l

ŞAİRLER ALFABETİK SOYADI DİZİNİNDE BUNMAKTADIR!

YIL 1  SAYI 02    10-Aralık-2015

AKÖZ Mustafa
AKTAŞ Muhsin
ÇAVDAR Necati
ÇAYCI Üzeyir Lokman
ÇETİN Abidin
ÇOBAN Ayşe
DUYGUN Erol
GÜLTEPE Şükrü
GÜRSEL Mahmut Selim
HARDAL Rıza
İNCE Nihat
KARAKAŞ Sakin
KAYMAK Güner
KAYMAK Halil
KILIÇ Haydar
KILIÇ Yaşar
KURTBAŞ Ahmet
MANDIRALIOĞLU Kerim
ÖZBEKMEZ Hıfzı
SARIYÜCE Latif
TOMBUŞ İhsan
TOMBUŞ Şevket
TULUK Hasan
TÜRKMEN Cuma
YILDIRIM Erman
 

Ş

 

 

 

01 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Mustafa AKÖZ
           1956 yılında Çorum Mecitözü İlçesi Bayındır Köyünde dünyaya geldi.
            İlk ve orta tahsilini Mecitözü ve Çorum’da tamamladı.
            Aşıklık ve şiir denemelerine,halen yaşamış olduğu hayatın tatlı ve acı gerçekliğinden etkilenerek başlamıştır. Şiirlerinde mertlik ve duygusallık üzerine yazmaktadır.
            Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. 2000 tarihinde yayınlanmış “Sitem” isimli bir şiir kitabı vardır.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
 
Mustafa AKÖZ
MEMLEKETİM
Arı dedik bal tutmadı,
Kuş dedik bilemedik döl tutmadı,
Boz kurtlar ulurdu hiç sesi çıkmadı,
Vah benin memleketim vah.
 
Ay içerisinde gül diktik kurudu,
Sahi bir ayda da başak vardı.
Doru görünen altı okun işi zor idi,
Vah benim memleketim vah.
 
Dün sabanı kırdı bizim kır atlar
Nerede bizim o eski muhterem zatlar,
Yükü çeken yine bizim boz kurtlar,
Oh benim memleketim oh.
 
Coştum mu sığmazlar ovalar düze,
Çok çakalları getirdiler dize,
İsterseniz sorun Mustafa AKÖZ’E
Oh benim memleketim oh.

 

Mustafa AKÖZ
MÜSLÜMAN TÜRK’ÜM
Benim aslımı, neslimi soruyorlar,
Ben Müslüman bir Türk’üm
Aslımı söyleyince bir tuhaf bakıyorlar
Şükür; Müslüman bir Türk’üm
 
Ben topraktan geldim toprağım,
Dünya dalında sadece bir yaprağım
Ne ölüyüm, ne de hortlağım.
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Kimi ayıdanım der,kimi maymundan,
Bunların haberi yok ki kendi soyundan
Nasibini almamışlar İslâm payından
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Âdem Aleyhisselamın zürriyetindenim.
İbrahim Aleyhisselamın milletindenim.
Türkiye Cumhuriyeti hüviyetindeyim
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Çorum Mecitözü Bayındır Köyündenim
Âdetim, törem dini İslâm soyundanım
Fatih’ler, Alpaslan’lar soyundanım
Ben Müslüman bir Türk’üm
 
Kitabım Kur’an Bayrağım Ay Yıldız
Bayrak, Sancak ecdat yadigarımız,
İsmimi sorarsanız Mustafa AKÖZ.
Ben Müslüman bir Türk’üm

 

 
Mustafa AKÖZ
KÖYÜM
Ben isterim köyümde gezmeyi,
Ben köyümü özledim.
Baba tarlasından buğday ütmeyi,
Üfleyip yemeyi çok özledim.
 
Bizim bahçede dal sulamasını,
Hele erik,vişne,armut,elmasını,
Anamın yaptığı kavurma hellesini,
Soğutarak içmesini çok özledim.
 
Tırpanla ekin biçip terlemesini
Ateşte patlıcan,biber közlemesini,
Babamla bağ,bahçeyi bellemesini,
Toprağı savurup atmasını özledim.
 
Esirgemeyin bu zevki Mustafa AKÖZ’den,
Bıktım,gürültülü zehir akan egzozdan,
Kil zehirlenmiş harmanda samandan,tozdan
Patoza dirgenle sap atmayı özledim
 
Mustafa AKÖZ
DÜŞÜMDE
Gurbette sıla özlemiyle yatarken,
Uyurken köye gitmişim düşümde.
Hasret çeşmesinden su içerken,
Kalkıp yola çıkmışım,düşümde.
 
Gördüm;gece beklediğim bağları,
Gezdim;koyun güttüğüm dağları,
Ne ölenleri gördüm nede sağları,
Zorumdan ağladım,düşümde.
 
Mezar taşından okudum ölenleri,
Ne ağlayanları gördüm,ne gülenleri.
Susmuş konuşmuyor tatlı dilleri
Musalla taşında ağladım,düşümde.
 
Uyan artık MUSTAFA AKÖZ’üm,
Bak iki çeşme olmuş,her iki gözüm,
Göz yaşımdan yosun tutmuş iki yüzüm,
Kendimi köye salmışım,düşümde.

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

02 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

AKTAŞ Muhsin 1966  <Şair>
1966 yılında Giresun’un Espiye ilçesinin Akkaya köyünde doğdu, İlkokulu köyünde okudu, Orta ve Lise’yi güç şartlar altında Bursa İHL de bitirdi. Bir Süre Açık Öğretime devam etti. Öğrenimini yarıda bırakıp, satış ve pazarlama sektörüne girdi.
On yıla yakın bir süre İzmir’de yaşadı, Şu an Bursa’da, bir fabrikada üst düzey yöneticisi olarak yaşamını devam ettirmektedir.
Şair ve yazar evli olup, dünya güzeli 3 kız çocuğu babasıdır.
Daha çok serbest şiirler yazmakla beraber, halk şiiri ve hece tarzında şiirlerde yazmaktadır.
Internet’te Yazarımız http://corumlu.com , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir
 
Muhsin AKTAŞ
ANADOLU’M

Binlerce yiğidin bağrında gizli
Sıralanmış dağlar nazlımı nazlı
Âşıklar ozanlar elleri sazlı
Yanlarına beni sal Anadolu’m

Pir Sultan Abdallar Yunus’u veli
Özünü dokumuş erenler eli
Tevazuu görsen sanırsın deli
Dergâhına beni al Anadolu’m

Mevlana’dan edep öğrendi yurdum
Karacaoğlan’dan cesaret gördüm
Gece gündüz senle hayaller kurdum
Sorma yüreğime dal Anadolu’m

Tarlanda çalışır gelini kızı
Yaylada meleşir koyun ve kuzu
Gurbet elde hasret yürekte sızı
Gururla gönlümde kal Anadolu’m

Al bayrak gönünde asılı dursun
Gözü olan hain bakıp kudursun
Bir yanda memolar bir yanda Dursun
Cümlemize vatan ol Anadolu’m

Türk, Türkmen, Yörükler, bir tarafta Laz
Kürt, Arap, Arnavut diğeri Çerkez
Kardeşçe yaşarız kimlik fark etmez
Kalplerde tutuştuk gel Anadolu’m

Halkın kurban olur dağ ve taşına
Mevla’m dert vermesin vakur başına
MİZABİ can verir damla yaşına
Asma nur yüzünü gül Anadolu’m

   
Muhsin AKTAŞ
CANINDA KALDIM

Dağları taşları elden geçirdim
Bedenimde etler katıldı kaldı
Yüreğimi vatanından göçürdüm
Karakaş karagöz tutuldu kaldı

Yârimin yüzünde kâinat gezdim
Mahur bakışında cenneti sezdim
Bir gün gider diye semayı ezdim
Kaşlarım havada çatıldı kaldı

Buhranı yaşadım anın içinde
Huzur bulunmazmış gönülp içinde
Ömrümü tükettim neden niçinde
Aklım üç paraya satıldı kaldı

İblisin ipini düğümeyledim
Gönlü gözyaşıma güğümeyledim
Kalan ömrü sana sağımeyledim
Kalbim aşk kuyuna atıldı kaldı

MİZABİ sözdedim dönmem geriye
Gözlerinden gayri bakmam beriye
İstemem ne huri nede cariye
Canım can evine katıldı kaldı
23.01.2009

Muhsin AKTAŞ
BENİM GÜZEL ESPİYE’M

Masmavi denizinde kayalar yosun tutar
Yemyeşil olan doğa her gün burnumda tüter
Aklıma düşer yaylan bağrıma kurşun batar
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m
Akkaya denen köyde dünyaya açtım gözü
Gurbet elde çalarım mızrabı kırık sazı
Özleminle tozdurur yüreğe dolan sızı
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m
Dağlarında yeşillik ahenk ile dem vurur
Kar yağınca çatıya bir başka güzel durur
Osman ağan torunu vazgeçilmez bir gurur
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m
İl ilçe köy demeden dünyaya dağılmışız
Sadece Türk bayrağı önünde eğilmişiz
Memleket hasretinden diz üstü yığılmışız
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m
Hamsi mısır lahana soframızın baş tacı
Fındık düşmüş ayağa bize yeter bu acı
Unutmadık gurbette ekmek pişiren sacı
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m
Mert yürekli yiğidin çalışarak yarışır
Girdiği topluluğa edebiyle karışır
Bu vatanı sevenle küslük etmez barışır
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m.
Gurbet köşelerinde gönlümüzde yaşarsın
Gün geçmez ki aradan rüyamıza düşersin
Mizabi kemençeyle horon edip coşarsın
Ey canım Giresun’um benim güzel Espiye’m 

13.10.2008 1.15

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

03 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ÇAVADAR Nacati
          09 Eylül 1955 Çorum, Alaca doğumlu İlkokulu; Alaca'nın Küçük Hırka Köyünde, 
          Ortaokulu; Alacada okudu. Lise Eğitimi: Ankara Muhabere Okulun daki Elektronik Astsubay Hazırlama ok. Lisans eğitimi:Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü Yazıları, araştırmaları, röportajları ve şiirleri Akit,Yeni Dönem, Tutanak, Vakit, Anayurt gazeteleri ile Cuma ve Anadolu Gençlik,Ses, Nida, İzlenimlerle Anadolu gibi bir çok dergilerle yurt içinde ve dışında bir çok Internet sitelerinde yayınlandı-yayınlanıyor..Ayrıca bir çok makalesi yurt içinde ve dışında yayınlanan gazete ve dergilerde konuk yazar olarak yayınlandı. 1999 dan bu yana sürekli olarak Anayurt (Eski ismi Vakit) gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta. Avustralya da yayın yapan bir radyoda canlı olarak haftalık Türkiye gündemi ile ilgili yorumları verilmekte. "
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
 
Necati ÇAVDAR
ÇORUMLU

Git gör memlekete neyleymiş,
Çorumlu Çorum’u ihya eylemiş,
Eylemiş ki ne hoş eylemiş

Bir ol, iri ol, diri ol Çorumlu
Sev, sevil, sevdir, gür ol Çorumlu

Hep sevgi dolu, yardımsever Çorumlu
Efendi, onurlu, eserlerinden gururlu
Çok çalışkan, üretkendir Çorumlu.

Bir ol, iri ol, diri ol Çorumlu
Sev, sevil, sevdir, gür ol Çorumlu

Hepimiz Çorum’dan kalkıp geldik
Ankara’ya yerleşip yurt bildik
Alınteri döküp, çok emek verdik

Bir ol, iri ol, diri ol Çorumlu
Sev, sevil, sevdir, gür ol Çorumlu

Ankara’dan vekilin yok neden olmasın,
Görenin yok, bakanın yok niçin olmasın
Cumhura vekil oldun, asıl baş niye olmasın.?

Bir ol, iri ol, diri ol Çorumlu
Sev, sevil, sevdir, gür ol Çorumlu

Birleşirsen büyüyeceksin Çorumlu
Az hareket koşacaksın Çorumlu
Ha gayret başaracaksın Çorumlu

Bir ol, iri ol, diri ol Çorumlu
Sev, sevil, sevdir, gür ol Çorumlu

Necati ÇEVDAR
ANGARA'DA ZAMAN


Bir komşuda cenaze
Diğerinde düğün var..

Bir komşuda
Cuma ile başlayan hayır iş..
Bismillah’la kalkan bayrak..
Sevinçle çekilen halay..

Diğerinde;
Kesilen son nefes..
Bismillah’ la, açılan kabir
Hüzünle yolcu edilen, hatıralar..

İki komşu;
Birin de, gelin..
Diğerinde, cenaze..

Toplanan kalabalıklar;
Birini dünya evine
Diğerini Ebedi aleme
Yolcu ediyor..

İkindi..
Rahmet bulutları kapladı ve yağmur
İlahi çağrı:
“Davet var...”
Bir "Ezanlık" zamanda..
Yağmur;
Doluyla son bulup,
Güneş'e buyur diyor..

Hayat, devam ..
Ne farklı tecelliler, icra ediyor
Ve zaman;
İkindi...
Gün devrilmiş;
Akşama “gel” ediyor

Biri geliyor, biri gidiyor
Hüzün/ sevinç gel/gitlerinde;
Ömür, gidiyor

30 Mayıs 2014
Cuma/ Ahimesud

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

04 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ÇAYCI Üzeyir Lokman 1949 <İç Mimar-Ressam-Yazar-Şair>
Üzeyir Lokman ÇAYCI 1949 yılında Türkiye'nin yeşilliği ile meşhur Bor ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı ilçede tamamladı. Sonra, üniversite giriş sınavı yanında ikinci bir sınav daha kazanarak Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu'na girdi. Bu okuldan 1975 yılında iç mimar ve endüstri tasarımcısı olarak mezun oldu. Bunun haricinde Fransa'da da birçok mesleki ve sosyal alanda eğitim gördü, çeşitli diplomalar ve sertifikalar almaya hak kazandı.
Yaptığı özgün çalışmalar bilenlerin dikkatini çekmekte gecikmemiş sergi, dergi ve mecmualarda kabul gördü. Mezuniyetinden sonra Koç Holding Demir Döküm Fabrikaları Araştırma-Geliştirme bölümünde çalıştı.  
Deniz - Asteğmen olarak yaptığı askerlik hizmeti süresince, arkadaşları ile birlikte, çeşitli tarihi eserlerin (heykel, rölyef, vs…) kurtarılmasına ve daha sonra da Beşiktaş Deniz Müzesinde sergilenmesine katkıda bulundu.
14 yaşından itibaren yazdığı şiir ve hikâyelerle çeşitli gazete ve dergiler kendisine büyük ilgi gösterdi. Basın, dergi ve antolojiler onun içtenlik dolu kreasyonlarına 2008 yılında Gaziemir Belediyesi TSM korusuna katıldım ve Ertuğrul POYRAZ ile oluşan arkadaşlık sonucu Ankara’da kimseye vermediğim şiirlerimi kendisine vermeye başladım. Bir, iki derken ortak çalışmalarımız çoğalmaya başladı.
2008 Mayıs ayındaki Koromuzun final konserinde ortak çalışmamız olan MUTLULUK SÖZ VERDİ’Yİ seslendiren Ertuğrul POYRAZ yorumu ve bestemizle müzik dünyasında farklı ve iddialı olduğumuzu kabul ettirdiği dinleyicilerin aldığımız olumlu tepki ortaya çıkarmıştır.
Ertuğrul POYRAZ ile olan ortak çalışmamızdan dolayı ikimizi Saadettin KAYNAK ve Vecdi BİNGÖL ikilisine benzetmektedirler.
Toplumsal, siyası, milli, dini, sevgi konularında yazdığım şiirlerim internette sayısız sitelerde yer almakta, milli şiirlerimi’’ Mehmet AKİF ruhu yaşıyor’’diye ifade etmektedirler.
İnternet Gazeteciliğinde bir çok şiir köşem mevcuttur.Halen İzmir’de yaşamakta olup evli ve iki çocuk babasıyım.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info   yayınlanma devam etmektedir.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
DÜŞLERİMDEKİ  İSTANBUL
Özlemlerin yazıldı gözlerime
Biçimler eriyor düşlerimde
Resimlerinde bir başka,
Duygularımda bir başkasın İstanbul…
 
Dokunmaz denizlerine ayrı yaşamak
Özlemler gerilir manzaralarında
Düşünceler yerlerinde durmaz
Kurşun gibi oturur yalnızlıklarıma İstanbul...
 
