1

 
ÇORUM ŞİİRLERİ ANTOLOJİSİ

ŞAİR İSİMLERİ ALFABETİK DİZİN OLARAK ALINMIŞTIR!

Abdullah ERCAN ÇORUMLU KIZ - ÇORUM BAĞLARI İÇİN MANİLER AYŞE ÇOBAN ABDULLAH ERCAN İÇİN DUYGULAR DİLE GELİNCE
 
Ahmet KURTBAŞ YİNE GÖZÜM ÇORUM'DA- ONA YANARIM
 
Aşık FEYZULLAH KASİDE-İ KAPUSUZ  - HARF HARF
 
Atilla OSMAN ANKARA ÇORUM ARASI
 
Aydın KARABAY ONLAR İSTİYORLAR
 
Ayşe ÇOBAN GÜZEL ÇORUM'UM - 1  -GÜZEL ÇORUMUM -2-  ERELİM GÖNÜL - KÖYÜME - KÖYÜM- ZELZELE- DUYGULAR DİLE GELİNCE- KÜTÜPHANE ÇİĞDEMİME - DAVET
 
Behçet Kemal ÇAĞ LAR ÇORUM İÇİN BİR DÖRTLÜK
 
Ceyhan Atıf KANSU ÇORUM İÇİN ŞİİR
 
Cuma TÜRKMEN BÜĞET KÖYÜ -PARÇACILAR SOKAĞI
 
Çiğdem NALÇACI ORTAKÖY
 
Deli BORAN
 
Dursun YILDIRIM ORTAKÖY
 
Erman YILDIRIM ÇORUM DİNLETİSİ -ÇATAK
 
Erol DUYGUN BİZ DERİZ HERİ
 
Fazıl Hüsnü DAĞLARÇA HİTİTLİ KIZ
 
Güner KAYMAK GÜZEL ÇORUM'UM- CAN ÇORUMLU- CANIM YAYLACIK- CENNET BAHÇESİDİR BİZİM ORALAR
 
Halil KAYMAK GÜZEL İLİM ÇORUM -YALACIK
 
Hasan ÇITAK MANİ
 
Hasan Latif SARIYÜCE ÇORUM
 
Hasan ŞEN ÇORUM PROJESİ
 
Haydar BEKTAŞ ÇORUM
 
Haydar KILIÇ SELAM GETİRDİM
 
Hayri UÇAR İNİLTİLER
 
Hıfzı ÖZBEKMEZ ÇORUM BENİM MEMLEKETİM
 
Hüseyin TAŞKAYA ÇORUM'UM
 
İhsan TOMBUŞ ÇORUM TÜRKÜSÜ
 
İsmail PAMUK ÇORUM İLİNE
 
İsmet ÇENESİZ GONCA GÜL'E BENZER - FARK ETMEZ
 
KADRİ ÇORUM HAKKINDA METHİYE- ŞANLI ÇORUM MERHABA
 
Kemal ÖZGÜR ÖZÜ ÇORUMUN'UN- SİNEK-  TURNALAR
 
Kul MUSTAFA KASİDE-İ KAPUSUZ
 
Mahir ODABAŞI ANADOLUNUN İNCİSİ ÇORUM, GÖNLÜMÜN BİRİNCİSİ ÇORUM
 
Mahmut Selim GÜRSEL GÖNÜL İSTER Kİ- ÇORUM'UN KADISI
 
Mehmet KARADAĞ ÇORUM İLİNE
 
Mesut ARTAR SEVDALIM
 
Muharrem HOCA OSMANCIK
 
Murat KÖYMEN ORTAKÖY'ÜN KADER ÇİZGİSİ
 
NAFİZ METHİYE-İ ÇORUM
 
NÜSHET
Rasim ÇAKICİ ÇORUM'UN ÖĞÜNLERİ -YOL VAR MI
 
Rıza HARDAL GÜZEL ÇORUM'UM - ÇİĞDEMLİ ÇİÇEKLİ KÖYÜM - ÖĞRETMENİME - GÖRMEYE DEĞİYOR ŞU ÇORUM İLİ- AĞAÇ DİKELİMİ
 
Rıza KANDEMİR ÇORUM'UM
Sakin KARAKAŞ OSMANCIK - OSMANCIK'IN DAĞLARI - BİZİM SUNGURLU-YAR GELİR
 
Şekip ŞAHADOĞRU ÇORUM'UN
 
Sırrı ÇAĞLAR ÇORUM'UN
 
Şükrü GÜLTEPE ÇORUMLUYUM DEMEK ONUR VERİCİ
 
Tevfik ÖZBEN ÇORUM
 
Yeğen GAZİ GÜFTE-İ ÇORUM
 
Yusuf Ziya LEBLEBİCİ ÇORUM
 
Zeliha CEYLAN BEN ORTAKÖYLÜYÜM!
 
Ziya ŞENSES İSKİLİP
 
 
İrtibat için
corumlu2000@gmail.com

 

 01

SİTE BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Abdullah ERCAN 1922-07 Ocak 2011
 
ÇORUMLU KIZ
 
Çarığı al sırımlı kız
Ekmeği bal dürümlü kız
Kaideli kurumlu kız
Soylu yiğit sorumlu kız
ÇORUMLU Kız ÇORUMLU kız
 
Anadan tavus nakışlı
Kınalı keklik sekişli
Sürmeli ceylan bakışlı
Sana kasttan cürümlü kız
ÇORUMLU Kız ÇORUMLU kız
 
Kumrulardan almış dili
Bereket dağıtır eli
Gönül kalesinin yolu
Sarp ve uçururnlu kız
ÇORUMLU Kız ÇORUMLU kız
 
Hattuşaş ta hetap olan
Türkmen atlanıp gelen
Nikonia yı yurt bilen
Destanlaşmış dirimli kız
ÇORUMLU Kız ÇORUMLU kız.
Abdullah ERCANın Şiirler adlı şiir kitabından.
 
Abdullah ERCAN 1922-

 

 
Abdullah ERCAN 1922-07 Ocak 2011
 
ÇORUM BAĞLARI İÇİN MANİLER
 
AHÇILAR BAĞI yakın
Nazar değmesin sakın
Muska diye beni o
Yarın boynuna takın
 
Bol üzümlü AYARIK
Olukları dayarık
Koynundan bir elma ver
Zekatına sayarak
 
ÇOMAR yolu Sarıbayır
Tanrım bizi sen kayır
Ne o güzeli benden
Ne beni ondan ayır
 
ÇORAKLIK’tan nar gelir
KÖSEDAĞ’dan kar gelir
Kız senin aşıkların
Eve barka zor gelir
 
ÇUKURAVLAĞI bükte
İki güzel bir yükte
Küçüğü elin olsun
Benim gözüm büyükte
 
ELEMIN bağı varep
Derdine oldum harap
Adam sarhoş olur mu
İçtiğin bir tas şarap
 
ESKİEKİN bağları
Mor sümbüllü dağları
Yel gibi geldi geçti
O muhabbet çağları
 
FITNE BAĞI düzdedir
Püskürme ben yüzdedir
Şu derdimin çaresi
O Kaşta o gözdedir
 
GÜVEYÖNÜ buradır
Gelin saçı turadır
Alla girip salla çıkmak
Bu ellerde töredir
 
Yol üstünde HACIKERIM
Dertten kurtulmaz serim
Yazı bile geçirdik
Kışaysa Allah kerim
 
MÜRSELİN üstü HOY HOY
Kadehlere bade koy
Meze diye sevdiğim
Koynundaki narı koy
 
İBRAHiM ÇAYIRINA
Gün vurmuş bayırına
Eğil bir yol öpeyim
Babanın hayırına
 
Cevizliktir İÇERİDERE
Kız saçını kim öre
Bırak bu garip öpsün
Av karanlık kim göre
 
İğde kokar ILICA
Suyu akar ılıca
Çakır gözlü o kızı
Sevmişim pek delice
 
KAPAKLI dan çay geçer
Kara günler say geçer
Seni görenler sanır
On dördünde ay geçer
 
KAZAN BAĞI uzaktır
Sevda yaman tuzaktır
Kara deme bana ak kız
Biber kara tuz aktır
 
KÖPEKLIK in çağlası
Ak gerdan bal tası
Kolum kanadım kırdı
Şu feleğin baltası
 
MURSAL ın suyu serin
Ok vurdu kirpiklerin
Tabip çare bulamaz
Yaralarım çok derin
 
SÜLÜKLÜ nün suyu az
Kız etme bu kadar naz
Ahirinden ölüm var
İkimizi de komaz
 
Deli akar ZIMBALI
Yarın boyu gül dalı
Kokusu lale sümbül
Tadıysa oğul balı

 

 
 
Ayşe ÇOBAN Abdullah ERCAN İÇİN:
 
DUYGULAR DİLE GELİNCE
 
Kıymetli Hocam’a sevgi ve saygılarımla.
Duydum ki;Çorum’a gelmiş bir yazar,
Görüştüm bilgili,görgülü bir can.
Yaşlanmış ama genç değmesin nazar,
Akrabayız nasıl kaynamasın kan.
Onunla tanışmak nasipmiş bana.
Şairlik vesile olmuştur buna.
Şiiri beğenir gider hoşuna,
“Ayşe Sultan” der o bana her zaman.
Canlı bir tarihtir bu ak saçlı can,
Bu bilge,bu kibar,bu aydın insan.
Onu saygı ile anarım her an,
Sayın hocamızdır Abdullah Ercan.

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

 
 
 

 02

Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Ahmet KURTBAŞ 1969
 
YİNE GÖZÜM ÇORUM'DA

 

Anlamadım,nasıl bir yer bu Samsun.
Derdime derman olmadı benim.
Hey gidi öz şehrim burnumda tütüyorsun
Yaralarım kanar,durmadı benim.
 
Altın kafes mekan olmaz bülbüle.
Hasret kaldım sevdiğime ben yine.
Acıyorum boşa geçen ömrüme.
Umutlarım yaşıyor ölmedi benim.
 
Karadeniz değil mi Samsun'un süsü.
Martı dolu etraf mavi gök yüzü.
Yine de Çorum'da KURTBAŞ'ın gözü
Neşe yok yüzümde,gülmedi benim.

 

Ahmet KURTBAŞ 1969
 
ONA YANARIM  (Çorum Halkı İçin)
 
Hıdırlıkta yatan Kereb-i Gazi'yi,
Görmeden ölürsem ona yanarım.
Yol kenarında duran Erzurum Dede'yi ,
Bulmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Nice sırlar vardır,inan kalede,
Bir çok evler vardır onun içinde,
Sabah namazını Ulu Cami de,
Kılmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Alacahöyük'te vardır sfenksli kapı
Boğazköy'de bulursun büyük arslanı,
Saat Kulesinde çalan o güzel sattı,
Duymadan ölürsem,ona yanarım.
 
Köylerde yaparlar mantı yemeği,
Severler misafire ikram etmeyi,
Ava çıkıp Derin Çay'da yeşil ördeği,
Vurmadan ölürsem,ona yanarım.
 
Bir de Çorum'un leblebisini,
Çok beğenirsin,görsen giysilerini.
Şehit çocuklarının yaşlı gözünü,
Silmeden ölürsem,ona yanarım.
 
Çorum halkı selamlar bütün dünyayı.
Yazın sen de görürsün allı turnayı.
Son olarak bir daha Çorum Halayı,
Çekmeden ölürsem,ona yanarım.
 
KURTBAŞIM sevmem inanın nazı,
Soğuk olur kışı,sıcaktır yazı.
Büyüyüp şehrimden bir güzel kızı,
Almadan ölürsem,ona yanarım.
1986

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

 
 
 

 03

Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Aşık FEYZULLAH ?-?
 
KASİDE-İ KAPUSUZ
 
Erzurum’dan aldı Kapusuz ünün
Bin bir eşkıyadan çevirmez  yönün
Yolum şehitliktir çekmedi gamın
Ali cengin burda etti Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
Amasyalı çıkmadı ha denge
Merzifonlu dayanamadı bu cenge
Ölenimiz Şehit bu günkü günde
Uralım yoldaşlar dedi Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
Kimler gördü böyle cengi Urumda
Beylik aslan gibi durur yerinde
Koç yiğitler yetişmiştir ÇORUM’da
Sedd’i  İskender oldu Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
Valiler carına gelmedi kaldı
Kurdoğlu bu sefer iyi nam aldı
ÇORUM’lu bayramı metriste kıldı
Namının sahibi imiş Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
On kese akça ikraz ettik almadı
Çapanoğlu imdadına gelmedi
Fukaranın hiç halini bilmedi
İmdat sana Haktan olsun Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
ÇORUM’u almak kastına döğüştü
Yeniçerin görüp tedbirin şaştı
İptida cenginde Genç Osman düştü
Allah sana fırsat verdi Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa
 
Aşık Feyzullah çok zahmet çektin serhatte
Hakkımız icra olunsun hep ahirette
Söylensin namın hep din-ü devlette
Cennettir makamın senin Kurdoğlu
Gün bu gün ki gün der Süleyman ağa

 

 
AŞIK FEYZULLAH ?-?
 
HARF HARF
 
Elif
Elif Erzurum Dedeyi
Kılalım Hakka nidayı
Zikrinden koma Hüdayı
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Be
Size geldi Ubeyt Gazi
Velilerin geçer nazı
Kılalım Hak’ka niyazı
Hüd bizden razı olsun
 
Te
Te ile geldik tekkeye
Hacılar gider Makke’ye
Meşgul olalım takvaya
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Se
Seyran eyler gezerim
Daim Hak ismin yazarım
Dirarda kaldı nazarım
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Cim
Cim aşık olmuş Cennete
Düşürdü bizi minnete
Rast geleyim bir himmete
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Ha
Ha geldi İmam Hasan’a
Bağrını ağu kesene
Lanettir anı basana
Hudam bizden hoşnut olsun
 
Hı ile İmam Hüseyin
Yezidin başın keseyin
Kimini dara asayın
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Dal
Dal ile Davut ümmeti
Sıratta ister selameti
Hakk’tan bil her alameti
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Zel
Zel eyledi beni zelil
Muratları verir celil
Kabe’nin bünyadı Halil
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Rı Rızanın adıdır
Bu lezzet anın tadıdır
Münkirler bize adudur
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Ze
Ze ile Zeynel Abidin
Evliyadır kesm’ümidin
Kötü ameli unutun
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Sin
Sin geldi Seyyid Murad’a
Harici çıksa arada
Maksut hasıldır orada
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Şın
Şın bizden hoşnut olsun
Nuru ile cihan dolsun
 
Ya
Ye nimeti de hamd olsun
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Sad
Suheyb Rumi sad’a geldi
Muhammed’den dersin aldı
Aşık maşukunu buldu
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Dat
Ol bir aşktır dadabilsen
Bahir derya ada bilsen
Her sunduğum bade bilsen
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Tı tıpkı aşkı sürmez mi
Ziyana zerre katmaz mı
Ayın aslanı bilmez mi
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Ayın
Ayın arşı yüce kurmuş
Aşıkları secde kılmış
Ey bu fani kime kalmış
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Gayın
Gayın yani seni bilir
Ben aşk ile oldum dilgir
Bunu veren dne alır
Madam Nzden hoşnut olsun
 
Fe
Fe feyilirni yakarım
Duşa gelince akarım
Nefti odlarlayakarım
Hüdam bizden hoşnut olsun
 
Kaf
Karta kalmadı kararım
Derdinıe derman ararım
Nefsimden çcktur zararım
Madam bizden hoşnut olsun
 
Kef
Kef ile gelir kerarnet
Eviiyayeyle ziyaret
Bu ne hikmet ne alamet
Hudam bizden hoşnut olsun
 
Lam
Lamda diyelim Lillah
 
Mim
Mini Muhammed’dir billalı
 
Nuri
Nun nurudur vavvallah
Madam bizdin hoşnut olsun
 
Ha
He ile olur hünkarım
Yoktur bu sözde inkarırn
Cümlesinden ben günahkarım
Hüdam bizdin hoşnut olsun
 
 
Ye
Yenkonia ÇORUM oldu
Bu ad ile şeref buldu
Feyzullah nasibini aldı
Hüdam bizden hoşnut olsun

 

 

 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

 
 
 

 04

Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

ATTİLLA OSMAN 1922-
 
ANKARA ÇORUM ARASI
 
Göge bak lüzum yok
Her dağ bir ada
Hele kuşlara sözüm yok
Kuşlar havada
Nasıl kaderdir bu böyle
Uçsuz bucaksız
Küsmüş toprak ana köye
Ova ocaksız
Yarık yarık yarılmış dağ
Susuz dereler
Ağaç yok nerede bağçe-bağ
Ki ses verirler
Bitmez yüzyılların yaşı
Zaman uyumuş
Ankara ÇORUM arası
Gök boş toprak boş
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

 
 
 

 05

Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Aydın KARABAY
 
ONLAR İSTİYORLAR
 
Bir yoldur gidiyorlar
Ana, baba kardaş bilmiyorlar
Ne söz, ne laf dinliyorlar.
Ona, buna yıllardır kurşun sıkıyorlar.
 
