eserlerin (heykel, rölyef, vs…)
kurtarılmasına ve daha sonra da Beşiktaş Deniz Müzesinde sergilenmesine
katkıda bulundu.
14 yaşından itibaren yazdığı şiir ve hikâyelerle çeşitli gazete ve
dergiler kendisine büyük ilgi gösterdi. Basın, dergi ve antolojiler onun
içtenlik dolu kreasyonlarına kucak açtı. Tanınmış çağdaş Türk şairi Ümit
Yaşar OĞUZCAN'dan gördüğü yakın ilgi onu önemli platformlara taşıdı.
İstanbul Beyoğlu'nda emektar şairlerin de üyesi olduğu Esir Kulüp'ün
müzikli şiir gecelerinde ve Kazaplanka Türkiye şairler derneği
lokalinde şiirlerini yıllarca okudu ve takdir gördü.
Bugün şiirleri Fransızcadan da Almanca, İtalyanca,Portekizce, İspanyolca,
İngilizce ve Romanya dillerine kendisini sevenler tarafından çevrilmiştir.
Halen, alçak gönüllü ve kompetan Yakup YURT' tan aldığı destek ile, Üzeyir
Lokman ÇAYCI çalışmalarını Fransa'da sürdürmektedir.
|
|
- Üzeyir Lokman
ÇAYCI
- SUSMA MEHMET!
- Perde açılır…
- Bir asker bir bayrakla sahnenin
ortasındadır.
- Masa üzerinde kutsal kitap,
toprak, Tarih kitabı ve Anayasa bulunmaktadır.
- Vatandaş bağırarak içeri girer :
- Üzerimize ölü toprağı mı
serpildi?
- Özümüzdeki kutsallıkları kim
aldı?
- Konuş Mehmet… Ne olursun susma
mehmet!
-
- Vatandaş :
- Susma Mehmet gerçeklerden söz et!
-
- Mehmet :
- Yağarsa bir partinin
- Ya da din tüccarlarının
kuruntuları
- Milletin üstüne
- Gök kızarır… yer titrer
- İnsanlar üçüncü plana atılır
- Haksızlıkların resimler yapılır
- Ağlaşır insanlar.
- Beddualar yükselir...
- Acılar üstüne
- Türküler söylenir !
- Şiirler yazılır...
-
- Vatandaş :
- Susma Mehmet çarpıklıkları anlat!
-
- Mehmet :
- Kimi onların arkasından gider
- Kimi de haksızlığa uğrar
- Suçlanır
- Tutuklanır
- Cezalar verilir
- Hapishanelere atılır
- Huzurdan… eğitimden… güvenlikten
- Hiç bahsedilmez
- Behtemsizlik ön plana çıkar
- Yolsuzluk, hırsızlık her tarafa
yayılır!
- Vatandaş :
- Susma Mehmet gafilleri tanıt!
-
- Mehmet :
- Baykuşlar gibi
- Dış güçler tüner devletin üstünde
- Değerler yok edilir
- Tarih yağmalanır
- Geçmiş yargılanır
- Zalimler alkışlanır
- Hainler konuşur
- Güçler susar
- Kuvvetler dumura uğratılır!
- Kahramanlar suçlanır!
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- Vatandaş :
- Susma Mehmet zalimlerden bahset!
-
- Mehmet :
- Bigisiz insanlar yetkilendirilir
- Çapulcular iş başına getirilir
- Bilginler, alimler, gözde
insanlar dışlanır
- Yetkiler kötüye kullanılır
- Kazalar, olaylar ve cinayetler
artar
- Musubetler insanların üzerlerine
çullanır!
- Vatandaş :
- Susma Mehmet hainleri ifşa et!