Geçmişinde yaşar ak  balıklar
Martılar dolanır hatıralarında
Öğütülmüş dostluklar sabahlara taşınır
Anadolu ağarır ufuklarında İstanbul…
Ankara – 12.01.1980

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

05 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ÇETİN Abidin
1954 yılında Karakeçili Mahallesinde doğmuşum. Tanyeri İlkokulu,Eti Ortaokulu,Çorum İlköğretmen Okulu,Urfa Lisesi, Anadolu  Üniversitesi Açık öğretim Fakültesini bitirdim. 8 üniversite sınavından 1'ini kaybettim.  1981  yılında hem Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisini  hem de Yurt Dışı Öğretmenlik sınavını kazandım. Yurt dışını tercih ettim. 3 aylık Ankara Fransız Kültür Merkezinde   yürüttüğümüz Fransızca Kursundan sonra Ağustos  1981  sonunda Fransa'ya gittim. Strasboug- Basrhin'in ilçesi  Hafuenau'da 5 yıl Türk işçi çocuklarını  okuttum. 1996 Temmuz sonunda yurda döndüm. 1972-73 yılında Urfa  M. Şehitlik İlkokulun da göreve başladım.  Sonra  Bilecik Yaylacık Köyünde göreve devam ettim. Ankara  Dil Tarih Coğrafya  Fakültesine  kaydoldum. 
Öğretmenlikten 1 yıldan fazla ayrı kaldım. Çorum Merkez Kumçelteği,Narlı,Taşpınar,Ayvalı köylerinde öğretmen olarak çalıştım. 4 yıl da Merkez İnkılap İlköğretim okulunda görev yapıp Ağustos 1998 tarihinde emekli oldum.  Ekim 1998 tarihinde Çetinler Büfe-Marketi açtım.  İlkokul sıralarında öğretmen olmayı istemiştim. Çocuklar,kır hayatı, tabiat bilgisi,tarım işleri,ustalık,öğretmenlik sürekli ilgimi çekmişti. Öğretmen olmasaydım ;oto tamir ustası olmak isterdim. Hayallerimi gerçekleştiremedim. Yaratılış,yasalar, yönetmenlikler, çevre, toplum, insan  ortamı buna engel oluyor.  Bilim  ve doğruluk geçmiyor. Öğretmenlikten başka, marangozluk,tamir - bakım işleri ve nihayet  bakkallık yaptım. Gördüğüm tek şey yasal zorbalık, bilimsizlik,mantıksızlık, adaletsizlik, insan ve haklarına  karşı  saygısızlık.  Türkiye'nin  ve Türk Milletinin her türlü maddi -manevi zenginliğe, varlığa sahipolduğu,ancak kurulu toplum düzeninin " Hayatta en hakiki mürşit ilimdir ! " gerçeğinin tersine çalışması sonucu insan toplum- çevre sorunlarının  çözülmemesi  ve  milletin  yerinde sayması,geri bırakılması...   Başımızdan  her  gün geçen olaylar bunlar. 
Öğretmenlik  mesleği  ve  diğerleri insana herhangi bir yarar sağlamamaktadır. 
Her türlü yararı  zeka,kabiliyet,zaman,zemin, fırsatları değerlendirebilme,geniş düşünme,bilgi ve haber alıp yorumlayabilme,güç ve becerileri sağlamaktadır. En son ve en önemlisi de kader-talih-kısmet denilebilir. Ancak yarar ve başarı için geniş bir çevreye ihtiyaç vardır. 
Şiir yazmaya  beni  kimse  teşvik etmedi. Beni  benlik teşvik etti. Yani;yaratılış. Okuma, öğrenme,araştırma merak ve hevesi. İttihad, Bugün, Tercüman, Zaman, Akit  ve  diğer gazeteleri,TV programlarını izledim. Önce şiirle,sonra nesirle tenkit yapmaya başladım. Din,ahlak,dil, tarih, coğrafya, töre bilgileriyle  saptırılmış, sömürülen,kullanılan bilgileri ve gerçekleri karşılaştırarak rahatlamaya çalıştım. Şiire Urfa'da Azerbaycan ve Azerbaycanlılar yani Dış Türk'lere ilgili yazmaya başladım  Hiçbir yerde yayımlamadım. 
Şu  anda yazı yazmaktan dolayı herhangi bir ödül almadım. Almak ta istemiyorum. Yalnızca bilgi ve gerçeklerin insanlarca öğrenilmesi için yazı  yazıyorum. Herhangi bir kitabım basılmadı, ileride belki.  Şiir  ve  eleştiri  çalışmaları yapıyorum. 
Çorumlu  2000  dergisinde şiirlerim yayınlanıyor. Ülküm, amacım,gayem : İnsanlara, Müslümanlara  ve  töreli  Türklere önce  Manevi, sonra maddi  hizmettir. Bu ancak bireysel değil , toplumsal  çalışmalarla   gerçekleşebilir.  Milletin  Kalkınması için, Müslüman Türk oğullarının,din,dil,tarih ve töresini,tarihi ülkü ve görevini öğrenmesini diliyorum.
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info  Dergimizde yazıları yayınlanmıştır.
 
Abidin ÇETİN
ALLAHUEKBER YOLU

Rus ayısı vurup gelmiş
Sıcak hayal kurup gelmiş
Mehmet hasta, sorup gelmiş
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

SARI GELİN inilemiş
EBUL HASAN banılamış
Urus Türkü günülemiş
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Sarıkamış ney mi oldun?
Enver Paşa bey mi oldun?
Vatansever şey mi oldun?
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Alman'a yaranamadık
Buzlarda barınamadık
Soğuktan korunamadık
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Urus top atmış Hasan'a
Ha Hasan'a ha da sana
Geri dönmüş ürke, yana
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Ermeniler mezar sökmüş
Yaşlı-genci çakıp yakmış
Uluçınar'ımız yıkmış
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Batı-Kuzey birlik olmuş
Türkü sahipsiz mi bulmuş
Sömürücü dersin almış
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış

Şehid olmuş Mehmetçikler
Demişler; "Allhuekber!
Ruhumuzu Nur'a gönder!"
Sarıkamış kışta kalmış
Mehmetçikler düşte kalmış
27.12.2006

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

06 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ÇOBAN Ayşe 1953-2006
1953 te Çorum'un Ovakarapınar köyünde dünyaya gelmişim. Evli  ve  üç çocuk annesiyim. İlkokulu doğduğum köyde bitirdim.Yıllar sonra Çorum Bahçelievler  Ortaokulunu dışarıdan bitirdim.
Halen Açıköğretim lisesine devam etmekteyim. İlkokul  sıralarında  hayalim öğretmen olmaktı.  Tüm çabalarıma rağmen nasip olmadı. Ama okuma hevesi hep içimde kaldı. Okumanın yaşı olmadığına inanıyorum. Meslek olarak seçim yapmadım. Ama güzel sanatlar dalında yetenekli olduğumu söylerler. Mimar Sinan Halk Eğitim Merkezinden  kuaförlük dalından 3 belgem var.  Yaşam tarzım bana sağlıklı kalmayı sağlıyor.  Görüyorum ki,buna yeni yetişen gençliğin ihtiyacı var.   Demek  istediğim gençliğin  şu beş önemli unsura ihtiyacı var.  Bunlar : azim, sevgi,saygı,inanmak ve güvenmektir.  Beni şiir yazmaya teşvik eden biri olmadı. Bu özelliğimin bana Allah'ın bir lütfü olduğuna inanıyorum.  İlk şiirim   Çorum Lider Gazetesinde yayımlandı.  Sayın  Abdullah  Ercan'ın derlediği Çorumlu  şairler  adlı kitabın 2. Baskısında 4 şiirime, Sayın Mahmut Selim Gürsel'in  Çorum  1997  adlı çalışmasının Çorumlular bölümünde   kısa  hayat hikayem ve  Şiirlerde Çorum   bölümünde iki şiirime yer vermiştir. Çorumlu 2000 Dergisinde ve mahalli basında şiirlerim çıkmaktadır. 
1995 in " Sevgi ve Hoşgörü Yılı "   olması nedeniyle " Bir Dünya İsterim "  adlı şiirim ödül almıştır. İdealimde çocuklarımın dürüst ve sağlıklı olması vardır. Allah'ın izniyle bunu başaracağıma inanıyorum.
" Çiğ Taneleri" adlı şiir dosyamın Temmuz 1999 tarihinde basılmıştır. Bu yıl içinde kitabımı geliştirerek 2. baskısını yapmak arzusundayım. Kafiyeli  ve  serbest  şiirlerin  yanı sıra henüz yayımlanmamış  anılar  ve  gerçek yaşamdan hikayeler olmak üzere düz yazılarımda bulunmaktadır.
Vaktin  nakit   olduğu günümüzde birazcık düşünülürse eğer,emeklide  olsak  yolun sonunda değil,başında olduğumuzu, daha çok  işlerin bizleri beklediğini göreceğiz. Diyorum ki;  bırakın  şu  adam sende boş ver  demeyi. Tembelliği  bırakın,pasiflikten kurtulun. Oysa  boş  vaktimiz de yok,geçirilecek zamanımız da.   Gafletten  sıyrılıp  bu  dünya hepimizin demeliyiz,bu  vatan bizim,bu bayrak ,bu devlet,bu millet  bizim.  Biz Türk Milletiyiz. Çalışkanız, çalışmalıyız. Bilinçsizce Türk Milleti değil mi diyen kendini bilmezler : Yüce Allah'ın  sırlarla  dolu olan bu güzel evrende sağlıklı  yaşamak için  aklı  başında  her insanın  aktif  olup,karınca  kararınca sen,ben demeden  yeni  yetişen  gençliğe güzel bir dünya bırakmamız hayırlı olur diyorum.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirleri yayınlandı.

Not: Bana yayınlamak için verdiği şiirlerini yayınlamaya devam edeceğim. Ruhun şad olsun ! Mahmut Selim GÜRSEL

 
Ayşe ÇOBAN
ÇİĞDEMİM

Şubat ayı ılık geçti bu sene,
Eridi dağların karı çiğdemim.
Canlandı topraklar kabardı yine,
Açtı yıldız yıldız sarı çiğdemim.

Bu yılın baharı yağmurlu oldu,
Kuruyan göletler sularla doldu.
Topraklar yeşerdi,can hayatbuldu.
Ezelden Yunus'un yari çiğdemim.

Kandil'den esiyor Çorum'un yeli,
Çağlayıp akıyor derenin seli,
Renk renk çiçeklenmiş bayırın beli,
Uçuşur üstünde arı çiğdemim.

Çiğdemle süslenmiş ellerde çalı,
Çocuklar sevinçle tutmuşlar yolu,
Hağbelerde bulgur,helke yağ dolu.
Katarlar pilava duru çiğdemim.

Ey AYŞE ÇOBAN'ım,Çorum İlinde,
Severek yazarsın kalem elinde,
Çiğdem şiir olur gönül dilinde,
Vatan toprağının Nur'u çiğdemim.

 

   
Ayşe ÇOBAN
ALEV GİBİ

Sıyrılır göklerden o siyah perde,
İlahi “Nûr”uyla sökerken şafak,
Şehitler şad olur bu güzel yerde,
Destandır dillere bir avuç toprak.

Mehmet’ler beklerken Akif’i ansın,
Göğsü ay yıldızlı bedende cansın,
Uğruna Ata’mın döktüğü kansın,
Yeter ki;dalgalan sen canım Bayrak.

Sen dalgalanırken yaşıyoruz biz,
Gökten kopup gelmiş bağrındaki iz,
Dil uzatanlara çoktürürüz diz,
Sönmez aşkın alev gibi yanacak.

Yurdumun üstünde kırmızı gülsün,
Canımız fedadır tüm dünya bilsin,
Vatanım,milletim senle yücelsin,
Türk’ümün simgesi Bayraktır ancak.

Ayşe ÇOBAN
KÖPRÜ

Gurbet ellerde okumak için,
Bin bir sıkıntıyla kayıt oldular,
Ayrılık acısı,sıla özlemi,
Geçti yavaş yavaş huzur buldular...

Yurtlar kayıt açtı vakfımız kucak,
Sağ olsun Milletim,sönmez bu ocak,
Vatana Millete,hizmet sunacak,
Hakk rızası için görev aldılar...

Halktan vakfımıza bağışlar geldi
Okullar açıldı,yurtlar yükseldi.
Nice gariplerin yüzleri güldü,
Teşekkürler deyip memnun kaldılar.

Aynalarda gördüğümüz yüzleri,
Karanlığı boğacaktır sözleri.
Dua edip anacaklar sizleri,
Demet demet güller ile geldiler

 
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

07 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

DUYGUN Erol 1957 <Fotoğraf Sanatçısıı Yazar-Şair>
1957  yılında  Gümüşhacıköy'de   doğmuşum. Bütün küçük yerleşim biriminde olduğu  gibi sakin ve mutlu bir  çocukluk  dönemim  oldu. Okul hayatım boyunca  çırak olarak (Tezgahtarlık, Terzilik, Fotoğrafçılık  gibi) çeşitli meslek dallarını öğrenmeye çalıştım.  Liseli yıllarda fotoğrafçılığı öğrendim. Askerlik  sonrası  1980  yıllarında kısa bir dönem kavafiye dükkanı  açarak  esnaflık yaptım. 1983 yılında   şu  andaki  görevim ile birlikte 1987 yılına kadar  Dodurga'da  fotoğrafçılıkla uğraştım. Bu ara Rıza Ilıman'ın gazetecilik yaptığı dönemde Dodurga muhabiri  olarak  çalıştım. 
Ticaret  lisesi mezunu olup,evli 2 çocuk babasıyım. 
Şiir yazmaya Halk Ozanlarının şiirlerini okuyarak ve  dinleyerek  başladım. Bu konuda herhangi bir teşvik gördüğüm  söylenemez.  İlk şiirim 1973  yılında  Merzifon'un Sesi  Gazetesinde yayımlandı. 
Muhabirlik yaptığım yıllarda  ormanlarımızın  katledilmesine   yönelik  Çorum Gazetesinde yazdığım  bir haber makale nedeniyle şu anda ismini anımsayamayacağım bir Kayseri yerel gazetesinde teşekkür mektubundan başka ödül almadım.
İdealim;şiir konusunda yetkin bir yere gelebilmekti, ama  bu idealim henüz gerçekleşmedi. Basılmış bir çalışmam bulunmamaktadır. Makaleler ve  denemeler yazıyorum. Osmancık Haberde ve ara sıra Çorum Merhaba ve Çorumlu 2000 Dergisinde şiirlerim yayınlanıyor. 
Son söz olarak,hiç riya yapmadan bir dergi çıkarmanın ne kadar zor bir uğraş olduğunu bildiğimden  sizi  gösterdiğiniz  fedakarlık  ve performansınızdan  dolayı kutluyor,bu derginin siz istediğiniz  sürece yaşamasını dilerken inceliğiniz için teşekkür ediyor,başarılarınızın devamını diliyorum.
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info   ve Aylık Şiir Antolojisi  çalışmaları yayınlanmıştır.
 