      Ondan sonrada biz haklıyız diyorlar
      Gece, gündüz bağırıp çığlık atıyorlar
      İşlerine yaramayınca, çiğneyip salıyorlar
      Terbiyesizler Çorum’da Paşama kurşun atıyorlar.
 
Aydınız diyip yollara çıkıyorlar
Kurşun, sıkanlara af istiyorlar
E’den F’ye özgürlük istiyorlar
Ama ölüm oruçlarını unutuyorlar.
 
       Aydınım, bir çareyim, garibim
       Atam senin yoluna, vatanına çareyim
       Toprağında şehit neferiyim
       Akan kanlarına bir nebzeyim
 
Bu vatanın ekmeğini yiyorlar
Bu toprağın suyunu içiyorlar
İçten içe kin güdüp, gülüyorlar
Aydınız diyip garip hakkı yiyorlar
 
       Ondan sonra biz haklıyız diyorlar
       Doğruyu, dürüstü hiç istemiyorlar
       Eğitime, kültüre, fikre, düşünceye
       Vatana, ihanetler istiyorlar.
 
Paşaya ne oldu diyorlar
Arkasından pusu kuruyorlar
Kardeş, kardeşi kırıyorlar
Sessiz Çorum’a darbe vuruyorlar.
 
        Fakire dönen Türkiye’me bakıyorlar.
        İsteyene vermiyorlar, bol bol kurşun istiyorlar
        Okuyana isteyene, verene karışıyorlar.
        Ondan sonrada aydınız diyorlar....
 

Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

 
 
 

 06

Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

Ayşe ÇOBAN 1953-2006  
 
GÜZEL ÇORUM’UM -1-
 
Çamı kucaklamış asmanın dalı,
Yaprak arasında üzüm ne güzel.
Gören diyor sanki bunlar sevdalı,
Bakmaya doyulmaz yazın ne güzel.
Biri ağaç,biri meyvedir bunun,
Büyümüş dal dala sokaklar memnun,
Kuşlar meyvesine bayılır onun,
Gövdeden yapılan sazın ne güzel.
Söğüt dallarını eğmiş yerlerde,
Dallar sallanıyor esen yellerde,
Kırmızı gül yanaklarda ellerde,
Koklarken gülleri nazın ne güzel.
Selviye benziyor incedir boyu,
Aslına çekiyor güzeldir huyu,
Orta Asya’dan gelir Türklerin soyu,
Şiirde duyulan hazın ne güzel.
Tarihidir şu Çorum’un konağı,
İskilip’in meşhur tahta çanağı,
AYŞE der köyümün yufka sunağı,
Tandırda yapılan pazın ne güzel.

 

 
  • Ayşe ÇOBAN 1953-2006         
  •  
    GÜZEL ÇORUM’UM -2-
     
    Aşıp gelin tepesini dağını
    Seyir edin bahçesini bağını.
    Tarih kokar Hititlerin çağını
    Gönül Gözleri görmek ne güzel
     
    Adım adım gezin ÇORUM ilini
    Bulursunuz erenini pirini
    Hıdırlık’ta evliyalar yerini
    Ziyaretle selam vermek ne güzel
     
    Gezip görün evlerinin önünü
    Nergisini,sümbülünü,gülünü
    İnsanları dostça uzatır elini
    Bu mutlu dostluğa ermek ne güzel
     
    Çayırlarda güreş tutar yiğitler
    Atasından almış altın öğütler
    Şairler söyler içli beyitler
    Bu soylu bahçeye girmek ne güzel
     
    Tarlamızda arpa buğday ekeriz
    Bizler ÇORUMLUYUZ leblebi yeriz
    Şivemizdir arada heri deriz
    Buğdayı harmanda sürmek ne güzel
    Şairden alınmıştır

     

     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006  
     
    ERELİM GÖNÜL
     
    Gel ey gönül buradan köye aşalım
    Hoş sohbetle selam verelim gönül
    Kamımız acıktı tez ulaşalım
    Nefis yemeklere erelim gönül.
     
    Meşhurdur ovada çitime bostan
    Tatlı keşkeği var yesin hastan
    Pekmezi sahandan ayranı tastan
    Yiyip içip burada duralım gönül
     
    Yağlı mayalısı tandır çöreği
    Orak’ta yapılır hamur böreği
    Bunca nimet bize din’in direği
    Midelere hatır sorayım gönül
     
    Kışın kaymağını yazın sütünü
    Koyunların külbastıdan etini
    Pilav üstü gelir kazın bütünü
    Oluk’da üzüm görelim gönül
     
    OVAKARAPINAR Köyümün adı
    Masaf mantısının güzeldi tadı
    Eş AYŞE ÇOBAN’ım yedin kalmadı
    Şükredip ÇORUM’a varalım gönül
     
    Yemeğin sonunda hasıda konur
    Sağ olun bizlere verdiniz onur
    Hamd olsun Allah’a dua okunur
    Gönüllerde dostluk kuralım gönül.
    Şairden alınmıştır.

     

     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006  
     
    KÖYÜME
     
    Kızıl Bayırını,ince belini,
    Size anlatayım köyüme bakın...
    Doğusundan gelen yağmur selini,
    Çöğüre vermişler köyüme bakın...
    Kimi göçün alıp şehire gitmiş,
    Kimisi ömrünü köyde tüketmiş,
    Kimisi kirletmiş,kimi yok etmiş;
    İnsanı yorulmuş köyüme bakın.
    Uzaktan görünür tepeler,dağlar.
    Harap olmuş köyde üzümlü bağlar.
    Anılarda kaldı o eski çağlar;
    Çiftlikler kurulmuş köyüme bakın.
    Parası bol diye soğan ekerler.
    Görmek için bin bir zahmet çekerler;
    Satılmazsa gece çöpe dökerler
    Cömertler sorulmuş köyüme bakın.
    AYŞE duygulanıp şiire dökmüş,
    Cahil,bahçedeki gülleri sökmüş,
    Bülbül figân edip boynunu bükmüş;
    Kayalar örülmüş köyüme bakın.

     

     
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006  
     
    KÖYÜM
     
    Köyüm;bu şiirim,özlemim sana !
    Doğduğum yer anam gibisin bana.
    Unutamam toprağını taşını,
    Kumuyla oynadığım pınar başını.
    Gölün üst başında Ahar Dedemiz,
    Suyu görünürdü berrak ve temiz,
    Kulağı akanlar şifa dilerdi,
    Çamur ve suyundan alıp giderdi.
    Tuğla ocağına toprak satıldı,
    Gelirine ek bir gelir katıldı.
    Sevgi kokuyordu toprağı taşı,
    İştahla yiyorduk biz bulgur aşı.
    Çalışırdık büyük,küçük demeden,
    Kimseyi hor görüp küçümsemeden.
    Arpayı,buğdayı ederdik harman,
    Düvene binmesi hoştu o zaman,
    Çocuktuk bizlere oyun gelirdi,
    İşin zorluğunu babam bilirdi.
    Burcu burcu kokar iğdesi,gülü,
    Şekerden tatlıydı ebemin dili,
    Anlatırdı bize geçen zamanı,
    Unutma ey yavrum köyünü tanı
     
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006  
     
    ZELZELE
     
    Hep bir oldu zengin fakir
    Çorum sallandığı anda.
    Rabb’im bağışladı şükür,
    Kullarını dar zamanda.
    Allah’ın lütfüdür yine,
    Uyandık ezan sesine,
    Geçmiş olsun cümlesine
    Tüyler ürperdi insanda.
    Bir zaman salladı durdu,
    Korkanlar çadırı kurdu.
    Bebekliye çadır zordu,
    Diye düşündü olanda.
    İsteyen tedbirin alsın,
    Takdiri Mevlâ’ya salsın,
    İsterse evinde kalsın
    Yazıyordu şu yayında...
     
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006
     
    DUYGULAR DİLE GELİNCE
     
    Kıymetli Hocam’a sevgi ve saygılarımla.
    Duydum ki;Çorum’a gelmiş bir yazar,
    Görüştüm bilgili,görgülü bir can.
    Yaşlanmış ama genç değmesin nazar,
    Akrabayız nasıl kaynamasın kan.
    Onunla tanışmak nasipmiş bana.
    Şairlik vesile olmuştur buna.
    Şiiri beğenir gider hoşuna,
    “Ayşe Sultan” der o bana her zaman.
    Canlı bir tarihtir bu ak saçlı can,
    Bu bilge,bu kibar,bu aydın insan.
    Onu saygı ile anarım her an,
    Sayın hocamızdır Abdullah Ercan.
      
     
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006
     
    KÜTÜPHANE
     
    Devlet Hastanesi Kütüphanesi Çorum:
    Söyle kütüphane ! Suçun mu vardı ?
    Kapına zincirli kilit vurulmuş,
    Okuyucun mu yok,yerin mi dardı.
    Sana mahkûm olmak uygun görülmüş,
    Birkaç gün yattım da sıkıldı canım,
    İçeriye baktıkça donuyor kanım,
    Okumak yasak mı ? Hemşire hanım.
    Sordum da bilmezmiş o da yorulmuş,
    Hastalar bunalmış gönülden ezik,
    İnsan taştansa pek,güldense nazik,
    Acırım kültürsüz insana yazık,
    Kitleme manası kime sorulmuş.
      
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006 
     
    ÇİĞDEMİM
     
    Şubat ayı ılık geçti bu sene,
    Eridi dağların karı çiğdemim.
    Canlandı topraklar kabardı yine,
    Açtı yıldız yıldız sarı çiğdemim.
     
    Bu yılın baharı yağmurlu oldu,
    Kuruyan göletler sularla doldu.
    Topraklar yeşerdi,can hayatbuldu.
    Ezelden Yunus'un yari çiğdemim.
     
    Kandil'den esiyor Çorum'un yeli,
    Çağlayıp akıyor derenin seli,
    Renk renk çiçeklenmiş bayırın beli,
    Uçuşur üstünde arı çiğdemim.
     
    Çiğdemle süslenmiş ellerde çalı,
    Çocuklar sevinçle tutmuşlar yolu,
    Hağbelerde bulgur,helke yağ dolu.
    Katarlar pilava duru çiğdemim.
     
    Ey AYŞE ÇOBAN'ım,Çorum İlinde,
    Severek yazarsın kalem elinde,
    Çiğdem şiir olur gönül dilinde,
    Vatan toprağının Nur'u çiğdemim.
     
    Ayşe ÇOBAN 1953-2006 
     
    DAVET
     
    Gel;ey gönül,burdan köye aşalım.
    Hoş sohbetli selam verelim gönül.
    Karnımız acıktı,tez ulaşalım,
    Nefis yemeklere erelim gönül.
     
    Meşhurdur ovada çitime bostan,
    Tatlı kış keleği ver yesin hastan,
    Pekmezi sahadan,ayranı tastan,
    Yiyip,içip burda duralım gönül.
     
    Yağlı mayalısı,tandır çöreği,
    Orakta yapılır hamur böreği,
    Bunca nimet bize dinin direği,
    Midelerde hatır soralım gönül.
     
    Kışın kaymağını,yazın sütünü,
    Koyunların külbastıdan etini,
    Pilav üstü gelir kazın bütünü,
    Olukta üzümü görelim gönül.
     
    Yemeğin sonunda hasıda konur,
    Sağ olun bizlere verdiniz onur,
    Hamd olsun Allah’a dua okunur,
    Gönüllerde dostluk kuralım gönül.
     
    Ovakarapınar Köyümün adı,
    Masaf mantısının güzeldir tadı,
    Ey AYŞE ÇOBAN’ım yedin kalmadı,
    Şükredip Çorum’a varalım gönül.

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     07

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR 1908
     
    ÇORUM İÇİN BİR DÖRTLÜK
     
    Sağda:şark,imbiğinden dökülen meyler sızlar;
    Solda çarka kaptırmış Avrupa var.
    Gel çek beni elimden,sağım.solum uçurum,
    Ruhumu badireden kurtar artık ey ÇORUM.
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     08

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    CEYHUN ATIF KANSU 1919-
     
    ÇORUM İÇİN ŞİİR
     
    Açılın,şöyle bir beyler,
    Başlıyor dağlar,yaylalar oyunu
    El ele tutuştu şehirler köyler,
    Kurban edin yurda,kesin koyunu.
     
    Vur ey Çorumlu vur inlesin davul,
    Saz oldun gönlümde yurdun çalındın,
    Oyunda birleşir babayla oğul,
    Bir şenlik içinde süzülür alay.
     
    Türkmen kızı,söğüt dalı mısın sen?
    İnce ince,hafıf hafif salındın,
    Bağlama adını döktü tellerden,
    Saz oldun gönüme vuruldun çalındın.
     
    Unutma sevgimi iğdeli gelin,
    Mendilinde sakla istediklerini,
    Adımı çiziyor gül beyaz elin,
    Türkülerine koy dileklerini.
     