-
- Mehmet :
- Düşünceler paslanır
- İnsan sevgisi gündemden kalkar
- İdrak kaybolur
- Atatürkçülük rafa kaldırılır
- Bayrak, toprak ve kitap
- Kutsallıklarını kaybeder
- Bağımsızlık önemsenmez
- Yarınlar hiç düşünülmez
- Devlet ve kurumlar itibar
kaybeder
- Demokrasi boşluğa düşer
- Anayasa ihlal edilir
- Dayanaksız kalır egemenlikler
- Cumhuriyet sallanır!
- Ülkeyi koruma ve kollama
duyarlılığı
- Silinir düşüncelerden...
- Ortada
- Ne dil...
- ne din...
- ne millet...
- Ne de Ordu kalır!
-
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
06
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
ÇETİN Ahmet
Ahmet Çetin'in kimlik
bilgileri tarafımızda saklı olup:
Internet’te Yazarımız
http://corumlu2000.dergisi.info , Sarı Çiğdem Şiir
Defteri’nde
http://saricigdem.dergisi.info yayınlanma devam
etmektedir. |
|
 |
|
- Ahmet ÇETİN
- BİR KÖMÜR
İŞÇİSİNE
- Zonguldaklı kömür işçisi gardaşım
!
- Aklıma geldi hatırını sordum.
- Sorma bre gardaş deyip yutkundum,
- Konuşmaya fırsatın var mı be
senin.
-
- Yüzlerce metre yerin altında,
- Hayaller kurdun ta uzaklarda.
- Elin, yüzün simsiyah olmuş
kapkara,
- Yukarı çıkınca dünyanı buldun.
-
- Evde çoluk, çocuk bir ekmek
bekler.
- Yollarına sabırla duayı ekler.
- Hanımın çorba yapmış sofrada
bekler.
- Evine dönüp de içtin mi gardaş.
-
- Bayramda gelip çattı, ne
yapacaksın?
- Tabakadan bir tütün sarıp
yakacaksın,
- Karına, çocuğuna neler alacaksın,
- Ağlaya, ağlaya kör olduk gardaş.
-
- Enin olan terini kimse öper mi?
- Sıcak yerde yatan zengin bili mi?
- Parayla, pulla bu değerlenir mi?
- Ayağının altını öpeyim gardaş.
- Acı bir haberle doldu Anadolu,
- Grizu patlaması olmuş, doğru mu?
- Çoluğun, çocuğun yetim kaldı mı?
- Senin hakkın nasıl ödenir be
gardaş.
-
- Hanımın siyah yazmalar bağlar.
- Yavruların boynu bükük durmadan
ağlar,
- Anan, baban hasretinden kahrolur
gider.
- Namazında, dualar gönderir be
gardaş.
-
- Na’şını beklediler girişin
ağzında,
- Paslanmadı mı, yandı mı yerin
altında.
- Çıkacak mı acaba bin bir umutla,
- Bir bayrak, bir tabutun olur mu
be gardaş.
-
- Senin güvendiğin insanlar böyle
bitti,
- Bir villa, bir jaguara satıp ta
gitti.
- İnsanlara güvenmeye bin pişman
etti.
- Hakkını arayanı yoktur be gardaş.
-
- OZAN AHMET seni hürmetle anar,
- Her soba yakışında gözleri dalar.
- Bir boşluğa bakıp dalar da gider.
- Hakkını helal eyle git be gardaş
- 04-05-1995
- Ahmet ÇETİN
- BİRLİĞE DAVET
- Ne Kürt’ü ne Türk’ü ne Arap’ı ne
Acem’i
- Ne Laz’ı ne Çerkez’i ne Dadaş’ı
ne Afşar’ı
- Alevi’si Sünni’siyle sağcısıyla
solcusuyla
- Güneyli ve kuzeyli batılı ve
doğulusuyla
- Bu memleket kardeştir. Budur
bunun doğrusu!
- Tek Bayrak altında bu yurdun oğlu
kızı!
- Garantisini sorarsan MUZAFFER
TÜRK ORDUSU!