Erol DUYGUN
BU ULUS

Nice evladını verip toprağa
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus
Muhtaçken her şeye aşa ekmeğe
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus

Haykırıp dur dedi hegemonyaya
Hicaz’a, Yemen’e, Makedonya’ya
Bir şanlı örnekti bütün dünyaya
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus

Hangisi deyim canım efendim
Tankla topla değil kanımla yendim
Nerede ey gafil ne oldu fendin
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus

Tarih 1923 aylardan Ekim
Nice bin yıl yaşar büyük zaferin
Kimsenin elinde değil kaderim
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus

DUYGUNİ kanınla sulansın toprak
Borcumu böylece öderim ancak
Dalgalan yurdum da ey şanlı Bayrak
Kanıyla bir destan yazdı bu Ulus   27.10.2015
Erol DUYGUN
VATANIM SENİ
Merzifon’dan bindik Amasya tura
Bin nimetle dolu deniz ve kara
Bu güzüz vatana canımız feda
Gezip göreceğim Vatanım seni
 
Ben Vatanı tanımadan görmeden
Vatanıma bu canımı vermedin
Ecel gelip canı tenden almadan
Gezip görec eğim Vatanım seni
 
Sinenden fışkırır hakkın batılın
Bir karışı için canınız verin.
O dur benim ancak büyük nimetim
Gezip göreceğim Vatanım seni
 
DUYGUNİ diyor ki olsak da feda
Bütün düşmanlardan korusun Hüda
Nasip olur ise bana bir daha
Gezip göreceğim Vatanım seni

 

 
Erol DUYGUN
AMASYALILAR
İlim Amasya’dır, ilçem Hacıköy
Türkmen illerinden gelmiştir bu boy
Düğünde dernekte yaparız biz toy
İnsanları sever Amasyalılar.
 
İki dağ arası Ferhat yurdudur.
Sevdiği yiğide şirin vurgundur.
Bu aşk Ferhat’lara dağlar deldirir.
İnsanları sever Amasyalılar.
 
Müzille tedavim olmuş deliler
Etrafın çevirmiş yüksek kaleler
Hamdullahlar gibi nice veliler
Onlarla var olmuş Amasyalılar
 
DUYGUNİ tarihin derinlerinden
Efsane yaratan şirinlerinden
Feyz alıp yetişen âlimlerinden
İnsanları sever Amasyalılar.
 

Erol DUYGUN
EMSALİ OLMAYAN

Hürriyetim sensin yaşamam sensin
Senin varlığınla millet sevinsin
Türkün adı şu cihanda duyulsun
Emsali olmayan Mustafa Kemal

Kulluktan kurtarıp özgürlük verdin
Güzele layıktır bu Millet derdin
Seninle şenlendi ağlayan Yurdum
Emsali olmayan Mustafa Kemal

Seni sevmek bana büyük ibadet
Yaparlarken bu yurduma ihanet
Ümmetliği paydos ettin nihayet
Emsali olmayan Mustafa Kemal

Cepheden cepheye koşup askerce
Kadını kızanı hep beraberce
Yaşattın bizleri mutlu özgürce
Emsali olmayan Mustafa Kemal

DUYGUNİYEM var olmamın sebebi
Vazgeçilmez kılan o Cumhuriyeti
Tanıttı sevdirdi medeniyeti
Emsali olmaya Mustafa Kemal    28.10.2015

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

08 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

GÜLTEPE Şükrü 1950 <Yazarımız>
Çorum Merkez Ahmatoğlan köyünde 05,02,1950 yılında doğdu. Ilk okulu  köyünde tamamladı. Orta ve lise öğrenimini Çorum’da yaptı. Askerlik dönüşünde 06,04,1974 tarihinde Çorum Ortaköy ilçesinde göreve başladı. 20,07,1974 tarihinde Kıbrıs Çıkartmaları için ihtiyat olarak askere alındı. 
Bu görevden dönünce aynı görevde çalıştı. Çorum Merkez İlçe adliyesinde bir müddet çalıştıktan sonra emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info  çalışmaları yayınlanmıştır.
 
GÜLTEPE Şükrü
YÜCE DAĞ BAŞINDA YİĞİT MEHMETÇİK
Yüce dağ başından inemez oldun
Yedim kurşunları dönemez oldum
Ağlıyor gözlerim silinmez oldum
Yollar uzadı bulamaz oldum.
 
Anne, baba elbet bir gün gelirim
Mektup, telefonla haber salırdım
Vadem yetmez ise geri dönerim
Mehmetçiğiz öcümüzü alırız.
 
Vatan bizim cephelerde yürürüz
Düşmanların izlerini süreriz
Atatürk’ün ilkesinde gideriz
Toprağıma göz dikeni vururuz.
 
Mehmetçik emrini alır koşarsa
İlhamını inanç ile gönül coşarsa
O sarp kayaları durmaz aşarsa
Bu Vatan bizimdir asla vermeyiz.
Mehmetçiğiz toprağımız vermeyiz.
Kalleş teröriste boyun eğmeyiz
Hedefleri vurmadan geri dönmeyiz
Bu Vatan bizimdir asla vermeyiz.
 
Şükrü der ki toprağımı böldürmem
Semalardan bayrağımı indirmem
Tehditlere hiçbir zaman aldırmam
Bu Vatan bizimdir asla vermeyiz.
15/12/2007
 
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

09 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

GÜRSEL Mahmut Selim 1947 <Emekli Kütüphane Md. Yr. Gürsel Yayınevi Sahibi, Yazar, Çizer, Çeker>
1947 tarihinde babamın subay olarak bulunduğu Erzurum'da bir at arabasında doğum evine giderken doğmuşum. Babam Eminsu Ali Rıza Gürsel, annem ise Fahriye hanımefendi idi.  İlkokula İskenderun'da başladım. Ankara' da bitirdim. Ankara Yenimahalle Orta okulunun birinci sömestrsinde babamın emekli olmasından dolayı 1960 yılında Çorum'a gelince Atatürk Ortaokuluna devam ettim. Babamın "oku da oğlum ceketimi satar seni okuturum" diyerek bana yaptığı nasihatleri ters tepki yaptı, okumuyorum diyerek okulu birinci sınıfta bıraktım. Marangoz çırağı olarak Azmi Başar ustanın yanına girdim.  Askere gidene kadar ustanın yanında çalıştım. 1967 tarihin de askerlik dönüşü, Ankara Emniyet Müdürlüğüne teknisyen olarak göreve başladım.  Ortaokulu dışarıdan 2 yılda bitirdim 1972 tarihinde polis memuru olarak Ankara'da çeşitli şu beler ve kara kollarda çalıştım.
16 Eylül  1973  tarihinde  Selma (Kurşuncu) Hanımefendi ile evlendim.  1978 yılında ayında naklen Çorum İl Halk Kütüphanesine Memur olarak geçtim.  Dışarıdan Çorum Ticaret Lisesini iki yılda bitirdim. Kendi kendime Osmanlıca’yı öğrenmeye uğraştım, Hat sanatı ile biraz ilgilendim 150 ye yakın Ser levham var, Çorum Güzel  Sanatlar Galerisinde ve Kütüphane salonlarında bu levhaları sergiledim.
3.  8. 1988 tarihinde İl Halk Kütüphanesi Müdür yardımcılığına atandım.  1990 tarihinde  kütüphanelerdeki kitapların tasnifi ile ilgili 10 yıllık bir araştırmamı "Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey)"kitap haline getirip Kültür Bakanlığına sundum. Kitabımdan Türkiye'deki bütün Kütüphanelere dağıtılmak üzere 1000 adet satın aldılar.  Bitlis Tatvan’a tayin edilme olayım beni çok yıktı. Fakat bu üzüntümün boş olduğunu zamanla gördüm. Rabbimin izni ile Hacca gitmek nasip oldu, iki kitap daha yayımladım ve elinizde bulunan bu derginin çıkmasına vesile oldum. Mesleklerin insanlara sağladığı maddi avantaj olarak, evinizi geçindirecek, namerde muhtaç etmeyecek avantajından başka, manevi olarak; sizin yaptığınız işlerle ilgili karşılaştığınız problemleri değerlendirirseniz avantajların neler olabileceğini hayat okulundan öğrenmiş oldum.
İdealim: Çorum'a  tam teşekküllü bilgisayar ortamında bir kütüphane kazandırmaktır. Bu idealim yüzünden tayinim çıktı. Emekli Olunca Gürsel Yayınevini açtım. Yayımlanmış çalışmalarım bulunmaktadır. Bunlar: 
" Alfabetik Onlu Tasnif Fihristi (Dewey) ",  "Çorum'da Yatan Meşhur Yatırlar", 
"Çorum 97" ve  "Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergisi 63 sayı basıldı ve Bu sayfalardan Internet'te yayınlanmakta"“Çorum 2002”  
"Menakıb-ı Koyun Baba 2004 "Hacım 2007"İnternette yayımlanan sitelerim:
http://corum.name
http://corumlu.com
http://dergisi.info
 
   
Mahmut Selim GÜRSEL
NEDEN?

Bilmem ki derdimi kime söylesem
Yüce dağlar bizi dinler mi?
Ülkem bakın gidiyor elden,
Kimi kime şikâyet etsem?
Maddiyat, desem o önde gelen
Bilen bilgisizler sırada iki
Bilmeden diyenler üçe gelir
Söyle kimi kime şikâyet edem?
Bende bilmiyorum artık doğruyu
Gerici miyim, ilerici miyim sorusu
Atamın kanla aldığı yurdumu
Üç beş kuruşa satanlar kimler ?
Bilsem de bilmesem de olmuyor
Kimileri, kovanıma çubuk sokuyor
Söyleyenler dokuz köyde kovuyor
Bir gün göçünce senin evladın ağlar
Bu vatanı satanları lanetle anar.
Uyanalım ne olur bu kötü rüyadan.
03/09/2007 ÇORUM 13,22

Mahmut Selim GÜRSEL
GÖRMEDİN Mİ OLANLARI

Bakın neler oldu sana bana görmedin mi?
Bahçeler, bağlar artık senin değil görmedin mi?
Elinden aldılar bütün Vatanı Yurdunu senin
Görmedin mi salak sen bütün olanları
Birkaç kuruş için verdin satanlara destek ve omuz
Görmedin mi onların oldu bütün senin her şeyin
Kaz gibi gözüne baka baka yoldular uğurunda koştuğun
Sana ağladılar, gözyaşları ile seni sömürdüler inandın
İşte böyle bir güne geldin bu günleri düşünmedin!
Götürdüler Vatanını bir parçasını aldılar elinden
Baka kaldın alıştırdıkları için sustun kaldın!
Aynen kurbağa kazanında haşlanan kurbağalar gibi
Haşlandın ısınıyordu anlayamadın senin suyun
Ne diyeyim sana geleceğini kararttın inan sen
Görmedin mi olanları diyemedim çünkü içindeydin sen!
14/02/2014

   
Mahmut Selim GÜRSEL
DİYORLAR; HELAL, HARAM VER ALLAH’IM!

Bu Vatan Türkiye Cumhuriyeti,
Bu idarecisi Darulharp derki,
Soymak beytülmal onlara helal ki
Diyorlar; helal, haram ver Allah’ım!

Beytülmal çalmak helal olsa idi;
Hazreti Ömer başkan iken yerdi
Devlet malını emanettir bildi
Diyorlar; helal, haram ver Allah’ım!

Bak şimdi ahir zaman işte geldi
Atalar; balık baştan kokar derdi
Beytülmal ki hepsini kendi yedi
Diyorlar; helal, haram ver Allah’ım!

Bu günlerde haram helal gibi
Gayri Müslüm eş; oldubitti dedi
Yahudi ile kardeş olmuş idi
Diyorlar; helal, haram ver Allah’ım!
26/03/2013 Çorum 16.30

 

 

Mahmut Selim GÜRSEL
BANA BAK SEVDİĞİM BANA!

Görmemezlikten gelme bak bana,
Oturmuyorsun nedense bu yana,
Değemez yalnız kalmak sana,
Elbet görüyor bunları arz et Ona.
Ağlamayın artık hayatı durdun,
Sağlıklı toprağı kalmadı vurdun,
Ne çare gözüküyor filin, atın, kurdun,
Nedense hep böyle hayra yordun.
Yaklaşıyor Vatanımın bölünmesi adım adım,
Ben yazdım, ben söyledim ben ağdım,
Belki biriniz bana katılır diye çağdım
Herkesi kendim gibi VATAN Sever sandım
Sadece kendini düşündün fikrini arkana attın,
Bazen sülük gibi oldun, bazen balık gibi aktın,
Hiç bozuntuya vermedin hiçbir şey olmamış gibi baktın,
Bu dünyan iyi de Vatanını birkaç kuruş için yaktın
14/02/2014
   
Mahmut Selim GÜRSEL
TAM HIYAR VAKTİ

Tam hıyar vaktidir bu günler
Taze ve kokulu yenen cinsler
Ye yiyebilirsen yaptıkları bu işler
Hıyarlara doldu bu güzel memleket.

Kimi hıyar memlekete turist getirdiğini sanır,
Başka hıyar ise ekümenlik masalı anlatır
Diğer hıyar edebiyatta tekim diye övünür
Hıyarlara doldu bu güzel memleket.

Kimine paye verir, Anavatanına söv diye
Bazılarına makam verir Ülkeni sat diye
Onlara anlatır Vatanına söveni sev diye
Hıyarlara doldu bu güzel memleket.

Vatanımızda bu hıyarlar varken düşünmek
Bilmek gerek bu hıyarları nasıl yemek
Elin Gavuru kullanırken bulara hıyar demek
Hıyarlara doldu bu güzel memleket.

Hangi hıyarlardan bahsettiğimi
Okur bilir elbet; okuyan dizelerimi
Beklenmez kimseden övgü isteği
Hıyarlara doldu bu güzel memleket.
14 Mayıs 2007 14.00 ÇORUM

   
Mahmut Selim GÜRSEL
SAĞIR SULTAN

Atalar demişler “Sağır Sultan Duydu”
Bizim sultan nedense hiç duymadı
Ey ağalar, beyler nedir bu ahvali düzen?
Kimin parasını kendine eyledin mizan
Sana kim git orada çalış dedi be paracan
Yiyemezsen bu haltı gitmeyeydin o zaman
Bence o makamlar para ile yapılmamalı
Parası olanlar değil; hizmete gözü bulunmalı
Gönüllü olanlar olanları seçebilsek belki;
Yemezler gönüllü gidenler o zaman bu haltı
Sultan zaten bu işlere karışmıyor bakmıyor halka
Başkası ile uğraşmaktan kendi işi başka;
Amucası emrediyor lebbeyk ya obabama
Çatırdıyor sıfır dertli olan vatan baksana!
02/02/2012 Çorum

 

 

 

Mahmut Selim GÜRSEL
SEVDALIM

Barış marşları ile şevk bulalım
Biz kardeşiz diyerek birlik olalım
Vatan bir tek başka nerde kalalım
Bu topraklar; bu sınır bizim sevdalım

Hayat bu bir gün gideceği tutar
İdare ederle verin artık tarar
Bu beden her zaman Rabbi’ni arar
Bayrağa sarılmayan ceset neye yarar?
16 Mayıs 2009 02.22 ÇORUM
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

10 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
HARDAL Rıza 1937 <Folklorcu-şair>
 Rıza Hardal 1937 yılında Çorum Kuşsaray Köyü'nde doğmuştur.Küçük yaşlarda annesini 7 yaşında da babasını kaybetmiştir.Amcası tarafından 1945-50 yılları arasında ilkokulu Kussaray Köyü'nde bitirmiştir.1950 yılında Ladik Akpınar Köy Enstitüsüne girmiş, 1 hafta sonra okulu terk etmiştir.Köyde çiftçilik ve çobanlıkla geçimini sağlamıştır.
 