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     09

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Cuma TÜRKMEN 1962
     
    BÜĞET KÖYÜ
     
    Nasıl anlatayım köyüm ben seni
    Anlatın gariptir,dinleyen garip
    Tomurcuk gül gibi çekersin beni
    Kır çiçeği gibi koklayan garip
     
    Bin evlerden çıkıp yokuşa sardık
    Asfaltı bırakıp ham yola kaldık
    Kaç hükümet geldi,kaç mebus gördük
    Bu sefil halini sormayan garip
     
    Selam sana yedi abdallar tekkesi
    Mana aleminde köyün bekçisi
    Mezarda yatanın var mı bekçisi
    Üç İhlas Fatiha bekleyen garip
     
    Destur kalkan Baba köye girelim
    Kimler gelmiş,kimler geçmiş soralım
    Gökçe Sultan dergahına varalım
    Cem evinde semah dönmeyen garip
     
    Dülkadir oğluna mekan olmuşsun
    Böğürtlen tikenden adın almışsın
    Onlar gitmiş,sen geride kalmışsın
    Yükseklerden seni horlayan garip
     
    Devret tepesinin güzü yaylası
    Soğuk olur Kuzoğlunun çeşmesi
    Selam sana Ben Dağının tekkesi
    Senin mekanına geleyim garip
     
    Ayarık,ilice bağının bekçisi
    Yaşlı amcam emektar tarihçesi
    İstanbul Gebze genci kepçesi
    Yılda bir gün köye gelmeye garip
     
    Çirçir tepesinden esiyor poyraz
    Çalışkandır köyüm sevilmez haylaz
    Çomar üzümünden olur mu pekmez
    Kavşut bağlarını görmeyen garip
     
    Evliya nutuklu keykürün suyu
    Askeri kışlada Türkmen’in beyi
    Barajı besliyor köyümün çayı
    Helaya kanalı yapmayan garip
     
    Üç dere yatağı dalgalı alan
    Yüzeli hanedir köyde oturan
    Köyün nergisisin hey Deli Hasan
    İçince Hasan’a gülmeyen garip
     
    Kal altında sarı çiğdem çıkardı
    Koyun otlar,kuzuları melerdi
    Bağlar oluğundan sığır gelirdi
    Simentel sütünü içmeyen garip
     
    Al yeşili giymiş gelinler kızlar
    İki bayram gelir barışır küsler
    İlişkiler sıcak,samimi sözler
    İçimden gümanı silmeyen garip
     
    Bir ahlar alırsın hey esmer Cemal
    Bir gün de ne olur kuşlukta gel
    Gelecek nesili taşırsın Mürsel
    Cuma kıymetini bilmeyen garip
     
    Yeter TÜRKMENOĞLU hem hoca,hacı
    Doğruyu söylersem sözlerim acı
    Basında,medyada köyümüz önce
    Radyo Merhabayı duymayan garip

     

     
    Cuma TÜRKMEN 1962
     
    PARÇACILAR SOKAĞI
     
    Gel sizinle bir seyahat edelim,
    Katılın bizlere şiir sevenler.
    O sokakta ne var,ne yok görelim
    Ya düşünür olur,bize gülelim.
     
    Çöplü mahallesin Pertev Bey Sokak
    Ne güzel çamaşır satılır bakak.
    Ayvaz çay ocağı,sanki bir durak
    Orakçı Harun’a benden selamlar.
     
    Nurettin Beyde sakal bırakmış
    Hacı bugün Unculuya takılmış
    Gene abdestsiz diyip tutturmuş
    Kabul etmez bu şakayı bilenler.
     
    Yahudi oyunu çözülsün artık
    Herkes birbirine sarılsın artık
    İlahi adalet kurulsun artık
    Gelin safımıza bunu duyanlar.
     
    Zekeriya Fatih Şirin kardeşler
    Hakkıyla İslâm’ı bilen kardeşler
    Af ola ; acıdır dilim kardeşim.
    Cennetliktir hakikate erenler.
     
    Yusuf amca dilin ne tatlı
    Ömer emmi boyun çok uzun katlı
    Kırmızı elbisem senden çok dertli
    Varmasın Ömer’e alı giyenler.
     
    TÜRKMENOĞLU sokakta bir garip yolcu
    Mustafa sanma ki gözlerim ölçü
    Kötülük yoluna olamam elçi
    Kurtulmuştur hak yoluna girenler.

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     10

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Çiğdem NALÇACI
     
    ORTAKÖY
     
    Gün doğdu tepesinden bakıyorum,
    Görünümde küçük bir köy,
    Düşünürseniz belki nere burası
    Yeşili,insanı ile ORTAKÖY burası
     
    Hemen eteğinde vardır çeşmesi,
    İnersen aşağı içersin suyundan,
    Düşünürsen belki nere burası,
    Taşı ile suyu ile Pınarköy’dür orası.
     
    İnersen biraz daha aşağı,
    Çıkar yoluna Süleymaniye camii,
    Düşünürsen belki nere burası,
    Jandarması sağlığı ile Sünnencik’tir burası,
     
    Tepeden inersin köyün içine,
    Durursan tam orta yerine
    Düşünürsen belki nere burası,
    Belediye çalışanları ile ORTAKÖY’dür burası.
     
    PTT’nin aşağısındadır tüm daireler
    Dördüncü kattadır Kaymakam makamı,
    Düşünürsen belki nere burası,
    Sayın Yılmaz Arslan ile ORTAKÖY’dür burası,
     
    Unutmadan yazayım Bozyerdedir sahası,
    Hemen yanıdadır mezbahası,
    Düşünürsen belki nere burası
    Top oynayan memuru,genci ORTAKÖY’dür burası,
     
    Çiğdem yazdı çok sevdiği köyünü,
    Taktiri bıraktı siz büyüklere,
    Düşünürseniz belki ne anlatmak istiyor,
    Gayesi çok iyi tanıtmaktır köyünü.
     
    Yılmaz Arslan’ın hazırlattığı Ortaköy gerçeği Anıları kitabından alındı
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

    11

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    DELİ BORAN 1838-1900
     
    Kandil baba çıkmış kendi köşküne (1)
    Elvan Çelebi’ye varır müşkile (2)
    İmam Hasan Hüseyin aşkına
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Kutluk Baba Sultan Yancak’ta yatar (3)
    Zeyael Abidin’den dem alır satar
    Ihsan et kuluna bir himmet yeter
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Hadır Dede Sultan gün gibi şakır (4)
    Eşiğine yüzümü sürdüm çok şükür
    Nesli Al’evladı Muhammed Bakır
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Kum Baba Sultan’a süreyim yüzüm (5)
    Destüm-ü damanım aşk-u niyazım
    Koyun Baba sultan Musa’yı Kazım (6)
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Ibik Eren’lere dest-ü damanım (7)
    Haydar-ı kerrar’dır dinim imanım
    Askeriyye Mehti tendeki canım
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Kızıl Deli Sultan severim candan
    Ayırma kulunu dinden imandan
    Her dem her saatte umarım senden
    Bağışla günahım mürvet ya Ali
     
    Hüseyin Gazinin doğrudur yolu (8)
    Günahkar DELİ BORAN Kapıyın kulu
    Alemin Umudu Pir Bektaş Veli
    Bağışla günahını mürvet ya Ali,
     
    (1) Çorum’un doğusunda Kandilkaya tepesinde yatır
    (2)Elvan Çelebi Köyünde yatır
    (3)Çorum Sungurlu Boğazkale bucağı Yanıcak köyündeki yatır
    (4)Çorum’un kuzeyinde Eğerci dağındaki yatır
    (5)Çorum Osmancık Kumbaba köyündeki yatır.
    (6)Çorum Osmancıkta yatır
    (7)Çorum İskilip İsik köyünde yatır
    (8)Çorum Alaca Hüseyin Gazi’deki yatır.Battal Gazi’nin babasıdır
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     12

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Dursun YILDIRIM
     
    ORTAKÖY
     
    Güzel ORTAKÖY ne güzel şansın var,
    Hükümet konağını bastın bağrına.
    İzmir Fuarına gerek kalmadı,
    Birde kıbleye karşı bakışın var.
     
    Doğan Dede,İsmail Pınarı
    Ebuzemzemeye benzer Pınarköyün suları
    Pervane dönüyor,yeni gelen kumruları
    Övgüye değer ORTAKÖY.
     
    Dağlarında keklikler ötüşür,
    Bağlarında her türlü elma yetişir
    Mahsun halkı rızkıyla çalışır,
    Övgüye değer ORTAKÖY.
     
    Güneşi kucaklamış almış,Ardıçlı yazı,
    İçinde başlıyor tarihi kazı
    Övgüye değer ORTAKÖY.
     
    Kürtkonan’a yapılsaydı gölet,
    Devlet kapısına dökülseydi millet
    Devlet üstü devlet açılmazdı
    İhsan kapısını kullarına yahu..
     
    Gölet olacak suyu.Karadeniz’e akıyor.
    Memleketin işsizliği çok canlar yakıyor,
    Bu yoksul millete kim sahip çıkıyor
    İhsan kapısı açılmadı yahu..
     
    Ayva ile nar burada yetişiyor.
    Dağlarında lale sümbül yetişiyor.
    Dertlinin derdine tabip yetişiyor
    Ihsan kapısı açılsaydı yahu..
     
    Bu işin başında kaymakam var.
    Çok uğraştık yol vermedi karlı dağlar.
    Önümüzde rehber Kaymakam bey var.
    Belki ihsan kapısı açılır beyler.
    Yılmaz Arslan’ın hazırlattığı Ortaköy gerçeği Anılar kitabından alındı
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     13

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Erman YILDIRIM 1982-
     
    ÇORUM DİNLENTİSİ
     
    Sırtını dayamış Kösedağı’na
    Çiğdemler mor sümbüller var burada
    Tarihi dayanır Hitit çağına
    Doğa harikası güzel Çorum‘un
     
    Bahçelirned gezip çiçekler toplarım
    Elmanın,armudun tadına bakarım
    Nergisini gülünü çiçeğini toplarım
    Mısradasın dildesin güzel Çorum’um
     
    Ağustosta Kuşsaray’ın çıkayım
    Yorulmuşum yelli gedikte soluklanayım
    Kel ahlata sırtımı dayayım
    İhvanların yatağı güzel Çorum’u
     
    Sıklık Boğazında Çomara geçeyim
    Kaymakçıda hele bir dinleneyim
    Yaylasına dertlerimi dökeyim
    Özümdesin gözümde güzel Çorum’um
     
    Çorum; kültürün bambaşka
    Şair, yazar yetiştiriyor yurda
    Sanayide hedefi atom çağına
    Gönlümdesin yüreğimdesin güzel Çorum’um

     

     
    Erman YILDIRIM 1982-
     
    ÇATAK
     
    Çamlıktır köse dağı
    Kucaklamış çatağı
    Çatak turistik yerdir
    İhvanların yatağı
     
    Şeyh Hazma ona bakar
    Kaynaktan sular aka,
    Baharda çiçek takar
    Gerdanına Kösedağı
     
    Çatak meyve dolu
    Turizme açmış yolu
    Yaylada Kösedağı

     

     
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     14

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Erol DUYGUN 1957
     
    BİZ DERİZ “HERİ”

     

    Çorum yöresinde çocuk “GOBEL”dir,
    Pekmezi çeviren kevgir “GÜDEL”dir,
    Rüzgarın adi bizde de “YEL”dir,
    Konuşurken dosta deriz biz”HERİ”
     
    Bostanın küçüğü “DÜGLEK”tir bizde,
    Derman bırakmıyor yokuşlar dizde,
    Burdanın anlamı “AHA”dır sözde,
    Konuşurken dosta deriz biz”HERİ”
     
    Layık gördük lahanaya “KELEM”i
    Muşmulaymış geç fark ettik “DÖRGEL”i,
    Pirinçle doldururduk evde “HARAL”i,
    Konuşurken dosta deriz biz”HERİ”
     
    Yiyeceğe “AZIK”,hamama “YUNAK”
    Patatese “GOMPİR”,domatese “FIREK”,
    Bütün bu taamlar DUYGUN’a gerek,
    Konuşurken dosta deriz biz ”HERİ”
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

    15

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 1914-
     
    HİTİTLİ KIZ
     
    Çorum’da doğmuş Hititli bir kız,
    Sen Hititli bir genç
    Sevgimizi kıskanan ölüm
    Bütün ölümlerden iğrenç
     
    Gömüldü ya Çorum toprakları hep açar
    Nice çiçekleriyle onu
    Ben gece gündüz sevgisini açarım
    Yadsırım ölüm denen sonu
     
    Hitit karanlıklarında
    Sesin gecemizi aydınlık ederdi
    Sanki güzelliğin
    “Sen beni benden çok yaşayacaksın” derdi.
     
    Karımı çok sevdim binlerce yıl
    Seviyorum da
    İşte gece bir çiçek gündüz bir çiçek
    Hitit yeli evliliğimizi büyütür Çorum’da
     
    Ne YAZAR deme karısı ölmüşse
    Acısından dev olmuştur işte
    Gök ağzında leblebi
    Bakışları Hitit elleri Çorum
    Yazar yüreğine Adnan Binyazar

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     16

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Güner KAYMAK 1959

    GÜZEL ÇORUMUM

    Güzel Çorum güzel ilim 
    Gözümde tutuyorsun özledim seni 
    Seni tarif etmeye yetmiyor dilim 
    Aklımdan çıkmıyorsun özledim seni 

    Hattuşaş'ı aşınca seni görürüm 
    Kiremit fabrikalarına bakar ovunurum 
    Terminale girince çok sevinirim 
    Güzel memleketim özledim seni 

    Saat kulesini varıp görmeli 
    Sarrafı esnafı gezip görmeli 
    Leblebiciye girip birkaç kilo almalı 
    Güzel vilayetim özledim seni 

    Ozan GÜNER coşa geldi söyledi 
    İndi aşkın deryasını boyladı 
    Çorum için gizli gizli ağladı 
    Güzel memleketim özledim seni 

    Amsterdam/30.03.2003

     

     
    Güner KAYMAK 1959

    CAN ÇORUMLU

    Biz Çorumluyuz Çorumlu
    Bir birimizden sorumlu
    Yerim o tatlı dilini
    Hey sırma saçlı Çorumlu

    Yeter nazı bırak heri
    Aşkınla olmuşum deli
    Çok fena özledim seni
    Gel sarılalım Çorumlu

    Çorum benim memleketim
    Yıllardır ona hasretim
    Belki de sensin kısmetim
    Evlenelim biz Çorumlu

    Ozan GÜNER mutlu olsun
    Çektiğimiz çile dolsun
    Bu can sana kurban olsun
    Gir koluma can Çorumlu


    Amsterdam / 19.02.2008

     
    Güner KAYMAK 1959
     
    CANIM YAYLACIK

    Unutmak mümkün mü Yaylacık seni
    Doğup büyüdüğüm şirin köyümsün
    Hep yerinde sayman kahreder beni
    İlçe değil, sen il olmaya layıksın

    Dört mevsim yaşanır ulu yerdesin
    Havan temiz bin bir derde devasın
    Tertemiz suların boşa akmasın
    Baraj değil, sen denizlere layıksın

    Dağlarında çiğdem çiçek açılır
    Lale nergis mormenekşe seçilir
    Buz gibi suları afiyetle içilir
    Anlatmaya değil, görülmeye layıksın

    Nice er evliya bağrında senin
    Demirci Baba’dan havan hep serin
    Burcu burcu koku saçar güllerin
    Tabiat harikası denilmeye layıksın

    Tarlalarında ekilir mercimek nohut
    Ormanında dolu meşe palamut
    Yanmış ciğerini kar ile soğut
    Güzel Köyüm denilmeye layıksın

    Kınalı keklikleri çok öter dağında
    Bülbüller şakır bahçesinde bağında
    Tarihi eserler gömülüdür bağrında
    Medeniyet beşiği anılmaya layıksın

    Yankı yapan kayaların çıkmaz aklımdan
    Madımak pancarın, doyulmaz tadından
    Ozan GÜNER bir ah çeker kahrından
    Türküye, şiire, sen destanlara layıksın

    Amsterdam 14.12.2004

     

     
    Güner KAYMAK 1959
     
    CENNET BAHÇESİDİR BİZİM ORALAR
     
    Çorum ilimizdir Ortaköy ilçem
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Yaylacık rüyamda her gün her gece
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Cemilbey yoluna girdiğin zaman
    Hafif rüzgar eser dertlere derman
    Şanlıosman köyü dinlemez ferman
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Oldukça kuytuda kadıderesi
    Çoğu bilmez balıyakup neresi
    Çok meşhurdur gökçepınar dedesi
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Yeşilyayla bizim köye çok yakın
    Ordan karagöz'ün seyrine bakın
    Hımıroğlunu arada unutman sakın
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Kirazlıpınar'ın yoktur kirazı
    Mollahasan halkı bahtına razı
    Keşlikte edelim hakka niyazı
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Sogucak köyü bizden alır suyunu
    Bilmiyorum kılavuzun huyunu
    Unutmadım akpınar'ın yolunu
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Sultanköy çopraşık sarı süleyman
    Kızılhamza köyü dinlemez eman
    Fındıklı'ya yolun düştüğü zaman
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Karahacip köyü salbaşa yakın
    Oruçpınar'da çamlara bakın
    Cevizli köyünde yaylaya çıkın
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Hiç görmedim senemoğlu köyünü
    Kavakalan ortaköy'e dönmüş yönünü
    Su çevirmiş incesu'nun önünü
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Yukarı kuyucak yukardan bakar
    Esentepe suyu çağlayıp akar
    Büyükkışla asar yürekler yakar
    Cennet bahçesidir bizim oralar
    Demirci baba da kaldı nazarım
    Her satırda ben yaylacık yazarım
    Güner der köyümde olsun mezarım
    Cennet bahçesidir bizim oralar
     
    Amsterdam / 03.07.2009
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     17

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Halil KAYMAK 1992-

     

    GÜZEL İLİM ÇORUM
     
    Nasıl meth edeyim ilim ben seni,
    Bağların bahçelerin etkiler beni.
    Dağlarla çevrili bütün her yanı,
    Ne güzel yerini bulmuş Çorum’um.
     