- Varsa şüpheli hain varsa bir tek
sorusu,
- Tek tek cevabını vermezsem
namerdim
-
- Ergenekon’dan Çine Çin’den
Yemen’e Kosova’dan Mısır’a
- Dünyanın dört yanına damgasını
vuran TÜRK ORDUSU!
- Mehteran marşlarıyla Osmanlının
nefesinden
- Çanakkale’den Cönk Bayırına
Mehmetçiğin sesinden
- Şehitlerin topraktan fışkıran
nefesinden
- Dua için Peygamberin açtığı o
mübarek elinden
- Atatürk’ün bizlere bıraktığı
emanetlerden
- Zerre taviz vermem. Verirsem ben
namerdim.
- 21 Mart 1999
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
07
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
-
DUYGUN Erol
1957 <Fotoğraf Sanatçısıı Yazar-Şair>
-
1957 yılında Gümüşhacıköy'de
doğmuşum. Bütün küçük yerleşim biriminde olduğu gibi sakin ve mutlu
bir çocukluk dönemim oldu. Okul hayatım boyunca çırak
olarak (Tezgahtarlık, Terzilik, Fotoğrafçılık gibi) çeşitli meslek
dallarını öğrenmeye çalıştım. Liseli yıllarda fotoğrafçılığı öğrendim.
Askerlik sonrası 1980 yıllarında kısa bir dönem kavafiye
dükkanı açarak esnaflık yaptım. 1983 yılında şu
andaki görevim ile birlikte 1987 yılına kadar Dodurga'da
fotoğrafçılıkla uğraştım. Bu ara Rıza Ilıman'ın gazetecilik yaptığı dönemde
Dodurga muhabiri olarak çalıştım.
-
Ticaret lisesi mezunu olup,evli 2 çocuk
babasıyım.
-
Şiir yazmaya Halk Ozanlarının şiirlerini okuyarak
ve dinleyerek başladım. Bu konuda herhangi bir teşvik
gördüğüm söylenemez. İlk şiirim 1973 yılında
Merzifon'un Sesi Gazetesinde yayımlandı.
-
Muhabirlik yaptığım yıllarda ormanlarımızın
katledilmesine yönelik Çorum
Gazetesinde yazdığım bir haber makale nedeniyle
şu anda ismini anımsayamayacağım bir Kayseri yerel
gazetesinde teşekkür mektubundan başka ödül almadım.
-
İdealim;şiir konusunda yetkin bir yere gelebilmekti,
ama bu idealim henüz gerçekleşmedi. Basılmış bir
çalışmam bulunmamaktadır. Makaleler ve denemeler
yazıyorum. Osmancık Haberde ve ara sıra Çorum Merhaba
ve Çorumlu 2000 Dergisinde şiirlerim yayınlanıyor.
-
Son söz olarak,hiç riya yapmadan bir dergi çıkarmanın
ne kadar zor bir uğraş olduğunu bildiğimden sizi gösterdiğiniz
fedakarlık ve performansınızdan dolayı kutluyor,bu derginin siz
istediğiniz sürece yaşamasını dilerken inceliğiniz için teşekkür
ediyor,başarılarınızın devamını diliyorum.
-
Çorumlu
2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info
ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info
ve Aylık Şiir Antolojisi çalışmaları yayınlanmıştır.
|
|
Erol DUYGUN
AL BAYRAĞIM
Alkanımla renk vermişim
Asumana göndermişim
Ay yıldızı kondurmuşum
Banim şanlı al bayrağım.