 15.12.1959'da evlenmiş.26.01.1960 da asker olmuştur.Vatani görevini İsparta' da yapmıştır.1962'de askerden dönmüştür. Döndüğünde çiftçilikle uğraşımsını sürdürmüştür.15.03.1970 yılında Halk Eğitim Merkezine 657 Devlet Memurluğu Statüsüne girmiş, Halk Eğitim Folklor ve sosyal faaliyetleri yürütmüştür.Oğlu Ali Hardal ile halk oyunları öğreticiliği yapmış, 26 yıl 3 ay yurt içi turnelerine Çorum'u temsilen Hitit Folklor topluluğunu götürmüştür. Festivallerden bazıları 26 Ağustos 1971 Malazgirt Savaşının 900.yıl dönümü Festivali, Erzurum, Sivas Kongre şenlikleri, Ağrı, Artvin İllerinin Kurtuluşları,Edirne Kırkpınar Şenlikleri vs... buna benzer 26 yıl 67 ili dolaşmıştır.1995'de emekli olmuştur. 
Rıza Hardal bir okuma meraklısı olduğu için 3 oğlan 2 kız 5'ini de okutmuş eğitim öğretim katarına katmıştır.
Rıza Hardal bir okuma meraklısı olduğu için 3 oğlan 2 kız 5'ini de okutmuş eğitim öğretim katarına katmıştır. 
İlkokul çağlarından itibaren yazı yazmaya başlamış 500'ü aşkın ürünü vardır.Bunlar Avrupa'da, Ankara'da, Çorum da  yerel gazete, dergi ve bültenlerde yayınlanmaktadır. Çocukları Anadolu'nun çeşitli yörelerinde görev yaptığından uğraşılarım arasında, yurt içi gezilerinde araştırma yaparak yerel gazete ve radyolarda ürünlerini sergilemektedir. 
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir
 
Rıza HARDAL
GÜZEL VATANIM

Yaşadım yıllarca senin bağrında
İncitmedin beni güzel Vatanım!
Bayraklarım dalgalanır hudutta
Sana doyum olmaz Vatanım!

Karadeniz kenarları ormandır
Torosların tepesi hep dumanlıdır
Erzurum’un soğuğu pek yamandır
Sana doyum olmaz Vatanım!

Marmara’da martılar geziniyor
Akdeniz’de gemilerin yüzüyor
Eserlerin tarihlerde yazıyor
Sana doyum olmaz Vatanım!

RIZA der unutma burada sözün
Sanki Cennet ala Ege Denizin
Güzel Vatanıma bağlıdır özüm
Sana doyum olmaz güzel Vatanım!
23/08/1975

 

Rıza HARDAL
BARIŞ, KARDEŞLİK, SEVGİ

Bu cehalet yaktı gitti milleti,
Barış türküsünü çalalım canlar
Aramızdan yok edelim illeti
Sevgi, saygı ile dolalım canlar
Sevgi, hoşgörüdür her işin başı,
Gözlerden akıtman kan ile yaşı
Vahşi insanlara koyalım karşı
Barış, hoşgörüye erelim canlar.

Mayın patlamasın, silah atılmasın
İnsanlar çıkıp da dağda yatmasın
Büyük balık küçük balığı yutmasın
Yutmadan barışa erelim canlar.
Denizde yüzmesin filo gemiler
Top götürmüş Mehmet kolun inler
Cana kıymasın zebaniler, caniler
Barış hoş görüyü görelim canlar

Herkes Vatan milletin korusun
RIZA der bulanık sular durulsun
Çocuklar kundakta rahat uyusun
Barış, hoşgörüye erelim canlar
13/09/2008 ÇORUM
   
Rıza HARDAL
“BU VATAN BÖLÜNMEZ; ŞEHİTLER ÖLMEZ! ”

Oğlum Şehit diye ağlama anne !
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”
Göksün vurup ciğer dağlama baba!
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

Vatana göz diken alçak insanın,
Ne namusu vardır ne de ki arı,
Kanı yerde kalmaz Mehmetçiklerin,
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

Dedenden, babandan bizlere kalmış,
Nice zorluklara atalar almış,
Lozan’da İnönü sınırı çizmiş,
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

Size sesleniyorum Ey Türk Milleti!
Aradan kaldırın kini, illeti,
Kimse deviremez cumhuriyeti
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

Ben bir garibanım birliğe işim,
Ne ekmeğim vardır, ne tatlı aşım.
Ölende, öldürülen hepsi soydaşım,
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

Bu vatan bütündür asla bölünmez
Alnına yazılan yazı silinmez
Yeri Cennet âlâ Mehmetçik ölmez
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”

RIZA diyor yetmiş üç milyona sözüm
Yas tutmuş tellerim çalmıyor sazım
Sağduyulu olun oğlum ve kızım
“Bu Vatan Bölünmez Şehitler Ölmez! ”
25,10,2007

 

 

Rıza HARDAL
BİZDENDİR

İktidardan al haberi,
Kürk ondadır,çul bizdedir.
Koltuk onda,dolar onda,
Dayanılmaz hâl bizdedir.

Sanki yoğuz,sanki varız.
Ne deseler hep uyarız,
Ne acayip mahluklarız,
Ağız onda,dil bizdedir.

Artık derman yoktur derde.
Çay,kahve hasretiz evde.
Altın onda,inci onda,
Geçmez akça,pul bizdedir.

Kazılanlar hep boynumuz,
Çıkmaz artık yok suyumuz,
Yok arkamız,yok dayımız,
Kaşınacak,kel bizdedir.

Uymuyorlar şartlarına,
Göz dikerler sırtlarıma,
Yıllar yılı sırtlarına
Hep binerler,bel bizdedir.

Kış geliyor,odun kömür,
Yeter artık kısalt ömür,
Bozuk düzen,yollar çamur,
Kurtaracak el bizdedir.

Mutfakta aşımız yoktur,
Döner de taşımız yoktur,
İşsiziz aşımız yoktur,
Açık,açlık hal bizdedir.

Devlet çoban;Millet koyun,
Ark dolmuştur,akmaz suyum.
Artık oktan çıkmış yayım,
Atılacak el bizdedir.

Büyükler koltuk derdinde,
Yurtsuz gibiyiz,Yurdumuzda.
Adaylarda oy derdinde
Sandık bizde,el bizdedir.

Artık yeter RIZA lak lak.
Kafam oldu allak bullak.
Bir gün olur tepe taklak.
Oylar veren el bizdedir.
10.08.2002

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

11 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

İNCE Nihat  1954 <Yazarımız>
1954 yılında Artvin ilinde doğmuşum. İlk ve orta öğretimimi Artvin’de yaptım. 1974 yılında askere gittim. Muhabere Topçu Çavuşu olarak askerliğimi bitirdim. 1977 yılında Polis Memuru olarak İstanbul’da göreve başladım. Şark hizmeti için Malatya iline atandım.
1988 yılında şark hizmeti dönüşü Çorum’a atandım. 1997 yılına kadar Çorum’da görev yaptım.1997 yılında emekli oldum. 20 yıldır Çorum’da ikamet ediyorum. 1992 yılında eşimin kanser hastalığına yakalanması ve 1995 yılında eşimin Rahmetli olması neticesin çok sıkıntılı ve duygulu günler geçirdim. O tarihten bu tarihe kadar şiir yazıyorum.
2006 ve 2007 yıllarında Güzel Türkiye’m ve Özledim adlı iki adet şiir kitabım yayınlandı.Mahalle gazetelerde şiirlerim yayınlanmaktadır. Internet’te Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih Ve Edebiyat Dergisi’nde http://corumlu2000.corumlu.com  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.corumlu.com ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde http://ayliksiirantolojisi.dergisi.info  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir
 
Nihat İNCE
ALÇAKLAR

Askerime silah sıkan
Dinsiz, imansız alçaklar!
Vatana yan gözle bakan
Dinsiz, imansız alçaklar!
Askerime pusu kuran
Kahpece arkadan vuran
İnsanlıktan uzak duran
Dinsiz, imansız alçaklar!
Ülkeme yan gözle bakan
Bebeklere silah sıkan
Güzel ormanları yakan
Dinsiz, imansız alçaklar!
Polisime bomba atan
Vahşice dağlarda yatan
Sapı da, samana katan
Dinsiz, imansız alçaklar!
Vicdanı yok, insan değil
Hainliğe vermiş meyil
NİHAT der ki, hain eğil!
Dinsiz, imansız alçaklar! 
12/10/2007

 

 

Nihat İNCE
MEHMEDİM!

Mehmetçin sınırda nöbet tutuyor
İnsanlar evinde rahat uyuyor
Hain PKK devamlı pusu kuruyor
Hain PKK yı bitir Mehmet’im!
PKK ya destek verenler ölüyor
Mehmetçik hainlerden hesap soruyor
Ülkem Mehmetçikle huzur buluyor
Hain PKK yı bitir Mehmet’im!
Mehmet’im alkeme sokturmaz fitne
Mehmet’im her yerde tutuyor nöbet
Hain PKK nın hepsi bir illet
Hain PKK yı bitir Mehmet’im!
Bütün Türkiye’m Mehmetçik oldu
Hain PKK cıların eceli doldu
Mehmetçikle ülkem huzuru buldu
Hain PKK yı bitir Mehmet’im!
NİHAT Şanlı Ordumuzun yanında
Mehmetçik PKK yı bulur anında
Vatan hainleri adi PKK nın yanında
Hain PKK yı bitir Mehmet’im!
23/10/2007

   
Nihat İNCE
CUMHURİYET BAYRAMI

Atalarım Yurdumu savunmuştur her zaman
Yurduma yan bakanın sonu olmuştur duman
Vatanın sevgisiyle Türk Milleti bir yaman
Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Türk Milleti düşmana kale gibi duruyor
Mehmetçik hainlere gece gündüz vuruyor
Yenildikçe düşmanlar saçın yoluyor
Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Dağı, taşı, düzü, bayırı. Ormanı bizim
Vatan hainlerinin her yerde başını ezin
Her zaman Ulu Önderin yolunda gezin
Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Özgürlük bayrağımız işte bu gün yükseldi
Büyük önder Atamız hep ilerde giderdi
Kazandı savaşları ülkeyi bizlere verdi
Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Savaşmış Türk Milleti vermemiş bir taşını
Kazanmış Türk Milleti özgürlük savaşını
NİHAT atası gibi dik tutmuştur başını
Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
24/10/2007

 

Nihat İNCE
VATAN HAİNİ PKK CILAR

Şanlı Mehmetçiğe tuzak kurdular
Vatan bekçisi fidanları vurdular
İçimize kor ile ateş koydular
Vatan haini kahpe ade PKK cılar
Hainler dağlarda pusuya yattılar
Şanlı askerimize kurşun attılar
Adi Barazari’nin sözünü tuttular
Vatan haini kahpe adi PKK cılar
Talabani, Barzani’yi baba bildiler
Katil Amerika’dan silah aldılar
İçinden çıkılmaz hayallere daldılar
Vatan haini kahpe adi PKK cılar
Kahraman Mehmet’ime silah sıktılar
Gencecik eşleri dul bıraktılar
Vahşi hayvan gibi dağa kaçtılar
Vatan haini kahpe ade PKK cılar
Herkes Mehmetçiktir Türk Milleti
Kısa zamanda biter terör illeti
Vatan hainleri ödeyecek diyeti
Vatan haini kahpe ade PKK cılar
25.10.2007

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 

12 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KARAKAŞ Sakin
     1961 yılının 31 Mayısında Osmancık'ta doğdum. İnönü Zaferi İlkokulunu bitirdikten sonra ortaokul ve liseyi Osmancık'ta bitirdim. 1981 yılında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesini kazandım. Üniversiteyi bitirdikten sonra,1986 yılında Kütahya Sabuncupınar İlköğretim okuluna öğretmen olarak atandım. 1989-1992 yılları arasında Çorum Sungurlu Kavşut Ortaokul Müdürlüğü görevinde bulundum. Askerliğimi 219 dönem İstikam Yedek subay olarak Çorlu'da tamamladım. 1992-1995 yılları arasında Sungurlu Fevzi Çakmak ve Yavuz Selim İlköğretim okullarında çalıştım. 1995 yılı Mayıs ayında Osmancık Çıraklık Eğitimi Merkezinde Müdür olarak atandım. 8.5 yıl boyunca Osmancık Çıraklık Eğitimi merkezi müdürlüğündeki görevimi sürdürdüm. 18 Kasım 2003 tarihinde atandığım Laçin Halk Eğitimi merkezi müdürlüğünü sürdürmekteyim. 2003 Yılında Gazi Üniversitesi Fen bilimleri enstitüsünde endüstriyel Teknoloji Eğitimi alanında Yüksek lisans Eğitimimi tamamlayarak  alanımda bilim uzmanı unvanını aldım. İlkokul sıralarında gazeteci ve edebiyatçı olmayı arzu ederdim. Bu isteğimi kısmen gerçekleştirmiş bulunmaktayım.
           Osmancık Haber Gazetesinde 8 yıl boyunca sürekli köşe yazıları yazdım. Çorum'da yerel gazetelerde zaman zaman şiirlerim yayımlandı. 1996 yılının Ocak ayında merkezdeki arkadaşlarımla birlikte "Osmancık'ta Çıraklık ve Mesleki Eğitim" dergisini çıkardık. Bu dergide araştırma,yazı ve makalelerim yayımlandı. Çorumlu İki bin ve sarı Çiğdem dergilerinde de zaman zaman yazı ve şiirlerim yayımlandı. Şu anda Çorum kent haber gazetesinde Salı,Perşembe ve Cumartesi günleri "Sakin KARAKAŞ İle Söz Harmanı isimli köşede yazılar yazıyorum. Yazdığım yazılardan dolayı herhangi bir özel ödül almadım. Fakat;pek çok kişi veya kuruluştan teşekkür niteliğinde mektuplar aldım. 
      En önemli idealim,yönetici öğretmen olmaktı. Bu idealimi gerçekleştirdiğim için mutluyum, insanı sevk ve idare etmek için çeşitli kurs ve seminerlere katıldım. Bu da idealimin gerçekleşmesi için önemli aşama. Ayrıca gelecekte Osmancık'ta günlük bir gazete çıkarılması için manevi katkıda bulunmak ideallerimin arasında yer almaktadır. Osmancık kültür hayatına ne kadar katkım olursa mutluluğum o derece artar. 
       "Yağmurlara Sözüm Var" adını verdiğim ilk şiir kitabım  1998'de yayımlandı. Ayrıca Merkez Müdürlüğü adına sahipliğini yaptığım "Osmancık'ta Çıraklık ve Mesleki Eğitim"dergisi toplam 10 sayı yayımlandı.  
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
 
Sakin KARAKAŞ
YEMİN ETTİM

Vatanımın en dumanlı dağlarında;
Her köşe,dantel nakışlarında,
Mehmed’imin en keskin bakışlarında,
Hangi ine girsen seni bulacağım,
Yemin ettim,seni anlından vuracağım !
Bütün dünya haince el ele verdi,
Benim ceddim,Vatan için can verdi
Elbet Çanakkale geçilemezdi,
Yeminim var,seni arayıp bulacağım,
Bil artık senden öcümü alacağım.
Haydi köpek,oluk oluk kan akacak,
Sen kimsin Vatanıma göz koyan alçak,
Er kişiler,erkekçe dövüşür ancak,
Hangi yere gitsen seni bulacağım,
Yeminim var,seni mutlak vuracağım.
Çoluk çocuk demedin canlara kıydın,
Ermeni’yi,Urum’u dostun saydın,
Bu günleri dünden hesaplamalıydın,
Hangi ine girsen seni bulacağım,
Kinim çok büyük,öcümü alacağım.
Çanakkale’yi ne çabuk unuttular,
Dokuz Eylül’de ne de yaman kaçtılar
Dönüp dolaşıp seni uşak tuttular
Yeminim var,seni arayıp bulacağım,
Bil artık,senden öcümü alacağım.
Şu hesabı görelim artık seninle,
İntikam hırsım çok büyük,sus ve dinla.
Altmış milyon vatan evladı benimle,
Nereye gitsen arayıp bulacağım,
Yeminim var,seni mutlak vuracağım.
Bu Vatan sınırı kanla çizildi,
Vatan kutsaldır,KARAKAŞ bunu bildi
Haydi hazırlan hesap zamanı geldi,
Seni bir gün ininden çıkaracağım,
Kinim çok büyük öcümü alacağım.