    Yaz gelince açılıyor gülleri,
    Öter dalında,hoş bülbülleri.
    Bütün asfaltlanmış kara yolları,
    Gittikçe ileri gitmiş Çorum’um.
     
    İlim övülmez mi o bol su ile,
    Her tarafa giden asfalt yol ile,
    El ele vermiş ilçeyle,köy ile.
    Güzel çalışmasın bilmiş Çorum’um.
     
    Git gide yükselir Çorum’un sesi.
    Binalar çoğalır,bu neyin nesi ?
    Azimle çalışır belediyesi,
    Bütün halkın yüzü gülmüş Çorum’um.
     
    Her köyüne elektrik verilmiş,
    Güzel güzel binaları kurulmuş,
    Bütün Çorum halkı hep birlik olmuş,
    Kalpten ikiliği silmiş Çorum’um.
     
    İnsanı cana yakın,geliyor söze.
    Sebzesi boldur satar ucuza.
    Çok büyük faydası dokunur bize,
    Çarşısı,pazarı dolmuş Çorum’um.
     
    Bu şiirim her dilde okuna,
    Dileğimiz Türk Milleti kalkına,
    Saygımız sonsuzdur,Çorum halkına,
    Çevresine kıymet verir Çorum’um.
     
    Dalgalansın daima Türk’ün Bayrağı,
    Birleşerek yakın edek ırağı,
    Unutmayın ozan Halil KAYMAK’ı
    Ne güzel ozanları varmış Çorum’um.
    1991

     

     
    Halil KAYMAK 1992-
     
    YAYLACIK
     
    Gönül arzuladı kendi köyümü,
    Serin yaylasını, soğuk suyunu.
    Çoban olup gütseydim koyunu,
    Ne güzel yerini bulmuş Yaylacık.
     
    Daimi hoş geçer, baharı yazı,
    Madımak topluyor gelini kızı,
    Üç Pınara doğru Çördük Boğazı,
    Ne güzel yerlerin varmış Yaylacık.
     
    Daz tepeye vardım eyledim seyran
    Şahin Pınarı gördüm, aldı bir heyecan.
    Ne güzel yaptırmış NİYAZİ ÖMERCAN
    Seni sevenleri varmış Yaylacık
     
    Hava bulutlanır gelir dumanı,
    Hoşuma gidiyor çayır çimeni,
    Mevsimi gelince mantar zamanı,
    Herkesi bir sevinç alır Yaylacık.
     
    Aklı olan viran koymaz yurdunu,
    Çeken bilir gurbet elin derdini
    Sağ olsun Almancılarımız eder yardımı,
    Her taraftan destek almış Yaylacık.
     
    Her sabah esiyor poyraz yeli,
    Geçiyor içinde kazanın yolu,
    Ne güzel yapılmış ortaokulu,
    Gittikçe ileri gelmiş Yaylacık.
     
    Hep birlikte olup da etmişler caba,
    Eksikti sağlık ocağı yapılmış oda.
    Köyümüzün kuzeylinde Demirci Baba,
    Kurbanlar kesilir orda Yayalcık.
    Dil ile tarif edilmez köyümün yeri,
    Boşa dolaşmıyak kırı bayırı,
    Hatırdan çıkartmıyak sarı çayırı
    Ne güzel adını bulmuş Yaylacık.
     
    Vazifemdir benim köyümü saymak,
    Olur mu dostlarım köyüme doymak,
    Ne güzel yazdın HALİL KAYMAK,
    Asla unutmam seni Yaylacık.
     
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

       18

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    HASAN CITAK (Kör Hasan) 1913-1975
     
    MANİ
     
    Kınalıdır elleri
    Pek tatlı dır dilleri
    Tarla tapan sattırır
    ÇORUM’un dilberleri

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

      19

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Hasan Latif SARIYÜCE 1929
     
    ÇORUM
     
    Çorum işlek yol uğrağı
    Karadeniz iner geçer.
    Sırla dolu her bucağı
    Hatti, Hitit konar geçer,
    Ovası, dağı, yaylası,
    Harmanlar dolu buğdası,
    Yüzlercedir fabrikası
    Değirmenler döne geçer,.
    Leblebisi çıtır çıtı,
    Düğün dernek gönül hatır,
    Boş geçme al, bir şey götür,
    Elden ele hüner geçer.
    Tandır kebap, kuyu kuyu,
    Lezzet değil sanki büyü,
    Budaközü, Çorumsuyu,
    Kızılırmak kenar geçer.
    Önleri iğdeli köyler,
    Yalnızlık türküsü söyler,
    Yiğidi gurbete gider,
    Özlem özlem yanar geçer.
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

      20

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Hasan ŞEN 1958
     
    ÇORUM PROJESİ
     
    Dürüst Çalışmaktı,tek gayemiz.
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
    Helal kazanmaktır bizim gayemiz.
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
     
    Hemşerim paranı ÇORUM’a bağla,
    Fakir fukaraya bir imkan sağla.
    Leblebi,un,gömlek,yumurta,tuğla
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor.
     
    Biz bu işe leblebiyle başladık
    Kalkınmayı,hayal ettik düşledik.
    Ham bakırdan Selimiye işledik.
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
     
    Bereket var bahçesinde bağında.
    Hareket var ovasında dağında,
    Disk ürett bilgisayar çağında
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
     
    Biz ÇORUM’da enflasyonu durdurduk,
    Her mamüle T S E yi vurdurduk
    Avrupa’ya fabrikalar kurdurduk,
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
     
    Beyimiz,Paşamız,Dekanımız var
    Mis gibi leblebi kokanımız var
    Ve nihayet Bakanımız var,
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor
     
    Her eve sanayi Kur’an yoluyla,
    Başkente çift şeritli varan yoluyla,
    Hava limanıyla tren yoluyla
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor.
     
    ŞEN kardeşim yaramıza tuz atma,
    ÇORUMLUYUM diye bize poz alma
    Heri gobel lafı fazla uzatma
    ÇORUM projesi gerçekleşiyor.
    Şairden alınmıştır. Çok katlı oto garajının açılışında söyledi.
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     21

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Haydar BEKTAŞ 1894-1966
     
    ÇORUM
     
    Şol ÇORUM’da bir haydi durdum
    Estikçe dokunur yeli ÇORUM’UN
    Gezdim her köşesinin müzeyyen gördüm
    Açılır bahçede gülü ÇORUM’UN
     
    Sıklıkboğazı’nda alır suyunu
    İçer kanar şerbetini meyini
    Alaca Sungurlu Hacıköyü’nü
    Emrine mütidir ili ÇORUM’UN
     
    Vardır kahramanı aslan yatağı
    Her nevale verir bahçesi bağı
    Muş’u Van’ı besler Arabistan’ı
    Ilden ile gider namı ÇORUM’UN
     
    Pazar olur çarşambası salısı
    Hanedandır beylerinin ulusu
    Vilayet merkezi vardır Valisi
    Müze çarşısı yolu ÇORUM’UN
     
    Güzelleri alay alay çekilir
    Siya zülf ak gerdana dökülür
    Karakaşlar halkalanmış bükülür
    Tane tane olmuş hali ÇORUM’UN
     
    Çıkar yücesine ederler seyran
    Onları görenler olurlar hayran
    Sandım ki geziyor kınalı ceylan
    Akar leblerinden balı ÇORUM’UN
     
    AŞIK HAYDAR ki meth edem bari
    Geniştir ovası buğdayı gani
    İreçber yatağı yoktur emsali
    İlden ile gider ünü ÇORUM'UN

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     22

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Haydar KILIÇ 1947-
     
    SELAM GETİRDİM
     
    Şu bizim Çorum ilinden
    Sizlere selam getirdim
    Dallarındaki gülünden
    Sizlere selam getirdim
     
    Dağlarında, ovasında
    Tabiatın doğasında
    Oksijenli havasından
    Sizlere selam getirdim
     
    Alimlerin kaleminden
    Şairlerin kelamından
    Halk sevgisi bileninden
    Sizlere selam getirdim
     
    Dağlarından, taşlarından
    Şu ötüşen kuşlarından
    Yaşlısından, gençlerinden
    Sizlere selam getirdim
     
    Yeşili ile alından
    Çiçeği ile dalından
    Ozan HAYDAR’IN telinden
    Sizlere selam getirdim
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     23

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Hayri UÇAR 1933
     
    İNİLTİLER
     
    ÇORUM’DA
    Derinçay kıyısında
    Hüzünlü gecelerin
    Meramını sorardım
     
    Gece
    Ay ışığında
    Suların parlayışını
    Seyre dalardım
     
    Gece bilmeyecek sanırdım
    Küsmüşcesine yıldızlar
    Ay gurur içinde bakıyor
    Ağlardım
     
    Acılar bestelenir şarkı olur
    Bazen da şiir
    Gecenin yarısında
     
    Sevda sesi dinlemek isterim
    Kapanmak bilmez gözlerim
    Mahmurlaşır
    Sular yükselir yükselir
    Morlaşır
     
    Ümitler benden uzak
    Elem benden keder bende hey
    Ağlıyor gizli gizli gönlüm
    Gecenin yarısında
    Yok bulamıyorum
    kalbime akıyor sanki
    Acıklı bir ırmak
    Derinçay kıyısında
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     24

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Hıfzı ÖZBEKMEZ
    ÇORUM BENİM MEMLEKETİM
    Kurulmuş bir düz ovaya
    Çorum benim memleketim
    Sahip mis gibi havaya
    Çorum benim memleketim
    İnsanları kalbi güzel
    Düzeni kendine özel
    Okunur türküler gazel
    Çorum benim memleketim
    Alevi Sünni el ele
    Yaşarlar gönül gönüle
    Benzer has bahçede güle
    Çorum benim memleketim
    Yaşıyorlar türkü türkü
    Eylemişler baba yurdu
    Dost yapıyor kuzu kurdu
    Çorum benim memleketim
    Dertlerimin dermanıdır
    Bu gönlümün fermanıdır
    Yiğitlerin harmanıdır
    Çorum benim memleketim
    Latifim doğmuşum orda
    Yaradan koymasın darda
    Vatan olmuş kuşa kurda
    Çorum benim memleketim

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     25

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Hüseyin TAŞKAYA
     
    ÇORUM’UM
     
    Çorum’un yeri ne kadar düzdür
    Her işi meşhur ne güzel sözdür
    Kışları soğuktur iyisi güzdür
    Görmeye değer Çorum güzeldir.
     
    Senen yaptığını Çorumlu yapmaz
    Çorumlunun gözü pektir hiç korkmaz
    Bir söz verdimi sözünden çıkmaz
    Görmeye değer Çorum güzeldir.
     
    Meşhurdur Çorum’un leblebisi
    Olmazsa fabrikaların zehirli isi
    Türkiye’de bir tanedir saat kulesi
    Görmeye değer Çorum güzeldir.
     
    Çorum eski bir vilayettir
    Müzeleri ona delalettir
    Huzuru sağlayan adalettir
    Görmeye değer Çorum güzeldir.
     
    Çorum ilinde ne eksen biter
    Dargınlılar ölümden beter
    Barış ekilen yerlerde gül biter
    Görmeye değer Çorum güzeldir.
     
    Çorumluyum diye çok yazdım
    Diyarı gurbetti gezdim
    Olaylardan hile sezdim
    Görmeye değer Çorum güzeldir.

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

      26

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    İhsan TOMBUŞ   1923 2003
     
    ÇORUM TÜRKÜSÜ
     
    Çorum'un bağları zümrüt yeşildir.
    Her mevsim rüzgarı efil,efildir.
    Köylüsü,kentlesi uz ve ehildir,
    Yiyecek,içecek bol ve sebildir.
     
    Çorum'da yaşamak ne mutlu olay,
    El ele tutuşup çekelim halay.
     
    Bir ovaya bağdaş kurup oturmuş,
    Bağrında modern bir sanayi kurmuş
    Yiğitliği,sevi ile yoğrulmuş,
    Barış ve dostluğu buna delildir,
     
    Çorum'da mutluluk ne kadar kolay,
    El ele tutuşup çekelim halay.
     
    Dayamış sırtını Kösedağ'ına
    Bağlı tarlasına,bahçe,bağına.
    Tarihi uzanır Hitit Çağına,
    Ta ezelden beri uygar bir ildir,
     
    Birlikte toplanıp hep alay alay,
    El ele tutuşup çekelim halay.
     
    Yaşlılar olgundur,gençler ise şen.
    Evler şenliklidir,bahçeler gülşen.
    Ayrılmaz Çorum'dan,bir kez yerleşen.
    Çorum hiç kimseye gurbet değildir.
     
    Çorum'da yaşamak ne güzel olay,
    El ele tutuşup çekelim halay.
    10 Aralık 1988 Ankara

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     
     

     27

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    İSMAİL PAMUK 1933-2001
     
    ÇORUM İLİNE
     
    Kösedağı kucaklamış Çorum’u
    O çekiyor dumanını borunu
    Merzifon’dan çıktım tuttum yolumu
    Yol ver gideyim ÇORUM iline.
     
    Ayşeler,Fatmalar yaylada gezer
    Düvenci Ovasında yosmalar tozar
    Hele görün bu yurt güzel mi güzel
    Yol ver gideyim ÇORUM iline.
     
    Kuşsaraydan  Yüceoluğa çıkayım
    Yükseğinden enginlere bakayım.
    Yaylasına dertlerimi dökeyim
    Yol ver gideyim ÇORUM iline.
     
    Bülbül çalı için ‘Ah vatan’ demiş
    Nice garipleri bu hasret yemiş,
    İSMAİL yurduna dönsene demiş,
    Yol ver gideyim ÇORUM iline.