Gök yüzünde salınacak
Türk’ün sesi duyulacak
Böyle mutlu olur ancak
Benim şanlı al bayrağım
Atamızın önderliği
Semalara gönderdiği
Halkımızın c an verdiği
Benim şanlı al bayrağım
Duyguninin şanlı yurdu
Atamız emanet verdi
Kuruldu bir güçlü ordu
Benim şanlı al bayrağım
 |
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
08
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
-
GÜRSEL
Mahmut Selim 1947 <Emekli Kütüphane Md. Yr. Gürsel Yayınevi
Sahibi, Yazar, Çizer, Çeker>
- 1947 tarihinde babamın subay
olarak bulunduğu Erzurum'da bir at arabasında doğum evine giderken
doğmuşum. Babam Eminsu Ali Rıza Gürsel, annem ise Fahriye
hanımefendi idi. İlkokula İskenderun'da başladım. Ankara' da
bitirdim. Ankara Yenimahalle Orta okulunun birinci sömestrsinde
babamın emekli olmasından dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince
Atatürk Ortaokuluna devam ettim. Babamın "oku da oğlum ceketimi
satar seni okuturum" diyerek bana yaptığı nasihatleri ters tepki
yaptı, okumuyorum diyerek okulu birinci sınıfta bıraktım. Marangoz
çırağı olarak Azmi Başar ustanın yanına girdim. Askere gidene
kadar ustanın yanında çalıştım. 1967 tarihin de askerlik dönüşü,
Ankara Emniyet Müdürlüğüne teknisyen olarak göreve başladım.
Ortaokulu dışarıdan 2 yılda bitirdim 1972 tarihinde polis memuru
olarak Ankara'da çeşitli şu beler ve kara kollarda çalıştım.
- 16 Eylül 1973 tarihinde Selma
(Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim. 1978 yılında ayında naklen
Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak geçtim. Dışarıdan Çorum
Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim. Kendi kendime Osmanlıca’yı
öğrenmeye uğraştım, Hat sanatı ile biraz ilgilendim 150 ye yakın
Ser levham var, Çorum Güzel Sanatlar Galerisinde ve
Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim.
- 3. 8. 1988 tarihinde İl Halk
Kütüphanesi Müdür yardımcılığına atandım. 1990 tarihinde kütüphanelerdeki
kitapların tasnifi ile ilgili 10 yıllık bir araştırmamı "Alfabetik
Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)"kitap haline getirip Kültür
Bakanlığına sundum. Kitabımdan Türkiye'deki bütün Kütüphanelere
dağıtılmak üzere 1000 adet satın aldılar. Bitlis Tatvan’a tayin
edilme olayım beni çok yıktı. Fakat bu üzüntümün boş olduğunu
zamanla gördüm. Rabbimin izni ile Hacca gitmek nasip oldu, iki
kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin çıkmasına
vesile oldum. Mesleklerin insanlara sağladığı maddi avantaj
olarak, evinizi geçindirecek, namerde muhtaç etmeyecek
avantajından başka, manevi olarak; sizin yaptığınız işlerle ilgili
karşılaştığınız problemleri değerlendirirseniz avantajların neler
olabileceğini hayat okulundan öğrenmiş oldum.
-
İdealim: Çorum'a tam teşekküllü
bilgisayar ortamında bir kütüphane kazandırmaktır. Bu idealim
yüzünden tayinim çıktı. Emekli Olunca Gürsel Yayınevini açtım.
Yayımlanmış çalışmalarım bulunmaktadır. Bunlar:
-
" Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)
", "Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar",
-
"Çorum 97" ve "Çorumlu 2000 Aylık
Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergisi 63 sayı basıldı ve Bu
sayfalardan Internet'te yayınlanmakta"“Çorum 2002”
-
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004 "Hacım
2007"İnternette yayımlanan sitelerim:
-
http://corum.name
-
http://corumlu.com
-
http://dergisi.info
-
|
|

- Mahmut Selim GÜRSEL
- BAYRAĞIM
- Bu yıl seni çok kullandılar; uğrunda ölenler için;
- Ülkesini saran kalleşleri temizlerken şehit olanlar için
-
- Sen göklerde dalgalanman Bağrımızda yanan hasret idin
- Ülkesi için kabre gidenlerin örtüsü oldun Bayrağım
-
- Al zeminin Şehit kanları ile yeniden bu yıl da ala büründü
- Analar şehit evlatları için ağlamadılar, Şehit anasıyız
dediler
-
- Ey bu ülkenin tek bayrağı sen bizimsin bizimlesin
biliyorum
- Bize seni emanet edenlerin en kutsal emanetçisiyiz biz
bilesin
09/02/2016 01,05 Çorum |
|
- Mahmut Selim GÜRSEL
- VATAN VE BAYRAK
- Bayraksız vatan olur mu?