 

 

Sakin KARAKAŞ
YOLLAR

Dumanlı dağlardan aşan,
Hazin bir türkünün ezgisidir yollar.
Ve ufkun kızıl aynasına alışan.
Kutsal bir vatanın sonsuzluk çizgisidir yollar.
Sıla şafaklarına arkadaş.
Kan rengi gecenin acısına sırdaş
Gurbette bir ölümün habercisidir yollar.
Mor bulutların ötesinde kaybolan
Bir metropolün girişinde parçalara ayrılan
Yeni yeni iklimlerin müjdecisidir yollar.

Taşrada akşamları yitirir
Yollar sevgiye ayrılık getirir
Ve bir anaya yavrusunu götürür
Gurbetin sılaya elçisidir yollar.

Uzak illerin yeşilinden ve mavisinden geçin
Yollar yorgun yüreğime su verin.
Yedi iklim toprağıyla yaramı sarın.
Dillerde dolaşan bir sevda türküsüdür yollar.

   
Sakin KARAKAŞ
OSMANCIK’TA ZAMAN

Dostum Orada çay içmek hayalimdir benim.
Tarihin suya vurulduğu kent Osmancık’ta;
Nehrin akışına aşık olmuş bedenim.
Tarihin suya vurulduğu kent Osmancık’ta

Sanki bir derviş şu tepede koyun otlatıyor.
Kalenin burçlarından neferler ok atıyor;
Karşıdaki gemiciler fener yakıyor.
Dervişlerin nefes verdiği kent Osmancık’ta

Asma köprüler tarihe naz edercesine;
Balıkçı teknesi maziye gidercesine.
Yunuslar Koyunbaba’ya selam edercesine,
Tarihin dile geldiği kent Osmancık’ta

Dönme dolap döner gıcır gıcır,yalap yalap.
Aşıklar aşkı için kürek çeker şılap şılap,
Bir usta çekicinde taş işlenir trak,trak.
Taşların tarih olduğu kent Osmancık’ta

Akşam üstü yakamozu gece dolunayı,
Müjdeli haberi yaz işte bak Selenay’ı
Unutma İmamzade Halil ve Koca Mehmet Paşayı
Tarih üstüne tarih yazılan kent Osmancık’ta

O Beyazıd ki bilsin tarih nasıl padişah olmuş.
Koyunbaba gibi Alperenden icazet almış;
Devleti Al-i Osman emretmiş; Koca köprü kurulmuş.
Taihin raksettiği kent Osmancık’ta

İhtiyar çınardan düşen birkaç yaprak;
Dalgalar alıp götürdüğünde seyreyle bak.
Ozanım sen bu kente dilersen bir boncuk tak.
Akşemseddin’in ilim yaptığı kent Osmancık’ta

Taştan kesilmiş bu köprünün kemerleri,
Gece gündüz çalışmış Koyunbaba erleri;
Sayılmıyor,sayılmıyor, her bakışta gözleri.
Tarihi bin özen ve bin gizemli kent Osmancık’ta

Karakaş’ım Alperenler abdest almış bu sudan.
Yüzyıllar önce Karaman’dan gelip yerleşmiş atan.
Taşkesen,Adatepe,Fındıcak olsun ebedi vatan;
Tarihin dile geldiği kent Osmancık’ta

 

 

Sakin KARAKAŞ
SANA GELDİM OSMANCIK

El ele tutuşmuş,Gemici'yle Güney'in
Sevda türküleri kadar güzel Osmancık.
Baltacı,Koca Mehmet ve Akşemsettin'in;
Türk Tarihi gibi,muhteşemdir Osmancık.

Sana geldim Osmancık,senin sevdan ile,
Gülün aşkı,bülbülü getirmiş dile
Sahil yolundan köprüyü seyretmek bile
Şairleri coştukça coşturur Osmancık

Beylerçelebi ve İmaret camilerin,
Tarihi medrese,köprü ve çeşmelerin,
Ne muhteşemdir Düztepe mesire yerin
Karadeniz incisidir,bizim Osmancık.

Yusufçuk kuşlar Ulucami avlusunda
Yeşilin bin bir tonu Adatepe'sinde;
Üç bin yıllık tarihi,Kandiber kalesinde,
İlçelerin birincisi bizim Osmancık.

Sana tutkun şairler,senin için ağlar.
Sarmış bedenini yem yeşil sıradağlar.
Durmaz ki Kızılırmak sevdan ile çağlar,
Her yerinde bir özlem,bir gizemdir Osmancık.

KARAKAŞ sende doğdum,sende mutluyum der.
Beni sana bağlamış bu ne güzel kader.
Vatanın seven ancak ona hizmet eder,
Yarınların mazin kadar güzel Osmancık.

   
Sakin KARAKAŞ
TURNAM !

Turnam !
Vatanımın yüklü bulutlarına,
Tutsaklığımdan selam uçur.
Bayrağımın alını,yaylamın balını,
Ve gökyüzünün mavisini,
Al getir bu dört duvar arasına

Turnam !
Bir türkü yak,gizili kalmış sevdalarıma.
Anahtar ola,pas tutmuş prangalarıma.
Bir ayna tutuver ebemkuşağından,
Vazgeçemedim henüz Tuna dan ve Tanrı Dağı’ndan

Turnam..
Konuver demirden pencereme.
Bir umut ol karanlık geceme.
Altaylar’dan aşayım,
Yağmurlarla buluşayım.
Sırılsıklam ısınsın tenim.
Turnam.
Vatana hasret,hücrelerde yatan benim.
Bak çizğiler attım,ranzamın kenarına,
Benim türkülerimi söyle,yaşanmış yarına.

 

 

Sakin KARAKAŞ
GÖZLERİ KÖMÜR KARASI KIZ
  (Şehit ailelerine… )
Gözleri kömür karası kız;
Sakın üzülme…
Bak Zemherinin yıldızları da sevdalanmış,
Nevruz gecelerine koşuşuyor.
Ve bir sokak lambasının aydınlığına
Gül olmuş kar taneleri düşüyor.

Gözleri kömür karası kız;
Vatanımın dağları engin
Ve geceler bizim.
Ayazda esen rüzgar üşüyor.

Gözleri kömür karası kız;
Sakın üzülme…
Vatan toprağımın zerresi kutsal;
Gabar dağlarında karayağız bir Mehmet
Seni düşlüyor.

Gözleri kömür karası kız;
Ne desem dilim varmaz.
Şafakta kahpe bir tetik düşüyor.
Sen ki; Şehidin yavuklusu,
Yüreğime kor düşüyor.
Yüreğime kor düşüyor.
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 

13 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KAYMAK Güner  1960
Ben Çorum ilinin Ortaköy İlçesine bağli Yaylacık köyünde günü ve ayı kesin olarak bilinmeyen 1960 yılında doğmuşum Rahmetli babam Halk Ozanı Aşık Hüseyin Kaymak Oğlum erken askere gitsin diye 01.01.1959 doğumlu olarak nüfusa kayıtımı yaptırmış.  Doğum hikayem böyle şiir'e olan tutkum küçük yaslarda türkülerle sazlarla destan ve atışmalarla iç içe geçti rahmetli babamın Sesi çok yanıktı çok güzeldi tezenesi bambaşka tamamen özeldi eğer ömrünü kültürümüzü yaymak duaz imam ve deyişlere ayirmasaydi Türkiyenin en populer sanatçisi olurdu sanirim.
Bulunduğum davet ve toplantılarda Bağlamayı getirir kucağıma verirlerdi çal söyle diye ısrar ederlerdi Lakin güzel ses Allah vergisiydi payıma düşmemişti bu yüzden şiir yazabileceğimi düşünüyordum. İlk şiir'imi Ölümünün 10. yılında Aşık Veysel için yazmıştım.
1982 yılında Kültür Bakanlığı yayınları arasinda yayınlandı o gün bu gündür şiirle olan kardeşliğim devam ediyor.
Arzu ve isteklerimi etkimi Tepkimi şiir'lerle duyurmaya çalışıyorum. Herkesi şiir dünyasına davet ediyorum.
Şiir tadında kalın  http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info   çalışmaları yayınlanmıştır.
 
 
Güner KAYMAK
ASKER

Bu can kurban olsun yurduma benim
Beşikten mezara askerim asker
Daha ben ölmedim olsun haberin
Beşikten mezara askerim asker

Tarihi unutur belki soysuzlar
İhanet duyunca yüreğim sızlar
Vatanı bölemez dinsiz yobazlar
Beşikten mezara askerim asker

İnancı olurmu vatansız kulun
Cahalet bitermi yoksa okulun
Üç günlük dünyada canlar bir olun
Beşikten mezara askerim asker

İzinden çıkmayız ulu önderin
Dokunmayın bana yaram çok derin
Moda oldu papaz varmı haberin
Beşikten mezara askerim asker

İhanet yüzünden terör durmuyor
Mepusun çocuğu asker olmuyor
Hain kurşun mehmedimi vuruyor
Beşikten mezara askerim asker

Bizi yönetenler bizden değilmi
Yetimin mazlumun hakkı yenirmi
İnsan olan ikrarından dönermi
Beşikten mezara askerim asker

Ozan Güner der ki vatan sağolsun
Kardeş kavgaları artık son bulsun
Irak'ta olanlar bize ders olsun
Beşikten mezara askerim asker
Amsterdam / 16.07.2006

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 
 

14 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KAYMAK Halil 1942- 2013
 
                 1942 tarihinde Çorum Ortaköy Yaylacık Köyünde dünyaya geldi.
            Beşikte iken anne ve babasının ayrılmasından dolayı babaannesi tarafından büyütülmüş;köyde okul olmadığı için;Çorum Mecitözü Çıkrık Köyünde bulunan okulda yatılı olarak kaydolmuş;yatılı okulun okumuştur.
            Maddi durumlarının iyi olmamsı yüzünden başka okulda okuyamamış olan Halil aşıkların derlemelerini saz çalıp okumuştur. 15 yaşında şiir yazmaya başlamış ve yazdığı destanları bastırarak il il dolaşarak satmaya başladı.
            Vatani görevini havacı olarak yaptı.başından iki evlilik geçen Halil yazdığı şiirleri  "Hele Bakın Şu Dünya'nın Haline" isimli kitap yayınlanmıştır.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlandım.
 
Halil KAYMAK
FAKİR
Fakirsiz zengine uyma
Sorar seni fakir diye.
Köylünse evine koyma
Kınar seni fakir diye.

Açıldı fakir kapısı
Teknede ekmek kurusu,
Öldü fakirin yavrusu,
Bakmadılar fakir diye.

Gurbetten geldim izine
Kimse bakmıyor yüzüme
Dünür saldım emmimin kızına
Vermediler fakir diye.

Aşığım söyler nesine,
Hasretim yar sesine,
Dönem dedim kafesime,
Koymadılar fakir diye.

Kimse gelmedi yanıma
Dostum kastetti canıma
Hasret kaldım Vatanıma
Görmediler fakir diye

 
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 
 

15 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KILIÇ Haydar 1947 <Şair>
 
            Ozanımız 1947 tarihinde Çorum Merkez İlçe Eşençay Kışlacık Köyün’de İsmail ve Hatem Hatundan dünyaya gelmiştir. Ozan Galip mahlasını kulanlar. Türkülerinin sonunda Haydar Kılıç ismini kullanır. Askerlik dönüşü köyüne dönen Haydar KILIÇ, uzun yıllar çiftçilik yaptı. 1966 tarihinde evlendi. Bir oğlu ve üç kızı var.
            Küçük yaşlarda okula gitmeyen Haydar KILIÇ 1960 tarihinde açılan gece okumu-yazma kursuna giderek okuma yazmayı öğrenir.
Türkü çalmaya, şiir yazmaya da 1960 yıllarında başlar. Köy odalarında usta âşıklar yanında kendini yetiştirir.
2000 yılında köyden Çorum’a taşınır ve halen Çorum’da ikamet etmektedir.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
 
Haydar KILIÇ
KADINLAR

Beşik sallar yavrusunu uyutur
Çocuğuna önem verendir kadın
Nice türlü çilelerle büyütür
Bir deste gül gibi derendir kadın.

Çalışır çabalar tükenmez işi
Hazırlar sofraya ekmeği aşı
Ananın bulunmaz dünyada eşi
Bütün gerçekleri görendir kadın

Çapa tarlasında kazma sallayan
Vatanını, Milletini kollayan
Odur grup grup asker yollayan
Umduğu amaca varandır kadın

Tahta üzerinde yufka açarak
Elinde orakla ekin biçerek
Testisinden ılık suyu içerek
Çalışıp kendini yorandır kadın

Ay ışığıdır doğup ışıyan
Cepede askere erzak taşıyan
Ayak yalın hakkı için üşüyen
Düşmanın gücünü kırandır kadın

On beş sene asker yolu bekleyen
Geceleri gündüzlere ekleyen
Evladını çiçek gibi koklayan
Halini hatırını sorandır kadın.

 
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 
 

16 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KILIÇ Yaşar
            Dedem köye İmam olarak durmuş. O yüzden köyde tarla, tapan hak getire imiş. Babam; babasından Kur’an-ı Kerim-i öğrenmiş. Köyümüzden okumak isteyenler başka yerlerde okurlarmış.
            Ben; Çorum’a bağlı Çakır Köyünde 1959 yılında doğmuşum. Çocukluktan beri tefekkürü, yalnızlığı, doğayı,mahlukatı severim.
            İlkokulu köyümüzde bitirdim. Ortaokula kayıt yaptırdım. Handa işçilerin içinde bir odada 10 kişi kaldık. Bu sıkıntılı ortamda ancak ortaokulu 25 gün okuyabildim, bırakmak zorunda kaldım.
            Köy yaşantımda çobanlık yaptım. Daha sonraları Çorum kiremit fabrikalarında çalıştım. Sonradan Tekirdağ’daki kiremit fabrikalarında askere gitmeden iki sene çalıştım. Askerliğimi Hava Eri olarak Malatya’da bitirdim.
            Şu anda Çorum Sancaktar camii yanında esans satıyorum. Yalnız kaldıkça kağıt kalemle hat çalışması eksersizleri ile şiir çalışmalarını sürdürüyorum.
            Dünyayı seyretmeye çalışıyorum ve bekliyorum.
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info  Çorumlu2000 Aylık Kültür Sanat ve Tarih ve Edebiyat Dergimizde ve http://saricigdem.dergisi.info Sarı Çiğdem Şiir Defterinde yazıları yayınlanmaktadır.
 
Yaşar KILIÇ
GARİP BİR ÇOBAN

Bizim elde fakir bir çoban gelmiş,
Yanık kavalını eline almış,
Uzak diyarlardan burayı bulmuş,
Fır’gate saklanmış,gider bir çoban.

Çıplak,sırt,ayağı yaşta,çamurda.
Aç birazcık,uyku damda,ahırda.
Tanyeri ağarır,uyan seherde.
Sürüyle terk etmiş gider bir çoban.

Ufukta garip bir çobanın sürüsü,
Kuşluk vakti köye vurur örümü,
Yavan ekmek,azık olmuş dürümü.
Kavala yüklenmiş,gider bir çoban.

Çoban kavalına derdin anlatır,
Kölelik kahrını,sevgi mi hatır.
Oluşundan mısra,dertlidir satır
Sazını sırtlanmış,gider bir çoban.

Aşık YAŞARİ’YEM mevsim sonbahar,
Kervan hazırlanır,hatır bu kadar.
El diyarı değil Vatandır tek yar
Turnalara eklemiş,gider bir çoban.
02.12.1976

 

Yaşar KILIÇ
GURBET

Çocuk iken bir ceylan vurdum
Gurbet elin ayağına sarıldım
Gelem diye ben sıladan ayrıldım
Terk ettim evimi,el gibi oldum.