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

      28

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    İsmet ÇENESİZ 1936
     
    GONCA GÜL'E BENZER;
     
    Nar'ın diş,diş çatlaması,
    Arzulu kadının işvesi,
    Genç kızın gülüşü,
    Bahar da açmış Gonca Gül'e benzer.
    Sahan da yumurtanın pişmesi,
    Genç kısrağın kişnemesi
    3-5 kadının gülüşmesi,
    Bahar da gök gürlemesine benzer.
    Gül, Menekşe, Sümbül bir arada
    Beraber erelim biz bu murada
    Aşk ciğer de olsa da yara
    Şükrediyorum, seni bana yazan Mevlam’a.
    Bu ahu gözler, pempe dudaklar,
    İnci gibi dişler, elma yanaklar,
    Tatlı bir tebessüm, gizli gülüşler,
    Ölmeyince unutulmaz, unutulmaz.
    Bir türkü söyle Çorum ilinden:
    Şu uzun gecenin gecesi olsam
    Köse dağından, yayla belinden
    Bade içtim o yarin elinden
    Cennette içilen şerbete benzer.
    1975
     
     
    İsmet ÇENESİZ 1936
     
    FARK ETMEZ ;
     
    Ben bir Çorum, Çorumlu aşığıyım
    Söz söyletmem Çorum'a
    Toz kondurmam Çorumluya
    Haberin olsun...
     
    Çorum'da bir bahçem olsa
    İçinde bin bir gülüm olsa
    Bini bülbüllerin olsun
    Biri benim olsa
    Fark etmez.
     
    Ben güzellikler aşığıyım
    Gülü yaratanın maşukuyum
    Beyaz olmuş,sarı olmuş,
    Fark etmez.
     
    Müslüman zengin olmalı derim.
    Bunu millet için isterim.
    Faydasız malı neyleyim?
    Öylesi ha olmuş,ha olmamış,
    Fark etmez.
     
    Menzilini doğru seçmiyorsa,
    Kantarı doğru tutmuyorsa,
    İki cihan çalışmıyorsa,
    İmzasını Çorum diye atmıyorsa,
    Parisli olmuş,Çorumlu olmuş,
    Fark etmez.
     
    Çorum'da doğup büyümüşse,
    Üç beş yıl da Çorum'a gelmiyorsa,
    Çorum'u, Çorumlumu özlemiyorsa,
    Paşa olmuş, hamal olmuş,
    Fark etmez.
     
    Türkiye bir bütün bilirim
    Çorum bir başkadır, doğduğum yerim.
    O benim doğduğum günden beri yarim
    Yatırımlar Çorum'a derim.
    Çorum dışında yatırımla destan yaratsa,
    Fark etmez.
     
    Dostlar saat on ikiye beş kaldı.
    Hep yürürüz menzilede az kaldı.
    Saçlarıma ak düştü, Azrail haber saldı.
    Boşa gitti ise ömür,
    Uzun olmuş, kısa olmuş,
    Fark etmez.
     
    İSMET şiir yazmak senin neyine?
    Zaman acımasız bunu bilinde.
    Mezarıma bir gül dikinde,
    Ziyarete gelmez iseniz de,
    Gülcelerim yetişiyor
    Fark etmez.

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     

     29

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    KADRİ 1569-1948
     
    ÇORUM HAKKINDA METHİYE
     
    Habbeza insanlığa alemde bir kandır ÇORUM
    Mevkii dilkeş ve rana yurd-u insandır ÇORUM
     
    Revnak efza’dır safada ruha bahşeyler gıda
    Dil-küşad’da cümle-i büldana rüchandır ÇORUM
     
    Kamil insan hem münevvrrana olmuştur makar
    Tarihte baksan serapa dar-al irfandır ÇORUM
     
    Belde-i bahire-i hayret fezadır manzarı
    Tuhfe-i nadide-i mahbub-u devrandır ÇORUM
     
    Nice ezkiya nice dana doğurmuş lutfile
    Mader-i dildarı müşfik bay-u bayandır ÇORUM
     
    Bak tecelli şemine rehşan olur imkan ile
    Gör terakki fennine ez cümle bürhandır ÇORUM
     
    Aşinalık gösterir her ferde cümle insanı
    Rehnümalık arz eder her merde nigehbandır ÇORUM
     
    Evvel erbab-ı ziraat file etmiş iktida
    Hem ticaret ilmine bir cay-ı raşandır ÇORUM
     
    Taytır amma taşları hiç bir taşa olmaz kıyas
    Taş değil bir cevher-i lal-i bedehşandır ÇORUM
     
    Suyu berrak hem şifa ab-u havası pek latif
    Toprağı mümbit ve amber bağı rıdvan’dır ÇORUM
     
    Yaşasın sükkanı hem dem zevk ile ferhan ile
    KADRIYA medh eyle zira medhe şayandır ÇORUM

     

     
    KADRİ 1869-1948
     
    ŞANLI ÇORUM MERHABA
     
    Nazmıma bak dil-rüba
    Şanlı ÇORUM merhaba
    Olsun ocaktan taba
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Göz değmesin şanına
    Bayına bayanına
    Aferin irfanına
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Bağ-ı irem gibi şan       .
    Vermektesin kema-kan
    Gel ey şanlı mihriban
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Taşın lal-ı bedeh şan
    Toprağı amber fışan
    Babacansın babacan
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Ref’ettin mehde seza
    Talatın hayret feza
    Dil-küşasın dil-küşa
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Çarşıların pek şirin
    Her bina bulmuş yerin
    Mimarına aferin
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Bedestanın fıravan
    Tarihten verir nişan
    Ey belde-i alişah
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    İnsanları çalışkan
    Hep birbirine rüchan
    Makarr-ı müneweçan
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Sende yüksek ziraat
    Çiftçilik kat erder kat
    Sen maden-i hububat
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Yaylaların dağların
    Amber gibi yağların
    Pek safalı bağların
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Oğul balın kar gibi
    Kokar müşg-bar gibi
    Yar kokusu var gibi
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Her taamın lezizan
    Mantın dertlere derman
    Baklava baş pehlivan
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Her binada her revzan
    Şükür için bir dehan
    Her tarafın müzeyyen
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Hakkın olunmaz eda
    Umranına can feda
    Fahr eder bay-u geda
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Emsaline faiksin
    Şan vermeye saiksin
    Sen midhana layıksın
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Hoştur hoşnudiyetin
    Mesut imiş fıtratın
    Şan verir ulviyetin
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Lutfuna bende bende
    Etme beni şermende
    Bolluk ucuzluk sende
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Sendedir zevku sefa
    Sendedir ahde vefa
    Şöhretin var mutlaka
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
     
    Sende ref’et saffet
    Sende ütfıyet sohbet
    Sen bir cay-ı ticaret
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Medenisin medeni
    Dilden bırakmam seni
    Sen de unutma beni
    Şanlı ÇORUM merhaba
     
    Gel ey şehri bi-bedel
    Seni görmektir emel
    KADRİ’ye lutfunla gel
    Şanlı ÇORUM merhaba

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     

     30

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Kemal ÖZGÜR
    Emekli T K Koop Md.
     
    ÖZÜ ÇORUM’UN
     
    Bu gün değil yıllar önce dedik
    Tiyatroyu ister özü ÇORUM’un
    Ne şiirler yazdık ne diller döktük
    Kimseye geçmedi sözü ÇORUM’un
     
    Çok yükler taşırız kolonumuz var
    Alıp uçuracak balonumuz var
    Önceden yapılmış salonumuz var
    Elde hazır bekler kozu ÇORUM’un
     
    Biz sanatın değerini biliriz
    İstenilen emtiayı buluruz
    Müsait değilse yer de veririz
    Geniştir ovası düzü ÇORUM’un
     
     
    Tiyatro herkese hitap demektir
    Onu bilmeyenler bitap demektir
    Ayrı bir kültürdür kitap demektir
    Okumaya hazır gözü ÇORUM’un
     
    Gelin bu uğurda terle dökelim
    Naralar atalım halay çekelim
    Vali be gayret bir can dikelim
    Gözünden düşürme bizi ÇORUM’un
     
    KEMAL her kötülük cahilden doğar
    Cehalet önüne çekelim duvar
    Bizde peşi sıra konservatuar
    Her yerde çalınsın sazı ÇORUM’un
     

     

     
    Kemal ÖZGÜR
    Emekli TKKoop Md.
     
    SİNEK
     
    Bir kaç gündür işgal etti ÇORUMu
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
    Ben söyleyim sizler yapın yorumu
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
     
    İÇERİ DERE ye kaçmış birisi
    Sığmamışta dışta kalmış yarısı,
    HAMDİ köye çadır olmuş derisi
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
     
    Üzerine tanklar ile saldırdık
    Bu durumu vilayete bildirdik
    Kırk top mermisiyle ancak öldürdük
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
     
    Bir lokmada yutar koca bir atı
    Bin beş yüz kazana sığmazdı eti
    Çekirgeden büyük bir tane biti
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
     
    ÇORUM yaşamadı böyle paniği
    Yakalayamadık kaçtı eniği
    Dokuz köprü yapar uyluk kemiği
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
     
    KEMAL söylenilen her söze kanma
    Yalan söyleyenin adını anma
    İster inan istersen inanma
    Böyle sinek gördünüz mü ağalar?
    Şiirler şairden alınmıştır.

     

     
    Kemal ÖZGÜR
    Emekli TKKoop Md.
     
    TURNALAR
     
    Sıklık boğazından gelir turnalar
    Bu senede konup göçmeyin turnam
    Bir yılda ÇORUM’da misafir kalın
    Selamsız sabahsız geçmeyin turnam
     
    Gidelim yolumuz uzak deme
    Gelin bizi boynu bükük komayın
    Bir gece de AHÇILAR a tüneyin
    ÇOMAR Bağlarından şaşmayın turnam
     
    Nesine de deli gönül nesini
    Dinle cıvıl cıvıl bülbül sesini
    AYARIKTAN alıp gül destesini
    Hemen havalanıp uçmayın turnam
     
    Kanat Çırpın KUZOLUĞUN çeneden
    Seyran edin gece gündüz demeden
    İLİCE nın elmasını yemeden
    ULUBEL üstünden aşmayın turnam
     
    ÇUKURÖREN AVLAĞINA varınca
    İçin SARI DERE suyu serince
    PAŞA KÖYÜ BEYDİLİNİ görünce
    DELLER bağlarında şaşmayın turnam
     
    SAPAĞANIN suyu durumu harap
    Altından yol geçer bağları verep
    Ezerler üzümü vururlar şarap
    Sakın ben almadan içmeyin turnalar
     
    Tarihe karıştı FITNE bağ 1am
    Çarşı oldu YAYDIĞIN’in dağları
    Şehre göçtü ESKİEKİN beyleri
    Şahan pençesinde düşmeyin turnam
     
    Şu ÇORUM’da GÜVEY ÖNÜ bir idi
    Birer birer ağaçları çürüdü
    Her yanını kara çalı bürüdü
    KAPAKLI’nın derdini deşmeyin turnam
     
    KÖPEKLIK bağları oldu mahalle
    HACI KERIM gör geldi ne hale
    ZIMBALININ otur derdine ağla
    Bağrı yaralıdır açmayın turnam
     
    SÜLÜKLÜ’den KADİFE’ye  geçilir
    MURSAL suyu tatlı tatlı içilir
    ÇORAKLIĞA imar geldi göçülür
    Memurlardan ürküp kaçmayın tumam
     
    KEMAL Hatırlıyor eski günleri
    Görmek istemiyor iki binlileri
    İÇERİ DERE’nin kalmış çimleri
    Bari o çimleri biçmeyin turnam.

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     31

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    KUL Mustafa  ? - ?
     
    KASİDE-İ KAPUSUZ
     
    Yine zuhur eyledi asker-i tuğyan
    Erzurum Vali’sini inhizam etti gitti
    Şevkellü Padişaha eyledi isyan
    Asker-i İslam’a sui-kast etti gitti
     
    Zabtına aciz beyler beyiler
    Sivas illerine ateş koydular
    Ön edip her taraftan kolcu saldılar
    Uğradığı yerleri berbat etti gitti
     
    Bin yedi yüz diye geldi haberi
    Otuz bölük başı yekpare çeri
    Amasya şehrine vurdu pençeyi
    Nale vü ayyuka yetti gitti
     
    Merzifon üzerine yeğin vardılar
    Alaylar kurup cenge durdular
    Hikmet-i ilahi şehri bozdular
    Koç yiğitler kırıldı kelleler gitti
     
    Biriküp ÇORUM’u almak kastına
    Cümle meşveretleri bunun üstüne
    Haber gönderüp Bozok Keskin’e
    Araplık eşkiyası imdada gitti
     
    İşitildi bu haber ÇORUM’da heman
    Hacıköy Gümüş eyliyor figan
    Döğenci çayırında oldular mihman
    ÇORUM’a elçileri hemen gelip gitti
     
    Yazmışlar ÇORUM’a vermeyiz aman
    Eğer iri eğer ufak kırarız heman
    Ururuz kılıcı alırız meydan
    Namımız Üsküdar’a Devlete gitti
     
    ÇORUMLU birikip şera vardılar
    Hükm-ü ilahiye boyun verdiler
    Osmancık İskilip’e medet dediler
    Gelmedi cümlesi i’raz edip gitti
     
    Müselhim ağa bu işte oldu merdane
    Vücudun sarf edip çıktı meydane
    Kapusuz askeri geldi Elvan’e
    Çeng-i harpler kalede çalında gitti
     
    Kurdoğlu ÇORUM’a verdi nizamı
    Geldi alat-ı harbı esvab-ı darbı
    Ebvab-ı mahariplere zal ola dengi
    Meydanda mertliği bilindi gitti
     
    Alaybey bayrağı oldu küşade
    Hazreti Ömer gelip indi imdade
    Zaim zuama cümle hazır amade
    Tekbir getirip metrise girdiler gitti
     
    Yeniçeri askeri serfıraz oldu
    Gülbank avazıyla metrisi aldı
    Hacı Bektaş Veli imdada geldi
    Kudret kılıçları uruldu gitti
     
    Necip efendi kaldırdı alemler
    İmdade ianeler irdi melekler
    Ruh-ı Resu’e verdi selamlar
    Gülbank sedaları çekildi gitti
     
    Kethüda yeri sipahi gayret erleni
    Sancağ-ı Resulün cümle rehberi
    Padişah gayret halis askeri
    Tuttular meydanı serteser gitti
     
    Tamam olup tedarike meydan bezendi
    Kapusuzlar gelip saflar düzendi
    Koç yiğitler bunda namlaş kazandı
    Meydan-ı arasat kuruldu gitti
     
    Çeng-i harbelerde uruldu turra
    Uruldu Genç Osman serildi yere
    Allah Allah sedası çıktı göklere
    Her taraftarı düşmana uruldu gitti
     
    Genç Osman idi melunlar başı
    Meydanda kaldı ol itin eşi
    Her kez öğrendi gördü döğüşü
    Otuz kırk kadarı kırıldı gitti
     
    Kapusuz askerinin bozuldu dini
    Gayret-i şeytanla verdiler seri
    Gördü canları esfel-i safilini
    Ruhları siccine yıkıldı gitti
     
    ÇORUM’da on sekiz gün cenge durdular
    Başlarına gelmedik günü gördüler
    Kendiler de bildi ne vebal yediler
    Başları sernü gün oldu da gitti
     
    Beybaşı askerin içinde belli
    Her gün serteser eyledi cengi
    Kapusuz kapusuz olmadı dengi
    Koç yiğitler başında salındı gitti
     
    Kurdoğlu o gün oldu Süleyman
    Ne şir ne devlere vermedi aman
    Kendüde kalmadı zerrece isyan
    Defterine Cennet yazıldı gitti
     