- Olmaz!
- Vatansız bayrak olurda
- Bayraksız vatan olmaz!
-
- Türk’üm Elhamdülillah
- Var benim Al Bayrağım,
- Olmazsa olmazımsın bizim
- Bayraksız vatan olmaz!
-
-
- Gök durdukça, bastığın toprak yer
- Türkiye payidar olacaktır
- Vatanımda Al Bayrak bulunacaktır
- Bayraksız vatan olmaz!
- Mahmut Selim GÜRSEL
-
BAYRAK ALTINDA MISIN?
-
Söyle bakalım sen nesin, kimsin
-
Dost musun düşman mısın anlayalım
-
Önce dost musun düşmanımızı görelim
-
Beni arkamdan vuracak mısın his
edelim
-
Bizi bölüp parçalayanları silelim
-
Katili bize hoş gösterenleri çizelim
-
Düşmanları ile bir olanları
gösterelim
-
Hırlı hırsız kimdir hepimiz bilelim
-
Ayıp ile günah diyenleri dinlemeyelim
-
Bizi birleştiren değerleri
birleştirelim
-
Bayrağımı bilir isen bende seni
bileyim
-
Ondan sonra seni sen diye sevelim!
-
Mahmut Selim GÜRSEL Çorum 02,00
|
|
|
- Mahmut Selim GÜRSEL
- SEVDALIM
- Barış marşları ile şevk bulalım
- Biz kardeşiz diyerek birlik olalım
- Vatan bir tek başka nerde kalalım
- Bu topraklar; bu sınır bizim sevdalım
-
- Hayat bu bir gün gideceği tutar
- İdare ederle verin artık tarar
- Bu beden her zaman Rabbi’ni arar
- Bayrağa sarılmayan ceset neye yarar?
- 16 Mayıs 2009 02.22 ÇORUM
Mahmut Selim GÜRSEL
BAKMAYIN
Ülkeme öyle aval aval bakmayın
Duru su olun, akar sular gibi akmayın
Birdir Rabbimiz başka dini takmayın
Birkaç kuruş için bu değerleri satmayın
Bayrağımın; kanla yıkandığına bakmayın
Ay ve yıldızı tek başka şekle akmayın
Böleceğiz diye uğraşanları hiç takmayın
Kazanıyorum diye değerlerimizi satmayın
Dinimizin birliği tam; gerisine bakmayın
Mezhep, parti, takım diye oralara akmayın
Parçalamaya çalışanlara dönüp takmayın
Namus bu sakının, Vatını sakın satmayın
15/08/2011 Çorum 04,11
|
|
|
|
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
09
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
HARDAL
Rıza 1937 <Folklorcu-şair>
Rıza Hardal 1937 yılında Çorum Kuşsaray Köyü'nde doğmuştur.Küçük yaşlarda annesini 7 yaşında da
babasını kaybetmiştir.Amcası tarafından 1945-50 yılları arasında
ilkokulu Kussaray Köyü'nde bitirmiştir.1950 yılında Ladik Akpınar
Köy Enstitüsüne girmiş, 1 hafta sonra okulu terk etmiştir.Köyde
çiftçilik ve çobanlıkla geçimini sağlamıştır.