Gurbete varınca fırtına tutu,
Sıla yolumu kesti,karla kapattı.
Amelelik öldü,işler hep yattı
Afete uğramış,dal gibi oldum.

Gurbet;imdat umdum çok şey söyledim.
Kâr etmiyor kapanarak ağladım.
Kader yaktı bende bilmem neyledim
Yanarken,savrulmuş kül gibi oldum.

İflah etmez,bu kış kaldım bu yanda
Bazen,sokak başı,bazen bir handa.
Sevdiğim gelmiş duydum vatanda,
Mektup elde,yandım çöl gibi oldum.

Bu dünya ters döndü,uçtu başıma.
YAŞARİ’yem değdim yetmiş yaşıma.
Lanet gurbet toprağına,taşına.
Sazımda inleyen,tel gibi oldum.
12.01.1976

 
Yaşar KILIÇ
GURBET MAHKUMU

Gurbet mahkumuyum,yalnızlık suçum.
Şahidim ayrılık,gurbet yargıcım.
Savcı suç yok derde hasret davacım
Suçum belli değil,hal belli değil.

Gurbet çirkin,kıyafeti kılığı
Kırık sazla garip bir kat alığı
Hasrettendir kelepçemin çeliği
Vatan belli değil il belli değil

Akşam efkar ziyarete geliyor
Mazideki günler kapım çalıyar
Yalnızlık gariptir,hatır soruyor
Lisan belli değil,dil belli değil.

Dert söyletiyor da YAŞAR yazıyor
Yargıç kararıyla günüm uzuyor
Gözyaşımda incecikte sızıyor
Yağmur belli değil,sel belli değil.
07.07.1976
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

17 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KURTBAŞ Ahmet
           1969 tarihinde Çorum'da dünyaya geldi. 
           İlkokul öğrenimini Holanda'da Orta ve Lise öğrenimini de Çorum Fatih Lisesinde tamamladı.
           Şiir yazmaya 1981 tarihinde Hollanda'da başladı.
           Şiirleri gazete,dergi ve kitaplarda yayınlandı. gazeteci olan şair şimdi ticaretle uğraşmakta olup  1994 tarihinde ŞİİRLERLE SESLENİŞ isimli basılmış bir kitabı bulunmaktadır.
Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirleri yayınlanmıştır.
 
Ahmet KURTBAŞ
KURBAN OLAM TÜRKİYE’M

Toprağına,taşına
Kurban olam Türkiye’m.
Ekmeğine,aşına
Kurban olam Türkiye’m.

Deniz,ova,tepe,kır
Her bir yanı ayrı sır
Güzelliğin göz alır
Kurban olam Türkiye’m.

Ayrı ayrı illerine
Türkü çalan dillerine
Güzel kokan güllerine
Kurban olam Türkiye’m

Vatan denen yurduna
Karıncana,kurduna
Mehmetçiğe,Orduna
Kurban olam Türkiye’m

Bayrağına,ezana
Şairine,ozana
Kaderini yazana
Kurban olam Türkiye’m

Dengi yoktur biline,
İslâm denen dinine
Yetmiş altı iline
Kurban olam Türkiye’m

 

 

Ahmet KURTBAŞ
ONA YANARIM (Çorum Halkı İçin)

Hıdırlıkta yatan Kereb-i Gazi'yi,
Görmeden ölürsem ona yanarım.
Yol kenarında duran Erzurum Dede'yi ,
Bulmadan ölürsem,ona yanarım.

Nice sırlar vardır,inan kalede,
Bir çok evler vardır onun içinde,
Sabah namazını Ulu Cami de,
Kılmadan ölürsem,ona yanarım.

Alacahöyük'te vardır sfenksli kapı
Boğazköy'de bulursun büyük arslanı,
Saat Kulesinde çalan o güzel sattı,
Duymadan ölürsem,ona yanarım.

Köylerde yaparlar mantı yemeği,
Severler misafire ikram etmeyi,
Ava çıkıp Derin Çay'da yeşil ördeği,
Vurmadan ölürsem,ona yanarım.

Bir de Çorum'un leblebisini,
Çok beğenirsin,görsen giysilerini.
Şehit çocuklarının yaşlı gözünü,
Silmeden ölürsem,ona yanarım.

Çorum halkı selamlar bütün dünyayı.
Yazın sen de görürsün allı turnayı.
Son olarak bir daha Çorum Halayı,
Çekmeden ölürsem,ona yanarım.

KURTBAŞIM sevmem inanın nazı,
Soğuk olur kışı,sıcaktır yazı.
Büyüyüp şehrimden bir güzel kızı,
Almadan ölürsem,ona yanarım.
1986

 
Ahmet KURTBAŞ
YİNE GÖZÜM ÇORUM'DA

Anlamadım,nasıl bir yer bu Samsun.
Derdime derman olmadı benim.
Hey gidi öz şehrim burnumda tütüyorsun
Yaralarım kanar,durmadı benim.

Altın kafes mekan olmaz bülbüle.
Hasret kaldım sevdiğime ben yine.
Acıyorum boşa geçen ömrüme.
Umutlarım yaşıyor ölmedi benim.

Karadeniz değil mi Samsun'un süsü.
Martı dolu etraf mavi gök yüzü.
Yine de Çorum'da KURTBAŞ'ın gözü
Neşe yok yüzümde,gülmedi benim.

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

18 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

MANDIRALIOĞLU Kerim
 1971 yılında Çorum-Sungurlu Aşağıfındıklı Köyü’nde doğdu.İlköğrenimini köyünde tamamlayıp, orta öğrenimine Sungurlu İmam Hatip Lisesi’nde başladı. İmam Hatip Lisesi’nin son sınıfını Çorum İmam Hatip Lisesi’nde dışardan vererek bir yıl önce Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne kaydını yaptırdı ve 1993 yılında bu fakülteden mezun oldu. Rize-Pazar İmam Hatip Lisesi, Yozgat  İmam Hatip Lisesi,75. Yıl Serpil Akdağ Lisesi ve Erdoğan Akdağ Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğretmenlik yaptı.
            Evli ve üç çocuk babası olup, Alaca Mehmet Çelik Anadolu Lisesi’nde öğretmenlik görevine devam etmektedir.
             “Gülümseterek Din Eğitimi”, “Bir Köy; Bir Hikâye” kitap çalışmalarının yanında çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  yayınlandı.
 
Kerim MANDIRALIOĞLU
GARDAŞ

Her yanı menfaat duygusu sarmışken
Ekmeği paylaşmak erdemdir gardaş.
Gelenekler, töreler hep unutulurken
Kendin kalabilmek hünerdir gardaş.

Parayla dünyanın mülkleri alınsa da
Yüreğin fiyatına güç yetmez gardaş.
Makamına güvenen çok bulunsa da
Elbise sahibini adam etmez gardaş.

Her yerde kürke hürmet edilse bile
Yaratılanı sevmek başkadır gardaş.
Baykuşlar yuva yapmış olsa da güle
Bülbülün namesi hep aşkadır gardaş.

Paraları çalıp keyif yapsa da hırsız
Helâl lokmanın tadı başkadır gardaş.
Köydeki bacılarımı horlasa da arsız
Hayâ sahipleri hep baştadır gardaş.

Açmış çiçekten meyve beklerken,
Dallar köklerden ayrılamaz gardaş.
Düşman olanlar bir araya gelirken
Dosta karşı kurşun sıkılamaz gardaş.

Çekilen çileler eğer vatan içinse
Soğan, ekmek bize bal olur gardaş.
Kan rengi Bayrağımız eğer eğikse
Her yön Âhirete yol olur gardaş.

Meydanlardan çok sesler çıksa da
Ezanın yerini bir şey tutmaz gardaş.
Düşman zehri altın kâse ile sunsa da
Bu millet bu oyunu yutmaz gardaş.

Milletin niyeti kötüye kullanılsa da
Aldatanlara hesap sorulur gardaş.
Haksızlıklara bir kılıf bulunsa da
Hassas terazi bir gün kurulur gardaş.

Kenetlenmeli herkes şehirde köyde
İyi gün dostu hep çok olur gardaş.
Herkesin maddeye taptığı bir günde
“Kerîm” kalabilmek zor olur

 

Kerim MANDIRALIOĞLU
ÖĞRETMEN YÜREĞİ
Uzun yıllar boyunca, gözümüz gibi sakınarak
Kimi zaman bakışarak, kimi zaman konuşarak,
Büyütürüz bahçenin rengarenk çiçeklerini,
Bilginin sevginin ötesinde bazen de
Gözyaşları alır yağmurların yerini.

Kim demiş anlamaz bahçıvan çiçeklerin dilinden,
Yaralar, solan her çiçek onu ta derinden.
Delik ayakkabınızdan giren su
Dondurmadı mı sanıyorsunuz bizi?
Parçalayıp uzattığınız simit
Akıtmadı mı göz yaşlarımızı,

Uyku mu tuttu gözlerimizi,
Kırdığımız günler sizi,
Ve aramadı mı sanıyorsunuz
Sıralar boşken bu gözler hepinizi
Yavrusunu arayan anneler gibi.

Ta kalbinizi hedef alan okları
Hep bizler karşılarız göğsümüzle.
Ve sizi saran cehalet buzlarını
Yine bizler eritiriz yüreğimizle

Bu ziller yokluğumuzda da çalacak,
Bahçenin yeni bahçıvanları, yeni gülleri olacak,
Belki dolaşırken bastonumuzla bahçe kenarında
Kimsecikler tanımayacak tatlı anılar dışında.

Hele bir de görürsek sizi,
Bir uğraşta bir mevki başında
Saçarken vatana umut ışıkları,
Ve bilirsek kapanmayacağını defter-i amelimizin
İnanın atarız bütün gamı, amansız kederleri.
Yorulan gözlerimize ışık gelir o an
Düzelir kamburlaşan sırtımız bizim.
Göğsümüzü gere gere haykırırız herkese:
Biz yetiştirdik, işte bu öğrenci bizim.

Şayet bir de görürsek sizi,
Ağlarken bir sokak kenarında.
Veya çalarken bir yetimin hakkını
Ya da sızlatırken şehidimin kemiklerini
İşte o zaman kar yağar saçlarımıza
Güneş bile derman olmaz karanlığımıza.
Tanımamış görünürüz , çekiliriz yalnızlığımıza
Olmasa da çok paramız, kalmasak da lüks evlerde
Bizim servetimiz saklıdır binlerce gönüllerde.
Kurumayan bir pınar gibi, besleriz geleceğimizi
Bir annelerde bulunur bu yürek, bir de öğretmenlerde.

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

19 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
ÖZBEKMEZ Hıfzı.
17 eylül 1964'te Çorum Sungurlu büyük Polatlı köyünde dünyaya geldim 1974 yılından beri Ankara'da ikamet ediyorum
Ankara Mamak Ortaokulu, Ankara Gazi akşam Lisesi, Ankara Gazi üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Teknoloji Öğretmenliği Mezunuyum.
Şiire merakım orta Okul yıllarına dayanıyor. o günlerden beri şiir yazmaya devam ediyorum.
Ben şairlik iddiasında değilim. Ben kendimi gönlümden geçenleri kağıda aktaran, yazdıklarını dostlarıyla paylaşan, bu sayede bir gün güzel şiirler yazmayı umut eden biri olarak görüyorum.
Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğünde 15 Nisan 1988' de başladığım memuriyet hayatım halen devam etmektedir.
Evliyim ve Allahın emaneti olan 4 çocuğa sahibim. Emrullah Eren ve Mücahit Emre Adında Dünya tatlısı iki torunum var. İki yıldır da şairim.
Internet’te Yazarımız http://corumlu-fikir.dergisi.info  Çorumlu Fikir Aylık Kültür Sanat ve Tarih ve Edebiyat Dergimizde  http://saricigdem.dergisi.info Sarı Çiğdem Şiir Defterinde yazıları yayınlanmaktadır
 
Hıfzı ÖZBEKMEZ
ELBET ŞEHİDİM

Çanakkale geçilmez dedin geçemediler
Göğsündeki imanla boğdun elbet şehidim
Bu mukaddes vatana kefen biçemediler
Sen ölmedin yeniden doğdun elbet şehidim
Adım adım yaklaştı toprağıma kefere
Boğazı geçmek için çıkmış güya sefere
Gücü yetmez bilmez mi senin gibi nefere
Ateş olup üstüne yağdın elbet şehidim
Dünyayı dar eyledin Anza’ğa İngiliz’e
İmanınla getirdin azgın düşmanı dize
Aslan gibi kükredin sürgün ettin denize
Önlerinde aşılmaz dağdın elbet şehidim
Cennette yerin hazır peygamber gölgesinde
Sahabe evliyalar veliler bölgesinde
Allah için can veren şehitler ülkesinde
Mis kokulu gülistan bağdın elbet şehidim
Latif sana imrenir kolunda fer olaydım
O tertemiz alnında damlayan ter olaydım
Şahadet getirdiğin düştüğün yer olaydım
Gönlüme hasretini yığdın elbet şehidim

Hıfzı ÖZBEKMEZ
ASLAN MEHMEDİM

İmanlı göğsünü dağlara vurur
Hainin peşinde Aslan Mehmedim
Şarkın sınırında kaledir durur
Düşmanın düşünde Aslan Mehmedim
Tertibi kolunda versede canı
Unutulup yerde kalır mı kanı
Namı titretiyor koca cihanı
Yazında kışında Aslan Mehmedim
Alnından vurulup şahadet içer
Melekler yanında semaya uçar
Her mevsim gül olur yeniden açar
Toprağın döşünde Aslan Mehmedim
Anayı babayı o nazlı yari
Vatan için terk ediyor diyarı
Geçiyor ömrünün gençlik baharı
Yirmili yaşında Aslan Mehmedim
Ahir ömür gelir geçer yel olur
Sensiz bu topraklar bize el olur
Latifim göz yaşım dinmez sel olur
Mezarın başında Aslan Mehmedim

 

 

Hıfzı ÖZBEKMEZ
ÇORUM BENİM MEMLEKETİM

Kurulmuş bir düz ovaya
Çorum benim memleketim
Sahip mis gibi havaya
Çorum benim memleketim
İnsanları kalbi güzel
Düzeni kendine özel
Okunur türküler gazel
Çorum benim memleketim
Alevi Sünni el ele
Yaşarlar gönül gönüle
Benzer has bahçede güle
Çorum benim memleketim
Yaşıyorlar türkü türkü
Eylemişler baba yurdu
Dost yapıyor kuzu kurdu
Çorum benim memleketim
Dertlerimin dermanıdır
Bu gönlümün fermanıdır
Yiğitlerin harmanıdır
Çorum benim memleketim
Latifim doğmuşum orda
Yaradan koymasın darda
Vatan olmuş kuşa kurda
Çorum benim memleketim
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

20 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 SARIYÜCE Hasan Latif
         1929 yılında Sungurlu’ya bağlı Evci köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Ortaöğretimi Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde, yüksek öğretimi de Gazi Eğitim Enstitüsünde tamamladı. Ayrıca Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde kamu yönetimi uzmanlığı eğitimi gördü. Hacıbektaş, Sorgun ortaokullarında, Kırklareli, Ankara Balgat liselerinde, Bahçelievler Kız Meslek lisesinde Türkçe-edebiyat dersleri öğretmenliği ve okul yöneticiliği yaptı. 1965 seçimlerinde Çorum’dan milletvekili seçildi. Dönem sonu tekrar Ankara’da öğretmenlik görevini sürdürdü. 1979 yılında kendi isteğiyle emekli oldu. 
         Daha öğrenci iken şiir yazmaya başladı. Sonraları çocuk edebiyatında yoğunlaştı. Anadolu halk kaynaklarına dayalı bir çocuk edebiyatı yaratılması görüşünü savundu. Derlediği çok sayıdaki halk masalını yeniden kurgulayıp , yeni yeni motifler ekleyerek geleneksel masal dilimize uygun şiirli bir dille yazdı. Anadolu Masalları (2 cilt) isimli kitabı T. İş Bankası 1991 yılı Edebiyat Büyük Ödülü’ne lâyık görüldü. Ödül hükümet başkanının katıldığı devlet töreniyle kendisine verildi. Yazar çok sayıda başka ödüller de kazandı. Şimdiye kadar yayınladığı şiir, masal, fables, roman, öykü türünde yüz kitabı yayınlandı. Ayrıca yirmi kadar da ders ve kaynak kitapları basıldı.
          Yaşayan yazarlar arasında en çok yazan ve hâla bu işi sessizce sürdüren SARIYÜCE halen İzmir’de yaşamaktadır. Evli, üç çocuk babasıdır.  Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info    çalışmaları yayınlandı.
 