    Seccadeşin şeriat kutbu
    Evlad-ı Resul sabıka Müftü
    Müderris efendiler eyledi cengi
    Cennet makamların yapıldı gitti
     
    Padişahım sana eylerüz dua
    Emrini ÇORUMLU esdedi eda
    Ferman padişahın de Müsellim ağa
    Namını haşre dek söyledi gitti
     
    Keremin olursa memleket senin
    Rahmeyle izzetin Şanın
    Terk-i can eyledik yolunda senin
    Felh-ü nusrat kapısı açıldı gitti
     
    Çapanoğlundan bize imdat gelmedi
    Gürledi çatladı sonu gelmedi
    Emr-i padişahla amel etmedi
    Hakkında kem sühan söyledi gitti
     
    Umulur kendüden yiğitlik adı
    Büyüdükçe bozulup kalmamış tadı
    İmdadı ÇORUM’a nasip olmadı
    Kem ayarmış mihenge uruldu gitti
     
    Kul Mustafa’m eder koptu tarraka
    Adular askeri karıştı hake
    Ünü erdi Horasan’a Irak’a
    ÇORUM’un erliği söylendi gitti
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

      32

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Mahir ODABAŞI 1966
     
    ANADOLUNUN İNCİSİ ÇORUM, GÖNLÜMÜN BİRİNCİSİ ÇORUM
     
    Yolları düzdür, gezenleri yormaz,
    Huzur sonsuzdur, rahatsız olunmaz,
    Buraya yerleşen bir daha ayrılmaz,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    On üç tane güzide ilçesi vardır,
    Hititlerin merkezi Boğazkale’dir.
    Ebudsuud Efendi de İskilip’tedir,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Hayat ucuzdur, çarşıda pazarda,
    Evliyalar yatar, şehirdeki mezarda,
    Buralarda kışta güzeldir, son baharda,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Bamyası, pirinci Osmancık’ta, Kargı’da,
    ‘Adalet mülkün temelidir’ daima yargıda,
    Ayrı bir lezzet var, doğal Hattutas balında,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Çorum denince, leblebisiz olmaz,
    Çalışmak isteyen az-çok işsiz kalmaz,
    Buradaki sanayi her yerde bulunmaz,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Ne oldum değil, ne olacağım demeli herkes,
    Çünkü makamlar, mevkiler elden gidiveriyor tez.
    Ahirde, herkesin götüreceği bir top beyaz bez,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Kimler geldi kimler geçti bu şehirden,
    Atide ayrılık olacaksa eğer senden,
    Sana kavuşmak ister yine bu beden,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Tespih taneleri gibi, seksen bir ilimiz,
    Sade sınır var arada, yoksa hep biriz,
    Aramızı bozmak isteyenlere fırsat vermeyiz,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Ortaköy’de İncesu kalyonu, Kargı’nın yaylası,
    Alaca’nın bir başkadır akşamleyin havası,
    Sungurlu İlçemizde Ankara - Çorum arası,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Bayat, İskilip, Uğurludağ ilçeleri bir kol,
    Oradan Oğuzlar’a, Dodurga’ya, Laçin’e gider yol.
    Mevlam her türlü nimeti vermiş bizlere bol bol,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Kuzey Anadolu Fay hattı gölgesinde,
    Türbe var, Elvançelebi Beldesinde,
    Buz gibi ayran köylü teyzemin helkesinde,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Biliriz ki her güzelliğin bir bedeli vardır,
    Olası depremlere İlimiz duyarlı olmalıdır.
    Çünkü mazide yaşamış, atide de yaşayacaktır.
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Türkiye haritasının ortasında yer alır,
    Misafirler burada kendi evinde gibi kalır,
    Yolcular yirmi dört saat her yere uğurlanır,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    Valimiz, belediye başkanımız gençtir,
    Önemli olan hizmet, gerisi hiçtir,
    Sevmek ve sevilmek her zaman hoştur,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
    ODABAŞI der inanın bana, doğrudur sözüm,
    Ayrılıktan çok çektik, artık birliktedir çözüm,
    Sahip çıkalım hemşerilerim, bu memleket bizim,
    Anadolu’nun incisi, gönlümün birincisi ÇORUM!
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     33

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Mahmut Selim GÜRSEL 1947
     
    GÖNÜL İSTER Kİ 
     
    Bağlarda, bahçelerde uzanıp ta yatmak,
    Sıra dağları gibi yıkılmadan durmak
    Birleşip de el ele Çorumlu da olmak,
    Gönül ister ki Çorum’da Çorumlu olmak.
    İster bu mahzun gönül, gurbetçi gönül
    03/08/1972 ANKARA

     

     
    Mahmut Selim GÜRSEL 1947
     
    ÇORUM’UN KADISI
     
    Çorum; Amasya’ya bağlı iken;
    Bir rüşvetçi kadı varmış.
    Aldığı rüşvetler ile
    Çorumluların canına tak etmiş.
    Çorumlular toplanıp;
    Gizlice bir name yazıp padişaha;
    Bir heyet seçerek yola çıkarmışlar.
    Heyet Kırk dilim'e varınca arkalarından,
    Yetişmiş kadı ile adamları.
    Heyeti durdurmuşlar hemen.
    Kadı heyet başkanının yanına gelip:
    Geri dönmelerini, bir şey göstereceğini,
    Heyetin ikna olmazsa eğer;
    İstanbul'a tekrar gitmelerini dilemiş,
    Heyettekiler bakalım, ikna olmazsak eğer,
    Müsaade de etti gideriz İstanbul'a.
    Padişaha şikâyet ederiz demişler.
    Kırk dilim'den Çorum'a dönmüşler.
    Doğruca heyet ve kadının adamları
    Kadının evine birlikte gitmişler.
    Kadı adamlarına dışarıda kalın demiş.
    İçeri gidince de heyete dönmüş:
    Burada gördükleriniz sizde kalacak
    Kimseye söylemeyin ben o zaman
    Size söyleyin diye bildiririm! Demiş.
    Yemin de almış orada heyetten.
    Beraberce bodruma girmişler.
    Kadı bodrumdaki üç küpü göstermiş,
    Heyet başkanına dönerek söylemiş:
    Şu baştakinin ağzını aç demiş,
    Heyet başkanı küpü açmış,
    Görmüşler ki ağzına kadar altın dolu
    İkincisini de açtırmış, oda altın dolu,
    Üçüncüsünü de açtırmış kadı ısrarla;
    Bakmışlar yarıyı biraz geçmiş
    Olarak o da çil çil altınla dolu.
    Kadı sesini biraz yükseltmiş:
    Bakın şikâyete giden Çorum heyeti!
    Ben üç küple geldim, iki buçuğu doldu.
    Yarımı da yakında dolar, başkası da yok.
    Şayet beni şikâyet ederseniz,
    Ben iki buçuk küpü alıp giderim.
    Yalnız; gelen kadı da üç küple gelir,
    Gerisini siz artık düşünün. Demiş.
    Eski rüşvetçiler belki de kanaatkârlarmış,
    Üç küple idare ederlermiş.
    Ya şimdikiler küp değil oda da
    Doldursalar yetmez imiş.
    01/03/2006 Çorum
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     

     34

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Mehmet KARADAĞ 1947
     
    ÇORUM İLİNE
     
    Şöyle bir baktım ki Çorum İline
    Türküsünü söylemek geldi dilime
    Hasreti kor ateş oldu gönlüme
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    Alaca’dan Sungurlu’ya uğrayın
    İskilip’ten Oğuzlar’a turlayın
    Mehmet Dededen himmet sağlayın
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    Dodurga, Osmancık ihmal etmeyin
    Çatak dağını silip gitmeyin
    Kargı yaylasından öte yetmeyin
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    Konun derim Laçin Dağına
    İnin Mecitözü ilçe özüne
    Uğrak verin Ortaköy yüzüne
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    Bayat’ı unutman selam söyleyin
    Boğazköy’de dost gönül eyleyin
    Evren’de de dosta sitem etmeyin
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    KARADAĞ’IM der ki turna gönüldür
    Çabuk geçen dostlar ömürdür
    Buda bizlere can Hak’tan emirdir
    Gönül turnam uğrar Çorum İline
    07/07/2010

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     35

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Mesut ARTAR
     
    SEVDALIM
     
    Kimseler bilmeyecek
    Bu Çorumdan gittiğimi
    Şahitliğimi camilerin ezan sesleri ve
    Bomboş sokaklar yapacak
    Göz yaşlarımla sulayacağım
    Adım adım senle bastığım her kaldırımı
    Birden  donup kalacağım
    Bir adım daha atacak
    Derman olmayacak dizlerimde
    Eski bir şarkı gibi hatırlayacaksın beni
    Yada hayal meyal unutacaksın
    Kimbilir belki sevdamı urgan yapıp
    Asacaksın boynuma
    Tanımayacak o zaman kimseler  beni
    Nereye gitmeli bilmem ki
    Gidipde  unutabilecek miyim ki
    Ne acı kelimelerin
    Seviyorum demesi gerekirsen
    Elveda demen yaşarken öldürmen
    Bana vereceğin en büyük ceza
    Gözlerinde ölmem olacak
    Ve bir gün duyacaksın
    Nerde nasıl olduğumu
    Sen gülüp eğlenirken
    Ne sabah olacak bana
    Nede mutlu bir haber getiren postacı
    Çalacak kapımı
    Benden tek haber alacaksın
    Olmadığın bu yerlerde
    Olamadım bende
    Beşikten mezara kadar
    Yalnızlığım yalnızlığım
    Ben hep yalnız olacağım

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     36

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Muharrem HOCA

    OSMANCIK

    Ortasından akar Kızılırmağı
    Bentleriyle sulanır bahçesi bağı
    Her şey yetiştirir kentin toprağı
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    OSMANCIK kalesi yüksekten bakar
    Birçok köylerinde taş kömür çıkar
    Paşa deresinden soğuk su akar
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    Çiftçisi çalışkan dikkati çeker
    Riba,Marelli,Akçeltik eker
    Göğbelin üzomü sanki şeker
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    OSMANCIK zengindir meyveden yana
    Cevizi inciri yarar insana
    Gemici suyudur iç kana kana
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    On dokuz fabrika sağlıyor yarar
    Hepsi de çalışır etmezler zarar
    On dördü tuğlada kılmışlar karar
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    Abdullah Yaylası,Tekmen yaylası
    Yazın yaşamaya değer havası
    Yemyeşil bahçeler bülbül yuvası
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    Arafat tepesi mesire yeri
    Çamlar altında yemek yemeli
    Hıdırellez günü gelip görmeli
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    OSMANCIK’ta yatan bu Koyun baba
    Hazreti Ali’ye yakın akraba
    Kırk yıl koyun gütmüş ermiş vuslata
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    İmaret Camisi Mehmet Paşanın
    OSMANCIK köprüsü Beyazıt Hanın
    Her zaman göklere yükselir şanın
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    Akşemseddin Hoca yıllarca durmuş
    Kaya camisinde medrese kurmuş
    Hakikat ilmini burada bulmuş
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
     
    Muharrem MERAL’im kenti severim
    Kalemimi yazarsa bende söylerim
    Yediden yetmişi selam söylerim
    Erenler diyarı güzel OSMANCIK
    Osmancık’ta Çıraklık ve Meslek Eğitim Dergisi Sayı 2
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     37

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Murat KÖYMEN
     
    ORTAKÖY’ÜN KADER ÇİZGİSİ
     
    Bana ORTAKÖY’Ü sorma kendin gör
    Sorunları çok büyük arşa çıkar,
    Güvendiğim dağlara yağdı kar,
    ORTAKÖY’Ü gel de Kendin gör.
     
    Bir gölet elzemdi ORTAKÖY’E,
    Yol güzergahı aman vermez şoföre,
    Gece gündüz çektiriyor halka çile
    ORTAKÖY'Ü gel de kendin gör.
     
    Suları akıyor boşa,
    Çok kapılar çaldım çıktı boşa
    Ne bakan koydun ne de paşa,
    ORTAKÖY’Ü gel Kendin gör
     
    Çok yazılar yazdım Ankara’ya,
    Hep menfi cevap geldi bana,
    İçim muzdarip oldu yana yana,
    ORTAKÖY’Ü gel de Kendin gör.
     
    Meşakkat ile yoğrulmuş hamurumuz
    Gerçektir sözüm değil,rumuz
    Hep sözlerin verdiler omuz,
    ORTAKÖY’Ü gel de Kendin gör.
     
    Kültür hazinesi çıktı yamaçtan,
    Belki ümit ışığı olacaktır buradan,
    İstiyor halkını bu arzuyu candan,
    ORTAKÖY’E gel de kendin gör.
     
    ORTAKÖY’ÜN çilesi ne kadar ağır,
    Yarab,ne olur çilemiz doldur,
    Siz de kuluz,yüzümüzü güldür,
    ORTAKÖY’Ü gel de Kendin gör.
     
    Çok noksanımız var,saymakla bitmez
    Yazmış olsam kağıt kalem yetmez,
    Şair MURAT her hükümdar çileyi görmez
    ORTAKÖY’Ü gel de kendin gör.
    Yılmaz Arslan’ın hazırlattığı Ortaköy gerçeği Anılar kitabından alındı
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     38

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    NAFİZ 1849-1905
     
    METHİYE-İ ÇORUM
     
    Guş tut dinle bu sözüm,Sırr-ı Yezdan’dın ÇORUM
    Cümle kevkeb-i  Mah-ı tebandır ÇORUM
    Sanki hısnetmiş veliler, dad-ül emandır ÇORUM
    Başına derc eklın, ehl-i irfandır ÇORUM
    Yusuf-ü Bahri vatanı ,aşka sultandır ÇORUM
    Medhe ağaz eylesem, yazsam halin subb-u Şam
    Söylesem binde birin, yine kalır na tamam
    Alınan bir katredir ,derya-i vasfından hümam
    Muhibb-i dervişandır hanelere açık müdam
    Her ne kadar medh’in etsem ,medh’e şayandır ÇORUM
    Bi’adet zemzem misali, çeşme vü çayı akar
    Hazır olmak çün cemaat ,vakt-ı salaya bakar
    Bi namaz anmaz bunda, başına evin yıkar
    Kafir’e her giz yaramaz senede bir kez çıkar
    Hikmet-i Bar-i Hüda’dan ,küfre zindandır ÇORUM
    Çoğundan eşref bu belde sırrı hikmet bunda var
    İrtikap etmez halkı,sözde sıhhat bunda var
    Gayri vasfı şunda dursun,ilme rağbet bunda var
    Hem şeriat hem tarikat,hem hakikat bunda var
    Alim’i ilmiyle amil,Hıfz’ı Kur’an dır ÇORUM
    Ger yazılsa levh-i mehdi kalmaz idi haliya
    Aczin izhar eyler idi,sen ne haddin HAMDİYA
    Burc-ı evliye makamı himmet ister süphiya
    Anın için bunda kaldık,derde dermandır ÇORUM
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

      40

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    NÜZHETİN -1920
     
    Çok gezdim dolaştım Şam’da Kırım’da
    Görmedim mislini diyar-ı Rum’da
    Sen nasıl yetiştin şehr-i CORUM’da
    Bulunmaz hüsnüne bihane dilber.
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     

     41

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Rasim ÇAKICI 1968
     
    ÇORUMUN ÖĞÜNLERİ
     
    Cevher yetişir Çorum’un toprağında tasında,
    İçim tazelenir içtikte sütlü bulgur asında.
    Kekiği başka kokar nanesi bambaşka ,
    Özüme dönerim ninemin tarhanasında.
     