15.12.1959'da evlenmiş.26.01.1960 da
asker olmuştur.Vatani görevini İsparta' da yapmıştır.1962'de
askerden dönmüştür. Döndüğünde çiftçilikle uğraşımsını
sürdürmüştür.15.03.1970 yılında Halk Eğitim Merkezine 657 Devlet
Memurluğu Statüsüne girmiş, Halk Eğitim Folklor ve sosyal
faaliyetleri yürütmüştür.Oğlu Ali Hardal ile halk oyunları
öğreticiliği yapmış, 26 yıl 3 ay yurt içi turnelerine Çorum'u
temsilen Hitit Folklor topluluğunu götürmüştür. Festivallerden
bazıları 26 Ağustos 1971 Malazgirt Savaşının 900.yıl dönümü
Festivali, Erzurum, Sivas Kongre şenlikleri, Ağrı, Artvin İllerinin
Kurtuluşları,Edirne Kırkpınar Şenlikleri vs... buna benzer 26 yıl 67
ili dolaşmıştır.1995'de emekli olmuştur.
Rıza Hardal bir okuma meraklısı olduğu için 3 oğlan 2 kız 5'ini de
okutmuş eğitim öğretim katarına katmıştır.
-
Rıza Hardal bir okuma meraklısı olduğu için 3 oğlan 2 kız 5'ini de
okutmuş eğitim öğretim katarına katmıştır.
-
İlkokul çağlarından itibaren yazı
yazmaya başlamış 500'ü aşkın ürünü vardır.Bunlar Avrupa'da,
Ankara'da, Çorum da yerel gazete, dergi ve bültenlerde
yayınlanmaktadır. Çocukları Anadolu'nun çeşitli yörelerinde görev
yaptığından uğraşılarım arasında, yurt içi gezilerinde araştırma
yaparak yerel gazete ve radyolarda ürünlerini sergilemektedir.
- Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info , Sarı
Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info ve Aylık
Şiir Antoloji Dergisi’nde şiirlerim yayınlanma devam etmektedir
|
|
 |
- Rıza HARDAL
- HASRETİN İÇİMDE
SIZI TÜRKİYE’M
- Güneşi ilk defa seyreden toprak
- Doğudan batıya uzanan Bayrak
- Göğü pırıl pırıl suları berrak
- Şerefim, şiirim ve şanım benim
- Kılıçla kalemin kurduğu mabet
- Üstünde ruhların bulunduğu mabet
- Her taşın cevahir her köşen
cennet
- Hasretin içimde sızı Türkiye’m
- Çıkıp yaylasına seyran eyledik
- İnip ovasında harman eyledik
- Bakıp dağlarına destan söyledik
- Buğdayım, zeytinim, ipeğim benim
- Sevincim, ümidim çiçeğim benim.
- İstanbul’um, anlatılmaz söz ile
- Güzelleri mektup yazar söz ili
- Minareler yükseliyor naz ile
- Sevemem ben senden başka
Türkiye’m
- Söz yetmez sendeki aşka Türkiye’m
- Yıkmak için küfrün sultanını
- Fatih’im denize sürmüş atını
- Nur doldurmuş göğün yedi katını
- Başakların deste deste Türkiye’m
- Türkülerin şafak şafak gülleri
- Amasya’da kiraz başmış dalları
- Bursa’nın Cennet’e gider yolları
- Irmakları köpük, köpük Türkiye’m
- Haşmetli Türkiye’m, Büyük
Türkiye’m
GÜZEL VATANIM
- Yaşadım yıllarca senin bağrında
- İncitmedin beni güzel Vatanım!
- Bayraklarım dalgalanır hudutta
- Sana doyum olmaz Vatanım!
-
- Karadeniz kenarları ormandır
- Torosların tepesi hep dumanlıdır
- Erzurum’un soğuğu pek yamandır
- Sana doyum olmaz Vatanım!
-
- Marmara’da martılar geziniyor
- Akdeniz’de gemilerin yüzüyor
- Eserlerin tarihlerde yazıyor
- Sana doyum olmaz Vatanım!
-
- RIZA der unutma burada sözün
- Sanki Cennet ala Ege Denizin
- Güzel Vatanıma bağlıdır özüm
- Sana doyum olmaz güzel Vatanım!