Hasan Lâtif SARIYÜCE
ÇORUM
Çorum işlek yol uğrağı
Karadeniz iner geçer.
Sırla dolu her bucağı
Hatti, Hitit konar geçer,
Ovası, dağı, yaylası,
Harmanlar dolu buğdası,
Yüzlercedir fabrikası
Değirmenler döne geçer,.
Leblebisi çıtır çıtı,
Düğün dernek gönül hatır,
Boş geçme al, bir şey götür,
Elden ele hüner geçer.
Tandır kebap, kuyu kuyu,
Lezzet değil sanki büyü,
Budaközü, Çorumsuyu,
Kızılırmak kenar geçer.
Önleri iğdeli köyler,
Yalnızlık türküsü söyler,
Yiğidi gurbete gider,
Özlem özlem yanar geçer

 

Hasan Latif SARIYÜCE
ANADOLU

Dertlerin acıların
Anası Anadolu!
Yurtların en güzeli,
En hası Anadolu !

Kaç millet geldi geçti,
Kaç fatih iz bıraktı.
Bağrında kaç köy doğdu,
Kaç anne ocak yaktı.

Selam sana geçmişten
Gelecekten selam.
Kız kardeşim harmanda
Tandır başında anam.

Pekmez kaynatılıyor,
Bozuldu bitti bağlar.
Davul zurna çalıyor,
Ayşe’nin düğünü var.

Halay,zeybek,bar efem,
Sana meydan dar efem,
Kartal gibi çök yere,
Ses versin dağlar efem !

Ey anne Anadolu!
Evim,toprağım,tarlam.
Kurak,çorak bozkırlar,
Bire yüz veren ovam!

Bin yıllık geçmişimiz,
Uğrunda savaşımız,
Gurbette sılamızsın,
Ekmeğimiz,aşımızsın.

Ey sonsuz Anadolu
Anaların anası,
Yurtların en güzeli,
Vatanların en hası.

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

21 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TOMBUŞ İhsan 1923-2009
Çorum'un  köklü ailelerinden icra memuru Elvan Efendi'nin torunu, Çorum Belediye Başkanlarından Nazmi Tombuş'un oğlu olan "İhsan TOMBUŞ" 1923 Yılında Çorum'da doğmuş, ilkokulu Çorum'da okuduktan sonra, ortaokulu Robert Kolejinde, liseyi Ankara kolejinde tamamlamıştır.
1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan ve askerlik görevini yaptıktan sonra, 1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır.
1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden, bir dönem Demokratik Partiden bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem,Çorum milletvekili seçilen İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.  Çorum Belediye Başkanlarından Nazmi Tombuş'un oğlu olan "İhsan TOMBUŞ" 1923 Yılında Çorum'da doğmuş, ilkokulu Çorum'da okuduktan sonra, ortaokulu Robert Kolejinde, liseyi Ankara kolejinde tamamlamıştır.
1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan ve askerlik görevini yaptıktan sonra, 1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır.
1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden, bir dönem Demokratik Partiden bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem,Çorum milletvekili seçilen İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.  1950 yılında Çorum'da avukatlığa başlamış, aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır. 1961-1977 yılları arasında üç dönem Adalet Partisinden, bir dönem Demokratik Partiden bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisinden olmak üzere toplam beş dönem,Çorum milletvekili seçilen İhsan Tombuş, 1971 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde nüfus aile planlaması konulu bir seminere katılmış, 1971-1981 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, 1975-1976-1977 ve 1984-1985 yılarında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.
1997'de "Politikada 41 Yıl", 2001'de "Ben Kimim?" adlı iki anı kitabı yazmış, 2003'te gerçek bir olayı incelediği "Ankara Cinayeti"'ni, 2005'te de "Çırağan Baskını" adlı tarihi romanı yayınlamıştır.
İngilizce bilen Tombuş, iki çocuk babasıdır.
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info yayınlandı.
 
İhsan TOMBUŞ
ÇORUM TÜRKÜSÜ

Çorum'un bağları zümrüt yeşildir.
Her mevsim rüzgarı efil,efildir.
Köylüsü,kentlesi uz ve ehildir,
Yiyecek,içecek bol ve sebildir.

Çorum'da yaşamak ne mutlu olay,
El ele tutuşup çekelim halay.

Bir ovaya bağdaş kurup oturmuş,
Bağrında modern bir sanayi kurmuş
Yiğitliği,sevi ile yoğrulmuş,
Barış ve dostluğu buna delildir,

Çorum'da mutluluk ne kadar kolay,
El ele tutuşup çekelim halay.

Dayamış sırtını Kösedağ'ına
Bağlı tarlasına,bahçe,bağına.
Tarihi uzanır Hitit Çağına,
Ta ezelden beri uygar bir ildir,

Birlikte toplanıp hep alay alay,
El ele tutuşup çekelim halay.

Yaşlılar olgundur,gençler ise şen.
Evler şenliklidir,bahçeler gülşen.
Ayrılmaz Çorum'dan,bir kez yerleşen.
Çorum hiç kimseye gurbet değildir.

Çorum'da yaşamak ne güzel olay,
El ele tutuşup çekelim halay.
10 Aralık 1988 Ankara

İhsan TOMBUŞ
HİCRAN

Güzel gözlerine hasret kalalı
Bir zulmet içinde geçti zamanım,
Seni bu ayrılıklar benden alalı
Izdırap kaynağı oldu her anım.

Hayallerim arar her yerde seni
Dudağım özledi tatlı buseni
Her zamandan fazla o beyaz teni
Sarmak ve okşamak istiyor canım.

Uzadı günlerim,birer yıl oldu.
Hasretle gönlüm elemle doldu
Gözlerimin nuru cevheri soldu.
Sensiz gurbet oldu,kendi vatanım.
10 Temmuz 1945 Çorum

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

22 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TOMBUŞ Şevket 1911-
Çorum'un köklü ailelerinden İcra Memuru Elvan Efendinin torunu, Çorum Belediye Başkanı Rahmetli Nazmi TOMBUŞ’UN Büyük oğludur. 08 aralık 1911 Tarihinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Çorum’da yaptı. 1929 yılında Ortaokulu bitirdikten sonra tahsile devam etmeyerek babasının yanında ticarete atıldı Daha sonra 1946 yılında Özel İdare Müdürlüğünde memur olarak çalıştı. 1954 tarihinde naklen Çorum Maden İrtibat Memurluğuna geçti. Daha sonra bu memuriyetin lağvı ile  yeni ihdas edilen Sanayi Bakanlığı Çorum Maden İşleri Memurluğunu yürüttü.
            1972 tarihinde kendi isteği ile emekli  olarak aynı yıl Hac Görevini yaptı.
“SEN VE BEN” İsimli bir şiir kitabı bulunmaktadır. Çorum İstem Basımevi baskısı olan kitabın basım tarihi bulunmamaktadır. Basılan bu kitabın içinde bulunan iki şiiri 1994 tarihi gözükmektedir.
            Emekli Memur olarak vefat edene kadar çorumda bulundu. Kitabını yeğeni şiirlerinin Gürsel yayınevi tarafından yayımlanmasını uygun gördüğünü belirterek tarafımıza verilmiştir. Bizde dergilerimde yayımladım.
 Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Çiğdem Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info   ve Aylık Şiir Antolojisi Dergisi'nde  http://ayliksiirantolojisi.dergisi.info çalışmaları yayınlanmıştır
 
 
Şevket TOMBUŞ
YALVARIŞ

İlahi sen koni aciz kulunu,
Affet günahını bükme kolumu,
Şaşırma düz yolda benim yolumu,
Saptırma doğrudan yolum ya Rabbi.

Geçmişlerimin sen ruhunu şad et,
İlminle fadlınla beni irşadet,
Cennet kapısını bana küşadet,
Gür gelsin önümden sonum ya Rabbi.

Yüzümü mahşerde kara çıkarma,
Varınca huzura nara çıkarma,
Geniş yoldan götür dara çıkarma,
Dönderme tersine yönüm ya Rabbi.

Zalimin zulmünden şeytan şerrinden,
İhanetten şu namerdin elinden,
Kem gözlerden kötülerin dilinden,
Ha1 et imanım dinini ya Rabbi.

Ya Rabbi imanım bağışla bana,
Her şeyim teslimdir Allah’ım sana,
Dönderme yönümü şeytandan yana,
Şaşırma kabirde dilim ya Ralibi.

Evladım imanla münevver olsun,
Dini İslam ile müşerref olsun,
Şirkten günahlardan münezzeh olsun,
İsmi zülcelalin etsin talim ya Rabbi.

Ümmeti Muhammet’e sen rahmet eyle,
Affet günahların merhamet eyle,
Doğru yoldan götür hidayet eyle,
Gösterme onlara zulüm ya Rabbi.

Vatanın bağrına sokma düşmanı,
Millete aratma eski zamanı,
Onlara bağışla dini imanı,
Verme başlarına zalim ya Rabbi.

Gençlere lütfünle eyle hitabı,
Silahı al ver eline kitabı
Kalbine sok günah ile sevabı,
Kafasına doldur ilim ya Rabbi. Ocak 1979

Şevket TOMBUŞ
HEMŞİRE

Hemşire manası oluyor bacı
Hemşire bizlerin başının tam
Doktor yarar onlar verir ilacı
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkatle dolsun hemşire

Gelmişler vatanım dört bir yanından
Hastayı. ileri tutar canından
Hepsinin kanı Türk’ün kanımdan
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkatle dolsun hemşire.

Gece gündüz onlar nöbet tutarlar
Nöbeti bitince gidip yatarlar
Sonrada dertlere derman katarlar
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkat ile dolsun hemşire.

Sabah gelir bize derler gün aydın
Ben kendini hastalara adadın
Değişmezsin ne olursa soyadın
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkat ile dolsun hemşire.

Kırmızı şeritli beyaz kepleri
İmdada koşarlar bize her biri
Ahrete Cennet onların yeri
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkat ile dolsun hemşire.

Kimisi esmerdir kimisi sarışın
Hizmet eder bize yazın ve kışın
Yüksek mevkilere sizler yakışın
Sayenizde geldi ağzımın tadı
Tanrım size versin gönül muradı.

Hemşire doktorun olur sağ kolu
Çalışır çabalar doğrudur yolu
Hastaların kalbi minnetle dolu
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkatle dolsun hemşire.

Ameliyat1ıya yapar pansuman
Onlar olmaz ise halimiz duman
Yanımızda bizim her gün her zaman.
Allah senden razı olsun hemşire
Kalbin şefkatle dolsun hemşire

Çıktımda yattım ben yedinci kata
Yaptımsa af edin burda bir hata
Yoruldum usandım ben yata yata.
Müşfik ellerinle verdin şifayı
Senden gördük bizler en çok vefayı.
 

12.5.1983 Çorum Devlet Hastanesi

 

 
Şevket TOMBUŞ
KÖYDE SABAH

Gün doğarken uyandım kuzuların sesiyle,
Her taraf neşelenmiş bülbülün namesiyle.
Koştum da pencerenin açtım bir kanadını,
Çıkmaktı maksadım şu sabahın tadını.
Baktım güneş ufuktan nurlar saçıyor,
Çiçekler ona karşı kucak açıyor.
Arılar vızıldayarak çiçeklere konuyor
Balı koyup peteğe insanlara sunuyor.
Derenin şırıltısı kulakları okşuyor
Kuzular anneleri ile emişiyor.
Köylüler hazırlıkta gitmek için işine
Köpekler takılıyor çobanların peşine.
Çok tatlı bir şamata ortalığa alıyor,
Kadınlar koyunların sütlerini sağıyor.
Dolduruyor sütleri bembeyaz kovalar
Çiçeklerin kokusu yayıldı ovalara.
Kokladım mis kokuyu derin aldım nefesi,
Doldurdum o havayla göğsümdeki kafesi.
Çok hafif tık taklarla kapı vuruldu yine
Baktım güler yüzlü yaşlı bir hanım nine.
Elindeki tepside süt,yumurta, bal vardı.
Kusura bakma diye o adeta yalvardı.
Ben kahvaltı yaparken ilişti iskemleye
Eski günleri andı başladı söylemeye.
Yiğidim Şehit oldu, gitti Vatan uğruna.
İki yetim büyüttüm bastımda ben bağrıma.
Acı günler geçirdik. Aç kaldık, açık kaldık.
Çok geceler yemeden aç aç uykuya daldık.
Karnımız açtı amma gözümüz toktu bizim.
Hiç kimsenin malında gözümüz yoktu bizim.
Sıkıntılı günlerde anardım yiğidimi,
Ben keselli ederim iki küçük yetimi.
Sonunda işittik ki; Vatanımız kurtulmuş,
Temizlenmiş düşmandan hep selameti bulmuş.
Sevindik, neşelendik, acıları unuttuk.
Gözümüzün yaşını mendillerle kuruttuk.
Çok şükür yavruları büyütüp yetiştiler,
Çalışıp kazandılar bu günlere eriştiler.
Konuşması bitince kalktı tepsiyi aldı,
Çıktı gitti kapıdan yine işine daldı.
Düşündüm derin derin hayran oldum köylüye,
Dua ettim Allah’a onlara bol ver diye

 

Şevket TOMBUŞ
NASİHAT

Kulak verin yavrular dedenin sözlerine,
Beni dinleyenlerin nur gelir gözlerine.
Söyleme bilmediğin şeyi düşme peşine,
İyilik yap herkesi hayran et gidişine.
Tut Tanrının emrini helal yoldan zengin ol,
Açma halkın arasını sen daima ara bul.
Mağrurlanma kibirlenme kibir şeytan işidir.
Dünyada, çok sevilen mütevazı kişidir.
Hiddet şiddet gösterme kırma dostun kalbini,
Araştırma kimsenin gizli hal ve ayıbını.
Dünya malı geçici, olma yavrum muhteris,
Felakete götürür insanı çok fazla bira,
Çalma şu muhannetin sakın ha kapısını,
yerse de alma aman malının tapusunu.
Onurundan feda etme itibarın düşmesin,
Kapılma dalkavuğa kargalar üşüşmesin.
Kinci olma kin gütme olasın hoş görülü,
Dilinde balı taşı yüzünde pembe gülü.
Sen aleme küsersen alemde küser sana,
Hiç kimse bakmaz olur dönüp te senden yana.
Dinimizde küsmenin müddeti tanı üç gündür.
Ondan sonrası artık çözülmez bir düğümdür.
Hile yapma doğru ol kötüye iyi deme,
Yedime kimseye hakkın kimsenin hakkın yeme.
Tavuk iste komşuna Allah sana kaz versin,
İstemezsen kimseyi sonunda eyvah dersin.
Güvenerek Allah’a doğruluktan ayrılma,
Korur seni o rabbin korkma kimseden yılma.
İnançlı iyi kalble in her şeyin özüne,
İnanma yalanlara kanma şeytan sözüne.
Çocuklarını iyi terbiye et yetiştir,
Tercih koyma araya dövüştürme seviştir.
Onlara haram lokma yedirme sende yeme.
Aman yavrum sen sen ol harama helal deme.
Anan baban ihtiyar olmuşsa iyi koru,
Bu dünyadan gidince açarlar sana soru.
Adil ol adaletten aynıma yavrum sakın,
Adil olan insanlar olur Allah’a yakın.
Küçüğünden büyükleri say ki sevsinler seni,
Küçüklerini sev de onlarda saysın seni.
Vatanın bağrına düşmanları bastırma,
Al bayrağın yerine başka bayrak astırma.
Milletle kucaklaşın tutuşun ki el ele,
Yurduna göz dikmesin düşman denen hergele.
Verdiğin sözden dönme yalandan riyadan kaç.
Şu yalancı dünyada mutlu olmaksa amaç.
 