    Ezo gelin çorbası apayrı bir tat,
    Hayat bulur insan içtikçe hayat.
    Arap asında yedi çeşit baharat,
    Davula vurulur keşkek basında.
     
    Kuzu haşlanıp pilav ile dolunca,
    Sağdıç ile damat halay tutunca.
    Sütler sağılıp kaymak olunca,
    Kaşıklar cenk eder sütlaç tasında.
                                          
    Bizim köyde kavun karpuz baldan iyice,
    Dudakların  yapışır kalır üzüm yiyince.
    Bedenin serinler  kayısı hoşafını  içince,
    Helal  lokma yenir  Türk  sofrasında.
    13-05-2002

     

     
    Rasim ÇAKICI 1968
     
    YOL VAR MI ?
     
    Şimdi bizim ellerde çiçekler açar,
    Mavi semalarında kuşlar uçar.
    Kalmışım gurbette ben naçar,
    Burdan bizim köye yol var mıdır ?
     
    Nevbahar,da dumanlıdır Çorum dağları,
    Koruk üzüm olmuştur Ayarık bağları .
    Gurbette bitti ömrün güzel çağları ,
    Burdan bizim ele yol var mıdır ?
     
    Tabib hasretliğe faydasız ilacın,
    Bitmez tükenmez bağrımda acım.
    Burnumda tütüyor leblebi ocağım,
    Burdan bizim köye yol var mıdır ?
     
    Aşık ÇAKIC’yım toprağına sürsem elimi,
    Taşı yok oklaşaydım Çorum’um dikenini gülünü.
    Kalbimde um Çorum senin sevgini,
    Burdan bizim ele yol var mıdır ?
    04-12-1992

     

     
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     

     43

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Rıza HARDAL 1937-
     

    GÜZEL ÇORUM’UM

    Açılın kapılar Çorum geliyor
    Kekliğin sesinde yürek deliyor
    Kızılırmak damla damla eriyor
    Senin bu sedana güzel Çorum’um

    Sivas illerinde sazın çalınır
    Seksen il içinde adın anılır
    Kızılırmak akar akar durulur
    Senin bu sedana güzel Çorum’um

    Kırk ilin gençleri yarış başladı
    Otuz dokuzunu Çorum haşladı
    Çorum Güzel Sanatları işledi
    Güzel sanatları güzel Çorum’um

    Nerde doğu bülbülleri,nerede
    Aşık Veysel, Z. Haliller nerede
    Celal Güzel,sesler bilmem nerede
    Sesler gençleri güzel Çorum’um

    Türk kaderi Erzurum’da Sivas’ta
    Bütün ekipleri bıraktı yasta
    Emeği geçenler ustaymış usta
    Sacide Metini güzel Çorum’um

    Bursayı temsilen bir kızım gitti
    Çorum’u temsilen torunum gitti
    RIZA der Allah’ım çok yardım etti
    Sesleri,sözleri güzel Çorum’un

     
    Rıza HARDAL 1937
     

    ÇİĞDEMLİ ÇİÇEKLİ KÖYÜM


    Bahar al giyinir,dağ ile taşlar.
    Çobanlar sürüler yaylıma başlar,
    Al,yeşil çiçekler açar ağaçlar
    Sarı çiğdem,çiçek köy yollarında.

    Kalelerin taşı,gözlerin yaşı,
    Turnalar uçuyor,çiftelli eşi,
    Geride bıraktık üç aylık kışı,
    Sarı çiğdem,çiçek köy kırlarında.

    Martta doğar,Nisan ,Mayısta ölür,
    Kimi ikiz,kimi üçüz doğurur,
    Bunu gören çoluk çocuk sevinir,
    Sarı çiğdem,çiçek köy yollarında.

    Yaz geçmeden ömrü kısadır geçer,
    Bütün tabiata kokusun saçar,
    Çiğdem yazın geldiğini müjdeler
    Çiğdem çiçek,biter yaylalarında.

    Kırda kekik,yavşan biter yoncalar.
    Çocuklar uyutur anne nen çalar,
    On iki ayda da,iki ay yaşar,
    Çiğdem çiçek,biter yaylalarında.

    İpek çiçekleri kumaş oluyor,
    Gençler söküp başlarına doluyor,
    HARDALIM der dağlar al bürünüyor,
    Çiğdem çiçek,biter köy yollarında.

     

     

    Rıza HARDAL 1937
     

    ÖĞRETMENİME
      
    Elli beş yıl sonra buldum izini
    Hayalledim sanki cansız yüzünü
    Rastlamadım oğlan ile kızını
    Bir ustamsın,çekiç,keser öğretmen
      
    Bin dokuz yüz kırk beş,elli arası
    Niçe fakirlerin sardın yarası
    Şu Çorum’la Kuşsaray’ın arası
    Yaya gelir gider idin öğretmen
      
    Öğrenci gelmeden okul açardın
    Öğrenci ruhuna bilgi saçardın
    Bizimle oturup çorba içerdin
    Bencil,kibirlenme yoktu öğretmen
      
    Rahatladım senin ismin duyunca
    Şiirlerinden de ilham alınca
    Dünya benim oldu erdim sevince
    İlim,irfan yuvasıydın öğretmen
      
    Bir yere giderken vekilim derdin
    Önce soru sorar,cevap verirdin
    Aç eliniz der,cetvel vururdun
    Daim güleç yüzlü idin öğretmen
      
    Bir baba misali hitap ederdin
    Yaramazlık yapana dur oğlum derdin
    Rıza’nın temelini sağlam kurdun
    İlim, iran yuvasıydın öğretmen
    1950 ilkokul anılarım

     

    Rıza HARDAL 1937

    GÖRMEĞE DEĞİYOR ŞU ÇORUM İLİ

    Görem dedim bende Çorum ilini.
    Derem dedim bahçesini gülünü.
    Biraz methedeyim hasbıhalini.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Mevsimine göre ürün yetişir.
    Dallarında bülbülleri ötüşür.
    Nice âşıkları yanar tutuşur.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Ankara, Samsun güzergâhında
    Fabrika bacaları Köse dağında
    Nice insanlar yetiştirmiş bağrında.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Esnafı, memuru, çiftçisi, köylü
    Güzeli meşhurdur, hep uzun boylu.
    Antika olmuştur, araba yaylı.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Yükseğinde sıra dağlar kurulur.
    Büyük kale ortasında durulur.
    Saat kulesinde zaman vurulur.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Osmancık'ta Kızılırmak çağlıyor.
    İskilip'in ormanları sağlıyor.
    Alaca Hattuşaş dilde anılıyor.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Alacahöyük müzendir eserin.
    Geçtim Ortaköy’e meftun gezerim.
    Mecitözü, Kargı,Bayat pazarın.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Elli okul yirmi beştir camisi
    On ikiye bölmüştür mahallesi
    Yüz elliye yükselmiştir nüfusu
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

    Reklâmın dağılmış Hattuşaş, Hitit.
    Kentlerin, lokantan, folklorun Hitit
    RIZA der yer altı eserin Hitit.
    Görmeğe değiyor şu Çorum ili.

     

    Rıza HARDAL 1937-
     
    AĞAÇ DİKELİM
     
    Güzel Çorum’um şu kaleye yaslanmış,
    Kaya yosun tutmuş,toprak paslanmış
    Bir fidan dik diye bize seslenmiş
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
     
    Ceviz kumu sever,meşe bayırı,
    Badem taşlık sever,söğüt çayırı,
    Yetiştir ormanı yapan hayırı
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
     
    Çorum’un doğusu esiyor Poyraz
    Fidan dikimine verelim bir hız,
    Açılır gül fidan,sümbülle,nergis
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
     
    Kazma,kürek koş,sakın boş durma.
    Varıp da ağaca baltayı vurma
    Sıcağı çok sever portakal,hurma.
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
     
    Sen dikersin ama bu ağaç benim,
    Hemi havam,suyum,hemi de kanım.
    Canlı varlıkların ahiri ölüm
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
     
    Kuralım her semte hatıra ormanı
    Yeşertelim,köşe bucak her yanı
    Daha fazla üzmen Rıza HARDAL’ı
    Boş durma vatandaş ağaç dikelim !
    25 03 2004
     

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     44

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Rıza KANDEMİR 1958-
     

    ÇORUM’UM

    Ne güzel ovası düze kurulmuş
    Hititler diyarı Çorum’um
    Hizmette yarışa karar verilmiş
    Tüm yurduma yayıldı ünü Çorum’um

    Nice toprak hamur gibi yoğruldu
    Kiremit döşendi, tuğla örüldü
    Birde şeker fabrikası kuruldu
    Şekerde de ünü vardır Çorum’un

    Seramikte Ece Banyo açıldı
    Kumaş gibi desen desen biçildi
    Namı gitti Avrupa’ya açıldı
    Seramikte ünü vardır Çorum’um

    Anitta’ya yazdırdık Uğur Barlığı
    Kim ister ki bu zamanda darlığı
    Guruba yazmışlar bunca varlığı
    Barlığın gurubu ünü Çorum’um

    Emin Görpe Kızıl Irmak dökümde
    Dişli olduk makinenin çarkında
    Cazgır, Altan Makinenin farkında
    Makinede ünü vardır Çorum’un

    Çorumlunun daha sözü bitmedi
    Hayat kâğıt, şırıngada yetmedi
    Leblebide kimse yerini tutmadı
    Leblebide ünü vardır Çorum’un

    Akça, Varış kerestede yarışta
    Ekmekçi bakıra damga vuruşta
    Alapala Güven yeme varışta
    Sanayide ünü vardır Çorum’un

    Sular gibi akıp akıbta durulsak
    El uzatıp yoksullara sarılsak
    Birlikte el ele dimdik yürüsek
    Birlikte ünü vardır Çorum’un

    Koçlar tarım ette ayrıca gurur
    Ahlatcısı var volsvegen yön verir
    Şamlı toyotada tanımaz sınır
    Çimento da ünü vardık Çorum’un

    Bütünce bunları gezdim gördüm.
    Dalgıcı birliği betonda buldum
    Yeşillik içinde tertemiz yurdum
    Temizlikte ünü vardır Çorum’un

    Bırak dünü yarınları bitirdik
    Bir gün derler KUL RIZA’YI yitirdik
    Gerçekleri böyle dile getirdik
    Aydınlık günlere yönü Çorum’un
    21.11.2000

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     45

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sakin KARAKAŞ 1961
    OSMANCIK
     
    Kaleye çıkınca bakmalı sana
    Sayfa sayfa destanlar yazmalı sana
    Güzelsin,bir boncuk takmalı sana
    Tabiat harikası güzel OSMANCIK
     
    Dereboğazında gezdim oturdum
    Üzüm,elma,üvez,nar,kirazına tutuldum
    Meşhur akpemez içine ekmek batırdım
    Bereket diyarı bizim OSMANCIK
     
    Göğbel,Taşlı sokak,Gürleyik’in bağları
    Mis gibi kokar İnegöl ve Taşkesen dağları
    Başpınar yaylasının sepet sepet baharı
    Harikasın bir harika OSMANCIK
     
    Dağmatoğlu,Fındıcak,Zincirlikuyu,
    Buz gibi içmece Çarkının suyu
    Çarnpınar yaylasında yat uyu
    Yeşillik diyarı güzel OSMANCIK
     
    Kavsak çayıdır Kızılırmağa doğru akan
    Böyle güzel şehirden olur mu bıkan
    Kunduz’un ormanıdır baharda çiğdem kokan
    Gönüldesin dildesin bizim OSMANCIK
     
    Çekik tarlaların servettir senin,
    Hiç eksik olmaz gelen gidenin
    Pirincin pilavın çoktur sevenin
    Çeltikçinin diyarıdır diyar-ı OSMANCIK
     
    Koyun Baba evliya ünlü bir veli
    Türbeden Adatepe’ye uzanır eli
    Tekkesini,köprüsünü ziyaret etmeli
    Evliyalar mekanı güzel OSMANCIK
     
    Sadrazam Baltacı Mehmet Paşan
    Akşemsettin’i,Danişmendi gururla an
    Hele Anadolu Beylerbeyi Koca Mehmet Paşan
    Tarihe şerefsin şansın büyük OSMANCIK
     
    Akşemsettin,Şeyh Hasan ve İrnaret camileri
    Eşi bulunmaz kapısının işlemeleri
    Paşa hamamı Baltacı çeşmeleri
    Tarihi eserlerinle övünmelisin OSMANCIK
     
    Havacı Generalin Ahmet ÇÖREKÇI
    Dünyada barış için nöbetçi
    Yetiştirdin yetişeceklerin vatan için cenkçi
    Övünç kaynağın,gururumsun OSMANOIK
     
    Zeytin ve Bayırviran köyleri,Gecek mevkii
    Surları muhteşemdir Kandiber kalesi
    KARAKAŞ’ın hiç bitmeyecek OSMANCIK sevgisi
    Aşığınım,aşığın güzel OSMANCIK

     

     
    Sakin KARAKAŞ 1961
    OSMANCIK’IN KIŞLARI

    Kale köprüye bakar
    Ve Fındıcak’ın başı duman.
    Çaldağ Adatepe’ye kur yapar.
    Kunduz hiç vermez aman.

    Yaylabaşı buz keser.
    Konduk’a bir tipi çöker.
    Koyunbaba köprüsü.
    Kızılırmak’a naz eder.
    Kepçeli’den yol bulur.
    İnegöl’de kurt ulur.

    Yaza hasret Zemheri
    Önce bahar sonra yaz.
    Gelinlik kızlar nakşeder.
    Göz nuru ve alın teri.

    Teras katı Adatepe
    Ve yeşiller beyaz içinde
    Tarihten gelen gizem
    Ne sırlar saklar içinde.

    Çengele’ye doğru
    Çanak, çömlek ve emek.
    Dereboğazı bağları
    Bir mahsunluk içinde

    Fındıcak’ın beyaz örtüsü
    Baharı sabırla bekler
    Can suyunda saklanmış
    Pıtırcık tomurcuklar.
    Ve akşamın alacası
    Günü geceye ekler.

    Yol boyunda Koyunbaba
    Horasan’dan seslenir.
    Ve Akşemseddin sözü ile
    Çağlar açar dile gelir.

    Bir güneş ve bir ayaz.
    Osmancık’ın kışları.
    Ve evvel zaman içinde
    Kalenin yamaçları.
    Çocuklar sek sek oynar.
    Dizi dizi taşları.

     

     
    Sakin KARAKAŞ 1961
    YAR GELİR
     
    Osmancık'ta mevsim bahara çıkar,
    Gemici'den kara gözlü  yar gelir.
    Mor dağlarım yüreğime göz kırpar.
    Kızlarına biraz eda, naz  gelir.
     
    Kaleden bakınca Kızılırmağa;
    Gör;  ufuklardan başlar kıvrılmağa.
    Serpilmiş kent ayak uydurmuş çağa.
    Köprüsünden bir edalı kız gelir.
     
    Sevdası Aslı'dan,gülüşü Leyla.
    Kaşlar hilali , kavuşuyor Ay'la
    Gözler bir  umut;bir umman bir  derya
    Bu dizeler cemaline az gelir.
     
    Kalenin burçlarından  bir göz atsam.
    Sırılsıklam yağmuruyla ıslansam.
    Yaylalarda gece yatıya kalsam.
    Aşkı vurur şu dilime söz gelir.
     
    Yaz gelipte  Düztepe'ye çıkınca
    Çiseleyip ince yağmur yağınca
    Ebemkuşağına doğru bakınca
    Ortasından al yanaklı yar gelir.
     