-
- 23/08/1975
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
10
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
-
İNCE
Nihat 1954 <Yazarımız>
- 1954 yılında Artvin ilinde
doğmuşum. İlk ve orta öğretimimi Artvin’de yaptım. 1974 yılında
askere gittim. Muhabere Topçu Çavuşu olarak askerliğimi bitirdim.
1977 yılında Polis Memuru olarak İstanbul’da göreve başladım. Şark
hizmeti için Malatya iline atandım.
- 1988 yılında şark hizmeti dönüşü
Çorum’a atandım. 1997 yılına kadar Çorum’da görev yaptım.1997
yılında emekli oldum. 20 yıldır Çorum’da ikamet ediyorum. 1992
yılında eşimin kanser hastalığına yakalanması ve 1995 yılında
eşimin Rahmetli olması neticesin çok sıkıntılı ve duygulu günler
geçirdim. O tarihten bu tarihe kadar şiir yazıyorum.
- 2006 ve 2007 yıllarında Güzel
Türkiye’m ve Özledim adlı iki adet şiir kitabım yayınlandı.Mahalle
gazetelerde şiirlerim yayınlanmaktadır. Internet’te Çorumlu 2000
Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde
http://corumlu2000.corumlu.com , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde
http://saricigdem.corumlu.com ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde
http://ayliksiirantolojisi.dergisi.info şiirlerim yayınlanma
devam etmektedir
|
|

-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- Nihat İNCE
- BAYRAĞIM
- Ülkemizin namusudur şanıdır
- Kırmızısı şehitlerimizin kanıdır
- Vatanperverin inan canıdır
- Türk milletine güçtür bayrağım
-
- Dalgalan gökte şanlı bayrağım
- Ordumuzda var güzel sancağım
- Şan ile şerefle geçer çağlarım
- Sana hakaret suçtur bayrağım
-
- Sevgi ile seni direklere çekeriz
- Saygıyla sevgi tohumu ekeriz
- Önünden saygı sevgiyle geçeriz
- Ülkemin başına taçtır bayrağım
-
- Bayrağım bizim başlara taçtır
- Seni sevmeyen gözümde hiçtir
- Sana hakaret büyük bir suçtur
- Türkiye’m sevgine açtır bayrağım
-
- Nihat’ım sana canımı veririm
- İnan ki uğrunda her gün ölürüm
- Karşında uygun adım yürürüm
- Sana dil uzatan piçtir bayrağım
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
11
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
KAYMAK Güner 1960
Ben
Çorum ilinin Ortaköy İlçesine bağli Yaylacık köyünde günü ve ayı kesin olarak
bilinmeyen 1960 yılında doğmuşum Rahmetli babam Halk Ozanı Aşık Hüseyin Kaymak
Oğlum erken askere gitsin diye 01.01.1959 doğumlu olarak nüfusa kayıtımı
yaptırmış. Doğum
hikayem böyle şiir'e olan tutkum küçük yaslarda türkülerle sazlarla destan ve
atışmalarla iç içe geçti rahmetli babamın Sesi çok yanıktı çok güzeldi tezenesi
bambaşka tamamen özeldi eğer ömrünü kültürümüzü yaymak duaz imam ve deyişlere
ayirmasaydi Türkiyenin en populer sanatçisi olurdu sanirim.
Bulunduğum
davet ve toplantılarda Bağlamayı getirir kucağıma verirlerdi çal söyle diye
ısrar ederlerdi Lakin güzel ses Allah vergisiydi payıma düşmemişti bu yüzden
şiir yazabileceğimi düşünüyordum. İlk şiir'imi Ölümünün 10. yılında Aşık Veysel
için yazmıştım.
1982
yılında Kültür Bakanlığı yayınları arasinda yayınlandı
o gün bu gündür şiirle olan kardeşliğim devam ediyor.