 

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

23 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Hasan TULUK
1943 yılında Çorum'da doğmuşum. Anka ra Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Metalişleri bölümünden mezun oldum. Uzun süre değişik yerlerde  görev  yaptıktan sonra 1979 yılında Çorum Endüstri Meslek Lisesine atandım. Çelik, bakır ve  pirinç  gibi  metalleri çekiçle döverek rölyef, üç boyutlu ve mimari tarzda şekillendirdiğim eserlerimden kompozisyon olarak " Anadolu Kültürü " nü işledim. 
Yurt  içinde  birçok incelemeler ve araştırmalar yaptım  1983 yılında Mimar Sinan Üniversitesinde  misafir sanatçı olarak çalışmalarım izlenmiştir. Yurt içinde ve yurt  içinde bir çok karma ve kişisel sergilere katıldım. 1991 yılında Paris'te düzenlenen  uluslar arası "Les Mains D'or" (Altın Eller)  sergisine şeref  konuğu olarak davet edildim. 3 - 13  Mayıs 1996 tarihleri arasında Lyon-Fontaines Sur Saone beldesinde düzenlenen 3. Altın Eller Bienalinde; Halk oylamasında birincilik,Sanat otoritelerinden oluşan  jüri tarafından en büyük ödülü olan  birincilik madalyası ile iki dalda ödül aldım. 
18 -24 Mayıs 1998 tarihinde Cumhuriyetimizin 75. Yılı nedeniyle Kölh'de düzenlenen "Türk Haftası" kutlamalarına 80 parçadan oluşan koleksiyonumun  yanında;Karadeniz Teknik Üniversitesinde  Araştırma   Görevlisi oğlu,yüksek Mimar Ömer İskender Tuluk'un İstanbul Yalıları, Safranbolu,Kastamonu, Kütahya, Çorum ve Trabzon  evlerinin suluboya çalışmaları da yer aldığı 
Baba -Oğul Anadolu Kültürünün  tanıtıldığı  Cumhuriyetin  75, Yılı sergisi Kölh Baş Konsolosluğunun organizesi ile gerçekleştirdik. 
Internet’te Yazarımız   http://corumlu2000.dergisi.info  , Sarı Çiğdem Şiir Defteri’nde http://saricigdem.dergisi.info  ve Aylık Şiir Antoloji Dergisi’nde  şiirlerim yayınlanma devam etmektedir.
 
Hasan TULUK
ANADOLU’M

Toprağım,güneşim,ekmeğim,aşımsın.
İçtiğim suyum,kokladığım havamsın.
Canımsın,kanımsın;Vatanımsın.
Senin için ağladım,senin için güldüm.
Bazen bir tablo oldun avuçlarımda.
Bazen bir şiirsin dudaklarımda.
Bir türkü tutturmuşum,
Sıvası dökülmüş,kerpiç örgülü dereli köyden,
Kavalın yanık sesini duyar gibiyim.
Abasına bürünmüş çobanın dudaklarından.
Al yazmalı,mağrur bakışlı genç kızları görüyorum.
Kimi süt sağıyor,kimi ninni söylemekte.
Harman yerini düşünüyorum !
Çeteni,kağnısı,atı,arabası.
Söğüt dallarına bürümüş gümelesi,
Gündüzün güneşin,
Gece;mehtabın ışıklarıyla sarmaş,dolaş.
Dantel örgülü döşeği görüyorum,direğin yanı başında.
Bir yanda bakracı,öte yanda ekmek kazanı,
Ağustos sıcağına kalmış,bağrı yanık harmancı,
Çaresiz dönmekte,boz tenli yorgun savaşçı.
Düğüm düğüm olmuş,altın sarısı başaklar.
Kimi henüz ayakta,kimi saman olmakta.
Elif,elif eserken akşam yeli,
Savrulur harmanlar,yüklenir çeteni.
Anılarda yaşıyorum artık,o mevsimleri.
Koklar gibiyim baharı !
Yağmuru,güneşi,yeşili,mavisi.
Kıvrım kıvrım akar,baharda coşan darası.
Ayağında çarığı,omuzunda heybesi,
İki çift öküzü,çiftçisi,elinde övendiresi.
Devşirir toprağı,karasabanı,leyleği,kargası.
Acıkınca ilişiverir,kağnının yanı başına,
İştahla açar dağarcığını,bakmaz çürük dişine,
Katık eder soğanı,tandır ekmeğine aşına,
Sevdalıyım Anadolu'm,Toprağına taşına.
 
 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

24 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TÜRKMEN Cuma
1962 yılında Çorum Büğet Köyünde dünyaya gelmişim. Büğet Köyü ilkokulunu bitirdim.Köyüm şehre 8 kilometre olduğu  halde  şimdiki  gibi ulaşım kolay olmadığı  için  ortaokulu okumam bir hayli zordu.  Neyse ki   Çorum'da  oturan teyzem vardı. Yanlarında kalmama razı oldular. Eti Ortaokuluna  kayıtımı yaptırdım. 1977 yılında ortaokulu bitirdim.  Aynı  yıl Çorum Ticaret Lisesine kayıtımı yaptırdım. 1978 yılı 3'ü ayında babamı kaybettim. Ağabeyimin  askerde olması sebebiyle köye dönmek zorunda kaldım. Liseyi 2. Sınıftan terk ettim.  1978 yılından itibaren baba mesleği çiftçilik yapmaya başladım.1981 yılında evlendim.1982    yılının 3'ü ayında  askere  gittim.  Askerlik dönüşü aynı işi devam ettirdim. 1989 yılında  Çorum Çiftçi Malları  Koruma Başkanlığında Katip olarak göreve başladım. Halen aynı görevde bulunmaktayım.
İlkokul sıralarında düşüm ya hakim,ya da doktor  olmaktı. Ama maalesef gerçekleşmedi. Okulda  tembel  öğrenci  olmadığımın aksine çok çalışkan olduğumu belirtmek isterim.   
İlkokul sıralarında düşüm ya hakim,ya da doktor  olmaktı. Ama maalesef gerçekleşmedi. Okulda  tembel  öğrenci  olmadığımın aksine çok çalışkan olduğumu belirtmek isterim. 
Mesleğim icabı Çorum yerel  basın ve yaygın   basını   takip  Etmem  kolay  olduğu  için  olaylar hakkında yorum yapabilme olanağım var. Bu  yüzden  şiir   yazarak Yanlış  bulduğum  toplumsal  olayları şiir  diliyle eleştiriyorum. Gençliğe önerim, basından  yabancı  kalmasınlar,güncel
olayları takip edip öz eleştirisini  yapabilsinler.  Yukarıda   anlattığım  sebepler  beni  şiir yazmaya itti.   İlk  şiirim Çorum Hakimiyet Gazetesinde  yayımlandı.   Diğer  yerel gazetelerde  zaman  zaman şiirlerim yayınlanmaya devam ediyor. Çorumlu 2000 Dergisinde şiirlerim yayımlanmakta. 
Şiir dosyalarım var fakat,şiirlerimi kitap haline getirmiş değilim. Kitap haline getirmeme para sal imkanım da yok zaten.Fikirlerimi şiir olarak yazıyorum.  Çorum  yerel günlük basında yayımlatıyorum. Şiirlerimde en çok dini,ekonomik  ve  siyasal konuları eleştiriyorum. 
Bu imkanı tanıyan Mahmut Selim Gürsel Beye ayrıca teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Mahalli basında yayınlanmakta ve Internet’te Yazarımız http://corumlu2000.dergisi.info  Çorumlu2000 Aylık Kültür Sanat ve Tarih ve Edebiyat Dergimizde ve http://fikir.dergisi.info Fikir Dergimizde yazıları yayınlanmaktadır.
 
Cuma TÜRKMEN
KAFA KAFA MI?

Hangi adaletin tecellisi bu?
Halkına zulmeden kafa kafa mı?
Vadesiz ölümün ecellisi bu,
Sürünmek bizlere sefa size mi?

Sosyal adaletten dem vuran beyler!
Susup konuşmazlar alıngı paylar,
Hırsızlık villalara bak, doldu koylar,
Terazi mi bozuk; yoksa kefe mi?

Hırsızlık ayyuka çıktı vekiller
Çare bulunmuyor durdu akıllar
Beytulmalı talan etti çakallar
Vatan, Millet, Bayrak sözü çaka mı?

Arpalıklar dolmuş arsız sıpayla
Konuşanları susturuyorlar sopayla
TÜRKMENOĞLU içim doldu süpeyle
Kanunlar mı delik, yoksa takamı?

   
Cuma TÜRKMEN
DELİ MİYİM BEN ?

Demişler ki bana divane deli
Şaşarım aklına,delimiyim ben
Batıla doğru sapıtmış yolu
Haşa kör Şeytanın kulu muyum ben.

Bir kan pıhtısından yarattı beni
Bunca nimetlerle donattı beni
Bir iken milyarla çoğalttı beni
Emrinin dışında diri miyim ben

Yarattı bizleri aynı ırklardan
Ayrı vatanlarda,ayrı renklerden
Elçisini gönderdi ayrı günlerden
Hata yapmayacak veli miyim ben

Şer ile hayıra irade verdi
Okusunlar diye dört kitap sundu
Verdi emirleri,kanunu koydu
Okunan yazının körü müyüm ben

Örnek bana ahir zaman Nebisi
Kılavuzum on iki İmam Velisi
TÜRKMENOĞLU işte bunun delisi
Biri,beşi bilmez birimiyim ben

Cuma TÜRKMEN
SOYUN HA SOYUN

Türkiye’mde refah ve zenginlik varken
Unutmayın beyler yiyin ha yiyin
Yapanın yaptığı yanına karken
Hazine çok zengin,soyun ha soyun

Kalmasın sahilde villasız vekil
İhracat,ithalat hayali takıl
Ganimet,arpalık,dayı bul sokul
Hısım,akrabayla doyun ha doyun

Mutlumu şemaler,hortumla hozum
Es geç ortağına çıkarma bozgun
Antır teşvikini medyamız üzgün
Nedir çarkı felek oyun ha oyun.

Vatan Millet için zor çıkar yaşa
Çıkarı varsa hemen bak sen şu işe
Bir baştan bir başa makamı döşe
Taşı gediğine koyun ha koyun

TÜRKMENOĞLU çile eskimez artar
Tanıdık beylerin hepside beter
Beyler sefa sürer,halk çile çeker
Bu mutlu günleri sayın ha sayın.

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
 
 
 
 

25 BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

YILDIRIM Erman 1982-
1982  yılında  Çorum'da doğmuşum. İlkokulu Çorum Albayrak ilkokulunda bitirdim. Orta okul  öğrenimimi ise  Eti  Orta  okulunda  tamamladım. Meslek Lisesi sınavlarına girerek Çorum Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümünü kazandım. Şu anda Elektrik  Bölümü mezunuyum ve yüksek öğretime   hazırlanmaktayım. 
İlk okul sıralarında mühendis olmayı isterdim. Bu hayalimi gerçekleştirmeye çalışıyorum.   Yazı, şiir yazmaya vb. alanlara dedem İsmail Pamuk 'tan esinlenerek bu hobilerimi geliştirdim. Dedemle sanat toplantılarına katılırdım, radyolara,  gazetelere  giderdim.  Tabi ki hoşlandığım için beni sanat çevresi Makale, şiir, hikaye yazma ya yöneltti.  İlk yazım değil de  ilk şiirim Çorum'un yerel radyosu Radyo Merhaba da yayımlandı. 24 Kasım 1994 tarihinde. Daha sonra gazete ve dergilerde.Bir genç olarak en büyük idealim, gelecek te iyi bir eğitimci, yazar ve şair olmaktır. Ve büyük önder Atatürk'ün çizgisinde gelecek kuşaklara şiirlerimle, yazılarımla yön vereceğim. 
Mayıs 1999  tarihli  " Bir Şiirdir Yaşamak " adlı bir kitabım. Beş yıllık çalışmanın ürünü. Sevgi,  barış,  yaşama  sevinci  ve  Atatürk konularını işlediğim bu  ilk yapıtım hoş karşılandı. Hikaye ve şiir dallarında  yazı  yazıyorum. Yerel gazetelerde yayımlanmaktadır.
 
Saygılarımla.... 
Çorumlu 2000 Aylık Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat Dergimizde  http://corumlu2000aylik.dergisi.info ile Sarı Şiir Defteri'nde http://saricigdemsiir.dergisi.info  çalışmaları yayınlanmıştır
 
Erman YILDIRIM
ÇORUM DİNLENTİSİ

Sırtını dayamış Kösedağı’na
Çiğdemler mor sümbüller var burada
Tarihi dayanır Hitit çağına
Doğa harikası güzel Çorum’un
Bahçelerde gezip çiçekler toplarım
Elmanın,armudun tadına bakarım
Nergisini gülünü çiçeğini toplarım
Mısradasın dildesin güzel Çorum’um
Ağustosta Kuşsaray’ın çıkayım
Yorulmuşum yelli gedikte soluklanayım
Kel ahlata sırtımı dayayım
İhvanların yatağı güzel Çorum’u
Sıklık Boğazında Çomara geçeyim
Kaymakçıda hele bir dinleneyim
Yaylasına dertlerimi dökeyim
Özümdesin gözümde güzel Çorum’um
Çorum; kültürün bambaşka
Şair, yazar yetiştiriyor yurda
Sanayide hedefi atom çağına
Gönlümdesin yüreğimdesin güzel Çorum’um

Erman YILDIRIM
SEVMENİN SINIRSIZLIĞI

Denizleri çok severim,
Yakamozları da...
Hep beni sevda çölüne atarlar.
Kavrulurum bu çölün sıcağında.
Uçmak isterim,
Bir baştan bir başa
Geceler yetmez o zaman,
Bu sevdayı anlatmaya.
Yaz akşamlarını da severim;
Parlayan yıldızları da,
Beni aldatan dalgaları da...
Ağaçları severim;
Mehtap gecelerinde tenime,
Hafif hafif değen rüzgarları da.
Viran bağları da severim;
Bülbül;çalı için “ah vatan” der ya..
Tabiatın ruhunda bin bir çeşit ot biter ya.
Sınır tanımam o zaman sevmenin sınırsızlığında.

 
Erman YILDIRIM
KRALLAR ÜLKESİ

Merhaba Anadolu
Merhaba Hititler Frigler
Persler,Medler
Anadolu’nun kurucuları
Geçmişin bürokratları
Merhaba
Ben Hitit kralı Hattuşiliyim
Orta Asya’dan geldim
Kızıl ırmağa yerleştim
İlk yazılı antlaşmayı ben imzaladım
sırayla sfenksli kapılar geyik heykelleri
Güneş kursu, altın taçları
13. yüzyılın 12 kralını
Ben yaptım.

Ben Frig kralı Midas’ım
İç Anadolu’dan gelmeyim
Aslında Trakya’dan Anadolu’ya göç ettim
Kimmerler tarafından yok oldum bittim.
Ben Med kralı Kayaksat Babilim
Arilerin İran kolumdanım
Ben ise Pers kralı kyosurn
Dedemle savaş yaptım
Med ülkesini topraklarıma kattım

 
BİR ÖNCEKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİR SONRAKİ SAYFAYA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BU SAYI BAŞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

DİKKAT !  BU BİLGİLER TELİF ESERİ OLUP YAZARINDAN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
Yazışma Adresi: corumlu2000@gmail.com