    Sıradağlar dolanır etrafından.
    Fındıcak'tan, İnegöl'den, Çal'ından.
    Sevenleri anlar ancak dilinden.
    Yaz gelince Kamil köyden nar gelir
     
    Zemheri de Taşkesen'den rüzgar eser.
    Kısa gündür çarçabuk gelip geçer.
    Beyaz örtü ile olur şaheser.
    Çaldağı'ndan ince ince kar gelir.
     
    Dutludere'de bir kıpırtı başlar.
    Bir ihtiyar bahçelerde dut aşlar.
    İklime aşıktır orada kuşlar.
    Aman aman nazar değer göz gelir.
     
    "Yaprağçi"  yedim bir  güzel elinden
    Adın düşmez ozanların dilinden.
    Serin rüzgar esince Gökbel'inden.
    İnal'dan kebab,Kargı'dan kiraz gelir..
     
    Şöyle bir göz at; etrafı seyreyle.
    Cevizlerin dibinde vakit eyle.
    Çavuş üzümüne de selam söyle.
    Bağlarında bülbül öter yaz gelir.
     
    Çarşı ortası bir ihtiyar çınar.
    Yusufçuk kuşlar dallarına konar.
    Kanat çırpar, ürperir sevda sunar.
    Aşkı bitmez alevlenir güz gelir.
     
    Zahmetle yapılır "Irgat böreği"
    Haşhaşlıdır Çam pınar'ın çöreği
    Boş kalmıyor pidecinin küreği.
    Bir tadınca damaklara haz gelir.
     
    Yakamozlar pırıldayıp  göz kırpar.
    Güvercinler köprüden kanat çırpar.
    Gerdanına  bir altın  kolye takar.
    Pirnçkent'ten ayrı kalmak zor gelir
     
     "Güneşin Kenti" de  adını sen koy.
    Pirinçkale, Pirinçkent adına doy.
    Ozanım; ektiğin büyüsün boy boy
    Ayrı düşme yüreğine kor gelir.
     
    Gemici'nin manzarası yeşilden
    Ozanların şiirleri güzelden
    Hazan vakti yollar süslü gazelden.
    Yüreğime sevdan vurur haz gelir
     
    Tekaltı, Aşağı Orman, Çengele.
    Çeltiklerin kurusun savur hele.
    Haydi tutun, kenetlenin el ele
    Tek yürek ol. Tüm engeller vız gelir.
     
    Baş pınar'dan,Çam pınar'dan, Konduk'tan
    Çeyiz gibi dizelesen sandıktan
    KARAKAŞ'ım, O belde de doğduktan,
    Kıskansınlar; sivri sinek saz gelir.

     

     
    Sakin KARAKAŞ 1961
    BİZİM SUNGURLU
     
    Samsun’u Ankara’ya bağlar
    Ne güzeldir bizim Sungurlu.
    Etrafında dolanır çaylar
    Çok güzeldir bizim Sungurlu.
     
    Lezzetlidir senin buğdayın
    Ovayı dolanır Di çayın
    Kavun, karpuz bereket sayın
    Ne güzeldir bizim Sungurlu.
     
    Çorum’un en büyük ilçesi
    Gizemli Manastır tepesi
    Yörüklü, Salman, İncesi
    Çok güzeldir bizim Sungurlu.
     
    Şiir yazdım senin dağına
    Kavşut’un o güzelim bağrına
    Sungur Beyin şenlı çağına
    Ne güzeldir bizim Sungurlu.
     
    KARAKAŞ sende beş yıl kaldı.
    Güzelliğinden ilham aldı
    Senin güzel hatıran vardı
    Çok güzeldir bizim Sungurlu.
     
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     

     46

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Şekip ŞAHADOĞRU 1932-1995
     
    ÇORUMUN
     
    Bağrında besleyip büyüttü beni
    İşte sazım oldu dili ÇORUM’UN
    Bir pehlivan gibi soyuttu beni
    Her tarafı salsın kolu ÇORUM’UN
     
    İmalatı gitsin Avrupalara
    Şöhretin yayalım Afrikalara
    Sarı buğdayları fabrikalara
    Her tarafı türbe ile ÇORUM’UN
     
    Çimentosu,kiremidi,kömürü
    Bunların uzun olsun ömürü
    Bereketi eksik olmaz yağmuru
    Açılsın solmasın gülü ÇORUM’UN
     
    Bir cennet misali gülleri kokar
    Güzeli görenin bağrını yakar
    Neresine kazma vursan su çıkar
    Yeraltı ırmağı seli ÇORUM’UN
     
    Çömerdi zenginleri fakirlerini
    Kardeşçe sevsinler birbirlerini
    İbadetle geçen her günlerini
    Hakka doğru gitsin yolu ÇORUM’UN
     
    Ne bir ayrım olsun ne de bir ırkı
    Daim Allah diye dönmeli çarkı
    Vilayet parkında gör Atatürk’ü
    Sevgi diye eser yeli ÇORUM’UN
     
    İskilip,Osmancık hem Kargı’sını
    Mecidözü Alaca Sungurlu’sunu
    Duyursun Dünyaya ŞEKIP sesini
    Bu yüce ülkenin yönünü ÇORUM’UN

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     47

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sırrı CAĞLAR 1921-1979
     
    OSMANCIK
     
    OSMANCIK ey benim sevgili yurdum!
    Yemyeşil bağ bahçen bostanların var
    Zümrüt dağlarında gezdim okudum
    Çam kokan pınarlar ormanların var
     
    Alpagut,lnegöl,Çal ormanların
    İçinde şahlanan çağlayanların
    Altında fışkıran gül fidanların
    Gözleri sürmeli ceylanların var
     
    Çiçekli kırların mis gibi kokar
    Bulur derelerin köpürmüş akar
    Koyunlar kuzular yaylıma çıkar
    Hazin kaval çal çobanların var
     
    Bülbüllerin coşar atarken şafak
    Renkten renge girer Gökbel,Fındıkcak
    Koynunda çağlarken şu Kızılırmak
    Seve doyulmayan hayranları var
     
    Görüntün ne tatlı güneş batarken
    Alevden saçları suya yatarken
    Pırıltılar nabzım gibi atarken
    Mest olup hayale dalanların var
     
    Keklik sürülerin havada uçar
    Yaban ördeklerin göksünü açar
    Kurt tilki karaca avcıdan kaçar
    Tazılara kızgın tavşanları var
     
    Meşhur bağlarına kıymet biçilmez
    Buz gibi Çarkı’nın su içilmez
    Bir salkım yemeden yoldan geçilmez
    Bol bol ikram gören mihmanların var
     
    Ulu cevizlerin dibi bir alem
    Çavuş üzümleri dertlere melhem
    Elma,armut,ayva,üvez,dut,badem
    Yediren ne cömert insanların var
     
    Gökbel’in suyudur çağlayıp akan
    Bu cennet diyardan olur mu bıkan
    Hele bağ bozumu mis gibi kokan
    Pestil,pekmez,sucuk zamanların var
     
    Arpa,buğday,çeltik ziraatın bol
    Yeşil tarlalarla çevrilmiş sağ sol
    Çiftçiye açıktır her an mutlu yol
    Bol ürün kaldıran harmanların var
     
    Linyit ocakların başlıca servet
    Gizli madenlerin bulmakta kıymet
    Her taşın bir altın olacak elbet
    Yetişmiş mühendis uzmanların var
     
    Tarihin dopdolu şerefle şanla
    Övün adı geçen her kahramanla
    Kurduğu devletle bütün cihanla
    Sayan adaşın Osmanların var
     
    Koca Mehmed Paşa,Baltacı Mehmed
    Bir müddet oturmuş Melik Danişmend
    Akşemseddin veli makamı Cennet
    Koyun baba gibi sultanların var
     
    Kalen,köprün birer tarihi eser
    Benzeri var ise bir yerde göster
    Görenlerin her yana tanıtmak ister
    Dillerde dolaşan destanların var.
     
    SIRRI ÇAĞLAR durmaz hep seni ana,
    Sende doğduğuna eder iftihar
    Seni yüceltecek göklere kadar
    Ünlü ediplerin ozanların var..

     

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     

     48

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Şükrü GÜLTEPE 1950

    ÇORUMLUYUM DEMEK ONUR VERİCİ

    Heri şivesini bölgemiz söyler
    Leblebi,tuğlası illeri gezer
    Hitit,Hattuşaş’ı ebedi yaşar
    Çorumluyum demek onur verici

    Esiyor rüzgarı Köse Dağından
    Evliya,türbesi onun varından
    Koyun Baba Köprüsü söyler derinden
    Çorumluyum demek onur verici

    Kandil çalında pınar çağlasın
    Koyun,kuzu orda eğlesin
    Gönül türküsünü yare söylesin
    Çorumluyum demek onur verici


    Güzel ilçesini methetsem azdır
    İlkbahardan sonra gelen yazdır
    Namelerde nota türküler sazdır
    Çorumluyum demek onur verici


    Saat kulesi de Paşadan kalmış
    Orta Asya Oğuz boyundan gelmiş
    Fatih Sultan Mehmet namını salmış
    Çorumluyum demek onur verici


    ŞÜKRÜ ilim,irfan tarihler yazsın
    Seninle davamız mahşere kalsın
    Divane gönlümü diyara salsın
    Çorumluyum

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
     

    49

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Tevfik ÖZBEN
     
    ÇORUM
     
    Batıda sıralanmış. Uzanır Köse dağı
    Ulaşmağa bakılmaz. Şanlı Kızılırmağı
    Görebilsem ne olur,ormanını kırını
    Alev olsam kavrulsam,tavada mısırını
    Pınarından su içer ,sülün keklik karaca
    İskilip Mecidözü,Osmancık Alaca..
     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     

     50

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    YEĞEN Gazi ?-1689
     
    GÜFTE-İ YEĞEN PAŞA ÇORUMİ
     
    Alunsun abdestler ibadet olsun
    Hızır sana yardım eylesün Yeğen
    Topla askerini cem et başına
    Görenler methini eylesin Yeğen
     
    Bozuldu ordular otağlar göçtü
    Nice vezirlerin tetbini şaştı
    Yüz bin kol ağası Tuna’yı geçti
    ÇORUMLU namını söylesin Yeğen
     
    Name yazdırup aşağı göndür
    On yedi krala namını bildir
    Elinde Zülfikar altında DüldüJ
    Allah Allah deyip çalıyor Yeğen
     
    Urulmuş kolundan kendü bağlıyor
    Köleleri siyim siyim ağlıyor
    YEĞEN GAZI der ki kanını çağlıyor
    Namımız ÇORUM’da soylensin Yeğen

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     
    51

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Yusuf Ziya LEBLEBİCİ
     
    ÇORUM
    Sılanın acısı beni eziyor
    Hasrete bir çare bulamıyorum
    Açılın be yollar yarim bekliyor
    Dağına taşına hasretim Çorum
    Leblebiyi dizip taksam boynuna
    Bir gelin kız gibi alsam koluma
    Göğsümü kabartıp çıksam yollara
    Bahçene bağına hasretim Çorum
    Manastır Tepesi saçların olsa
    Osmancık Köprüsü kaşların olsa
    Kırkdilim geçidi boğazın olsa
    Soluna sağına hasretim Çorum
    Kargı’da çeltiğe tırpan salmaya
    Figani suyunda sıhhat bulmaya
    Alaca düzünde nohut yolmaya
    Ekine soğana hasretim Çorum
    Boğazkale yolu aslanlı kapı
    Bu ne ihtişamlı muhteşem yapı
    Krallar diyarı kültür erbabı
    Kavim yumağına hasretim Çorum
    Senin kokun gelir esen yellerde
    Yusuf Ziya ölse gurbet ellerde
    Gömülmek istemez yaban yerlerde
    Senin toprağına hasretim Çorum

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
    52

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Zeliha CEYLAN
     
    BEN ORTAKÖYLÜYÜM
     
    ORTAKÖY’lüyüm Çorum Gurbettir ana
    Elması armudu doyamadım ona
    Pınarköyden içsem suyu kana kana
    Orada doğdum ben ORTAKÖYLÜYÜM!
     
    Bir başkadır mevsimi,baharı,
    Kışın geçit vermez yağmuru karı
    Yetmiş hasatı her yanı sapsarı
    Orada doğdum ben ORTAKÖYLÜYÜM!
     
    Orman bol, yemyeşil koru
    Yokuştur hem de kötü yolu
    Yoktur başkente uzanacak kolu
    Orada doğdum ben ORTAKÖYLÜYÜM!
     
    Yeri cennet gibi tertemiz havası
    Ağaçsız, susuz küçük ovası
    Evleri kerpiçtir çamur sıvası
    Orada doğdum ben ORTAKÖYLÜYÜM!
     
    Hep çalışalım güzel beldemde
    İş düşüyorsa yapsın her kime
    Reis bey,savcı,müdür,hakime
    Teşekkür ederim Kaymakam beye
    Orada doğdum ben ORTAKÖYLÜYÜM!
     
    Yılmaz Arsianın hazırlattığı Ortaköy gerçeği Anılar kitabından alındı.

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
    53

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    ZİYA ŞENSES 1919-1972
     
    İSKİLİP
     
    Yeşil etekleri serpilmiş düze
    Duvak olmuş dağlar çekilmiş yüze
    Yurdun her yerini ben geze geze
    Sana uzaklardan geldim İSKİLİP
     
    Meydan Çayı coşmuş çağlayıp gider
    Güz geldi turnalar ayrılıp gider
    Yar ipek kuşağın bağlayıp gider
    Kalan tek yar sensin bildim İSKİLİP
     
    Bir altın deredir senden sonbahar
    Işık peteğidir dalda meyveler
    Batan gün ufukta çatlayan bir nar
    Güzelliklerine daldım ISKILIP
     
    Yol aşmaz çamlardan beller kapalı
    Her mevsim ayrı renk ovalar hah
    Göklere dayanmış her ağaç dalı
    Dağlardan rüzgar yeldim İSKİLİP
     
    Yosunlu oluklar donmuş buz tutmuş
    Dertliler derdini senden avutmuş
    Dostlar sormaz olmuş bizi unutmuş
    Çeşmende su çayda seldim İSKİLİP
     
    Piştim güneşiyle ben burda yazın
    Köroğlu seslen de gelsin Ayvazın
    Ses vermez yaylada kırıldı sazım
    Ferhat gibi dağlar deldim İSKİLİP.

     

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    Sonraki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

     
     
     
     54

    Çorum Şiir Antolojisi  sayfasına gitmek için tıklayınız

    Önceki şairin sayfasına gitmek için tıklayınız

    SİZ DE ŞİİR YAZIYORSANIZ VE ÇORUM VE İLÇELERİ HAKKINDA SİZİNDE ŞİİRİNİZ VAR İSE YOLLAYINIZ YAYINLAYALIM

    İrtibat için

    corumlu2000@gmail.com

    Telif Eseridir izinsiz kullanmayınız  corumlu2000@gmail.com

    BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA KIYMETİ ARTAR!

    Hazırlayan  Mahmut Selim GÜRSEL yazışma adresi  corumlu2000@gmail.com

    DİKKAT ! BU BİLGİ TELİF ESERİ OLUP YAZARI VE YAYINEVİMİZDEN  İZİN ALINMADAN KULLANILMAMALIDIR
     
    Gizlilik şartları ve Telif Hakkı © 1998 Mahmut Selim GÜRSEL adına tüm hakları saklıdır. M.S.G. ÇORUM
     Hukuka, Yasalara, Telif  ve Kişilik Haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.