Arzu ve
isteklerimi etkimi Tepkimi şiir'lerle duyurmaya
çalışıyorum. Herkesi şiir dünyasına davet ediyorum.
Şiir
tadında kalın
http://corumlu2000aylik.dergisi.info
ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info
çalışmaları yayınlanmıştır. |
|

- Güner KAYMAK
- BAYRAK
- Bayrağım şerefim haysiyetim
onurum
- Ay yıldızı al rengidir haklı
gururum
- Yiğit askerinin kanıyla alındı
yurdum
- Razıyım bayrağım için savaşmaya
ölmeye
- Alışkınım bayrağımı zirvelerde
görmeye
- Kimin gücü yetebilir bayrağımı
indirmeye
- Amsterdam / 25.05.2003
- Güner KAYMAK
- AL BAYRAĞI YERE
HİÇ DÜŞÜRMEDİK
- Uğruna binlerce şehitler verdik
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Her zaman bayrağı baş tacı ettik
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- En ön safta düğünlerde taşıdık
- Bayrak sualiyle zor an yaşadık
- Yüce peygambere salavat saldık
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Ulusal günlerde göndere çektik
- Şehit tabutunun üstüne serdik
- Kuran la birlikte hediye verdik
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Bayrak özgürlüğün tek sembolüdür
- Onurlu milletin gonca gülüdür
- Bayraktarın piri imam Ali dir
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Cephelerde şehit olurken bile
- Asla bırakmazdık bayrağı yere
- Ancak devrederdik bir başka ere
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Ozan Güner tabutuna diliyor
- Vasiyetin yazmış beyan ediyor
- Bayrağa sarılan mesut ölüyor
- Al bayrağı yere hiç düşürmedik
- Amsterdam 2.2.2016
|
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
12
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
PASLANMAZ Ayşe
ÜRGÜP FM
radyosunun sahibi ve yönetim kurulu başkanıyım. Şair yazar ve
gazeteciyim..Uluslararası geleneksel Kapadokya Şiir Şölenlerinin
organizatörüyüm.
-
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde
http://saricigdem.dergisi.info ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde
şiirlerim yayınlandı.
|
|
- Ayşe PASLANMAZ
- BAYRAK
- Semada gökte bayrak, dilde
İstiklâl Marş’ı,
- Yükselirken göklere, buluta değer
başı...
-
- Dokunur bayramlarda, ritmik
trampet sesi,
- Duygular şahlanırken, o an keser
nefesi...
-
- Ey Türkoğlu, Türk kızı, sen asil
kan taşırsın,
- Bayrağın gölgesinde, hep özgürce
yaşarsın....
-
- Bu ne büyük saadet, sevinç
gözyaşı düşer
- Atam ölümsüzleşir, hayran kalır
tüm beşer.
-
- Ay yıldızlı bayrağa, canlar
verilse de az,
- Süzülür gelin gibi, o ne eda, o
ne naz...
-
- Rüzgâr yalar alnını, kıpırtı olur
hafif,
- Dalgalanır göklerde, o ne eşsiz
ne latif...
-
- Bitmeyen övüncümüz, gururumuzsun
bizim,
- Gönüller feth eyleyen,
sürurumuzsun bizim...
-
- Sen olmasaydın eğer, yerlerde
sürünürdük,
- Büyük utanç içinde, zillete
bürünürdük...
-
- Kenetlenmiş bir olmuş, Türk’e
değer biçilmez,
- Ey şanlı bayrak senden, ebedi
vazgeçilmez...
-
- Al bayrağım dalgalan, gökyüzünde
seyre dal,
- İnme sakın yerlere, sonsuza dek
orda kal..
 |
|
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ |
|
|
BU SAYI
BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ! |
|
DİKKAT ! BU BİLGİLER
TELİF ESERİ OLUP YAZARINDAN İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
Yazışma Adresi:
corumlu2000@gmail.com
|